Gazeteci Varol Ersoy‘un Medyaradar sitesinde yayınlanan “AK Parti’nin oylarının erimesi destekçilerini panik havasına soktu” başlıklı yazısı:
“Kamuoyu araştırmalarına göre CHP ile AK Parti arasındaki makas CHP lehine açıldıkça, kamuoyunun yakından tanıdığı ve yandaş kanallarda her gece görmeye alışık olduğu yandaş gazeteciler arasında yeni bir akım başladı:
Yurt dışında ev sahibi olmak ve oturum izni almak…
Hatta bazılarının, ev satın aldıkları ülkelerde çifte vatandaşlık için yasal işlemlere başladığı bile söyleniyor.
Peki; bu arkadaşlar neden korkuyor?
Muhalif isimleri yıpratmak için ortaya attıkları ama kanıtlayamadıkları iddialar, bu nedenlerin başında geliyor.
Bu yüzden hepsinin hakkında açılmış onlarca ceza ve tazminat davası bulunuyor.
İktidarın değişmesi durumunda, kuşandıkları “yargı kalkanı”nı kaybetmekten ve tutuklanmaktan korkuyorlar. Bu gazetecilerin en çok ilgi gösterdikleri ülkelerin başında ABD, İngiltere ve Almanya geliyor…
Ancak bu ülkelerde yakınları ya da bağlantıları olmayanların tercihi ise “parayla” oturum izni ya da vatandaşlık veren Portekiz, Malta, Grenada, Saint Lucia, Mısır ve Ürdün gibi ülkeler.
Kişisel yakınlıklarını kullanarak Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt ve Katar gibi ülkelerde emlak yatırımı olanaklarını araştıran gazeteciler olduğu da gelen bilgiler arasında…
Peki; bu gazeteciler, sunucular ve yazarlar kim?
Bu soruyu sorunca yurt dışında emlak danışmanlığı yapan kaynakların kulağımıza fısıldadığı ilk isimler, hepinizin yakından tanıdığı ve bildiği simalar…
Özellikle de ekran yüzleri ön planda…
İsim vermiyorum; çünkü hepsinin avaz avaz bağırarak yalanlamaya çalışacaklarını da adım gibi biliyorum.
Elbette bu isimlerin Türkiye’de kalıp meslek hayatlarına devam edip etmeyeceklerinde, iktidara gelecek partinin “devr-i sabık” yaratıp yaratmaması etkili olacak.
Ama her ihtimalde, kamu kuruluşlarının ve iktidar yanlısı şirketlerin reklam gelirleriyle ayakta duran çok sayıda medya kuruluşu kapısına kilit vuracak ya da el değiştirecek. Bu da özellikle bugünkü yandaş medyada önemli bir “iş gücü”nün devre dışı kalması anlamına gelecek.
Peki; yandaş arkadaşların yurt dışı merakını öğrenen tek gazeteci ben miyim?
Elbette hayır…
Bu haberi, son yirmi yılı çileyle geçiren meslektaşlarımın çoğu biliyor. Hatta ben bu isimlerin önemli bir bölümünü onlardan öğrendim.
Eeee…
“Dün yediğin hurmalar, gün gelir seni tırmalar” diye bir atasözümüz bile var…
Ne yalan söyleyeyim; gerçek gazeteciler, televizyoncular yandaş olmayı reddettikleri için işsiz bırakılırken, liyakat sahibi olmadıkları halde büyük gazetelerde sütun kapan beylerin, hanımların keyfinin kaçması çok da umurumuzda olmaz…
Bugüne kadar iktidar olanaklarını keyifle kullanan, Cumhurbaşkanı’nın uçağında gezmedik ülke bırakmayan, hiç işsiz kalmayan, hep en ballı maaşları alan bu kesimin şimdi biraz paniklemesi beni rahatsız etmez…
Unutmayın; demokrasimizin normalleşmesinin bir yolu da gazetecilik mesleğini bu “kapı kulları”ndan arındırmaktan geçer.”
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları: