Cumartesi, 5 Tem 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Günlük

Batı’nın Rusya ikilemi

Medya Günlüğü
Son güncelleme: 29 Ekim 2024 20:03
Medya Günlüğü
Paylaş
Paylaş

İkinci yılına girmek üzere olan Rusya-Ukrayna Savaşı, Batı ve Moskova arasındaki ideolojik, politik ve askeri stratejilerin de birer çatışma alanına döndü.  

Savaşta şu an gelinen aşamayı öncelikle askeri olarak değerlendirmek gerekirse basitçe şunu belirtebiliriz: Rusya, Donbass’ın idari sınırlarına ulaşma hedefiyle güçlerinin büyük bir kısmını burada seferber etmiş durumda ve her hafta en az 4-5 yerleşim birimini ele geçirmeyi başardığı bir momentuma ulaşmış halde hedefine yürüyor. Ukrayna’nın 2014’teki Batı destekli hükümet darbesinin ardından Donbass’a yönelik başlattığı saldırılardan sonra oluşturduğu 10 yıllık tahkimat tamamen yıkılmış durumda. 

Ukrayna’nın görev süresi dolan ‘Devlet Başkanı’ Vladimir Zelenski, Washington’da ‘Barış Planı’ adı verdiği bir taslağı açıkladı ve Batılı müttefiklerinden destek istedi. Bu plan, Ukrayna’nın doğrudan Rus topraklarını hedef alabilecek uzun menzilli füzelerle ve çok daha fazla askeri destekle caydırıcılığını artırmayı, ek olarak da NATO’ya -çatışma bölgeleri dahil- mevcut sınırlarıyla katılmasını öngörüyor. Elbette bu absürt planı ne Batı’da ne Moskova’da ciddiye alan oldu. Rusya istikrarlı bir şekilde “Müzakereler başlamazsa, özel askeri operasyonumuzu hedeflerimize ulaşana kadar sürdüreceğiz” çizgisinde ısrar ediyor.  

Bu noktada belirtmek gerekir ki Batı halen Rusya’nın II. Minsk Anlaşması gibi eski Almanya Başbakanı Angela Merkel’in ifadesiyle ‘zaman kazanma’ amaçlı bir sahtekarlığa ya da İstanbul Müzakereleri gibi ABD ve İngiltere’nin basitçe müdahil olup bozabileceği, güvensiz bir sürece yanaşmak istemediğini, sahadaki durum da göz önüne alındığında ‘eli güçlü’ olanın da bizzat Ruslar olduğunu anlamak istemiyor ve öne sürdükleri iddialar, tezler, istekler gerçeklikten kopuk olmaktan öteye geçemiyor.   

ABD, İngiltere ile AB’den müteşekkil Batı ve Moskova’nın Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamındaki temel çelişkisi nedir?   

Farklı stratejiler

Savaşın başlangıcında her iki tarafın çelişen iki farklı stratejisi vardı.   

Batı, birkaç gün içerisinde Rus ordusunun tıpkı daha önce Gürcistan’ın başkenti Tiflis’in önünden döndüğü gibi Kiev’de belki de tam kontrolü sağlamasına bile gerek kalmadan hükümeti düşüreceğini, bundan sonra ise Rusya’ya ülke içerisindeki sivil direnişle ve Batı’dan uygulanan ekonomik yaptırımlarla bu hareketinin bedelini çok ağır bir şekilde ödemek zorunda kalacağını düşünüyordu. Sanılanın aksine “Kiev üç günde düşer” öngörüsü Ruslara değil, ABD Genelkurmayı’na aitti ve bu tutmadı. Rusya’nın stratejisi ise etki alanı olarak gördüğü SSCB topraklarına NATO’nun girişini ne olursa olsun durdurmaktı, bu askeri kontrolle de olabilirdi, Zelenski’nin darbeyle devrilmesiyle de. Nitekim Putin, Ukrayna ordusundaki üst rütbelilere henüz savaşın başlangıcında bu yönde bir çağrı da yaptı. Ukrayna’nın direnişi her iki tarafın da stratejisini bozdu.   

Batı bu noktadan sonra odak noktasını askeri alana kaydırdı ve tanksavar-uçaksavar füzelerle başlayan askeri sevkiyatını neredeyse bir asır sonra Alman tanklarının Slav topraklarına sokulmasıyla, çok uzun bir süre Rus ordusunun başını ağrıtan HIMARS’ların ve nükleer başlıklı bomba taşıma kapasiteli F-16’ların verilişiyle bu sürece devam etti. Rusya da stratejisini değiştirdi ve o da -tam tersine- odak noktasını askeri alandan siyasiye çekerek ‘kurallara dayalı uluslararası düzen’ adı verilen Batı düzenini hedefine alarak, küresel Güney ülkeleriyle yakın iş birliğine, Batı’nın finansal araçlarının güven kaybetmesine, Şanghay İşbirliği Örgütü’nden BRICS’e çeşitli bölgesel ve uluslararası birliklerin geliştirilmesine odaklandı. Askeri hedefini de Donbass ve ‘Novorossiya’ topraklarıyla sınırlayarak Ukrayna ordusunu burada tüketmeyi seçti.  

Nasıl çözülecek?  

Savaş bir ‘pat’ aşamasından çıkmış görünüyor. Rus ordusu ilerliyor ve askeri hedeflerine ağır ağır da olsa ulaşacağa benziyor. Batı kamuoyunda belli aralıklarla gündeme getirilen ‘toprak imtiyazı karşılığında NATO üyeliği’ tartışmasını bu bağlamda bir ‘nabız yoklama’ olarak değerlendirebiliriz. Bununla birlikte Moskova’nın bunu kabul etmesi için hiçbir neden yok, nitekim ‘toprak imtiyazı’ zaten Rusya’nın bizzat silahla sağladığı bir realite durumunda ve Batı’nın kendisine bunu sağlamasına ihtiyacı yok. Sunulan ‘NATO üyeliği’ önerisi ise Rusya’nın 24 Şubat 2022’ten önce dile getirdiği en büyük stratejik rahatsızlığının göz ardı edilmesi, tüm bu yaşananlardan hiçbir ders çıkarılmaması demek.    

Batı bu savaşı ‘kurallara dayalı uluslararası düzen’ için bir ölüm kalım savaşına dönüştürdüğünden geri adım atamıyor. Ukrayna ise hiçbir bağlılık hissetmediği Donbass cephesinde daha çok kan kaybetmek, bunun karşılığında daha çok askeri yardım almak, sonrasında daha çok kan kaybetmek ve ardından yine daha çok askeri yardım almak paradoksundan çıkamıyor. Belki Moskova’nın tam olarak istediğinin bu olduğu düşünülebilir, nitekim Rusya bu savaşı tam seferberlik ilan etmeden ve ekonomisini bir topyekûn savaş için zorlamadan, kısıtlı kaynaklarla yürütüyor. Ukrayna’daki ‘özel askeri operasyon’ bu şartlarla onlarca yıl daha sürdürülebilir. Peki aynısını düşmanının aksine kendisine ait bir savunma sanayisi olmayan, ekonomisi Batı’nın mali desteğine bağımlı, askeri yardım alabilmek için sürekli dikkat çekmeye ve bu amaçla ‘intihar’ olarak değerlendirilebilecek anlamsız karşı saldırılar düzenlemeye, insan gücünü sürekli tüketmeye mahkum, tartışmalı bir lidere sahip Ukrayna için söyleyebilir miyiz?  

Sonuç olarak:  

Batı ya uluslararası tecrit altına almayı denediği ancak başaramadığı Putin’le müzakere masasına oturacak, Kırım’ın ilhakını kabul edecek, Donbass ve ‘Novorossiya’ topraklarındaki direnişten vazgeçecek ve Ukrayna’nın askeri tarafsızlığını -Moldova gibi- teyit edecek ya da Rusya’yla direkt bir çatışmayı göze alacak. Rusya her iki ihtimale hazır olduğunu defalarca açıkladı. Batı ise şimdilik hiçbirine hazır değil ancak eski ABD Başkanı Donald Trump’ın seçimleri kazanması bu noktada Ukrayna politikasında 180 derece bir değişimi gerekçelendirmek için tarihi bir fırsat olabilir. Trump buna gönüllü olacaktır fakat şu an için Batı’nın, Ukrayna’ya daha fazla askeri yardım göndermekten başka atabileceği hiçbir fiili adım bulunmuyor. 

(Deniz Yaşayan, fokusplus.com)

Fotoğraf: Yandex

EtiketlendiJeopolitikRusya
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Önceki Makale Özdemir İnce’ye Onur Ödülü
Sonraki Makale ‘Türkiye neden üye yapılmadı?’

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

EditörGünlük

Timur Soykan gözaltına alındı

Medya Günlüğü
5 Temmuz 2025
GünlükManşet

Hep masum sevgiyi aradı

Medya Günlüğü
5 Temmuz 2025
GünlükManşet

En az gidilen ülkeler

Medya Günlüğü
5 Temmuz 2025

Mehmet Şüküroğlu çiziyor

Mehmet Şüküroğlu
5 Temmuz 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?