Mentor
Elbette bilemem, ne antrenmana gidiyorum ne de futbolcularla sosyalleşiyorum ama benim 50 yılı aşkın taraftarlık tecrübem ve iş yaşamı deneyimim var. Futbolcuların ruh halini, vücut dillerini ve saha içindeki davranışlarını gözleyip bir sonuca ulaşmam veya ulaşmamız çok da garip olmaz diye düşünüyorum.
Benim tüm bu gözlemlerden edindiğim sonuç, Fenerbahçe Kulübü’nde bir disiplin ve otorite bulunmadığı, ödül ceza sisteminin çoktan kaybedildiği ve Fenerbahçe’nin köy kahvesinden hallice bir yönetim organizasyonu içinde olduğu.
Kim, Szalai, Osayi, Ferdi, Crespo, Rossi gibi oyuncular genç ve hedefleri olan oyuncular bu yüzden sahada ellerinden geleni vermek için her şeyi yapıyorlar ama Pelkas, Sosa, Mesut, İrfan, Nazım ve MHY tamamen Fenerbahçe’den kopmuş hatta daha da ötesi kendilerini Fenerbahçe’nin sahibi gibi görüyorlar. Fenerbahçe tarihin en rezil sezonlarında birini geçirirken bu adamlarda ne üzüntü ne rahatsızlık ne isyan ne de sorumluluk duygusu görüyorum, maçlarda sonuçlarla ilgilenmedikleri çok açık belli oluyor.
Bir de Pelkas konusu var ki bana göre kulüpteki başı bozukluğun en önemli göstergesi. Bildiğiniz gibi Vitor Pereira Pelkas’ı oynatmıyordu ama o gönderilir gönderilmez adları hoca, kendileri Ali’nin vekili olan hocalar da rezil performansına rağmen inanılmaz bir Pelkas sevgisi gelişti! Ne ben aptalım ne de Fenerbahçe hocaları bunca rezalet ve eleştiri arasında kendilerini güç duruma düşürmek ister ama takıma zarar vermesine rağmen Pelkas ısrarının yönetim talimatı olduğunu düşünüyorum.
Bir de MHY var, adam Berisha’yı itiyor (bence kaza falan değildi) kendi kafasına göre onu cezalandırıyor. Evet öyle bir hakkı var çünkü MHY Fenerbahçe’yi Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuna taşıyan kadronun başaktörü idi yani öyle olmalı, oysa geldiğinden beri performansı Berisha’dan daha iyi hiç olmadı. Eğer futbolcular birbirlerinin performansını fiziki şiddetle cezalandırabiliyorsa Berisha’nın MHY’nin ağzını burnunu kırması gerekir.
Bir de Mesut olayı var ki bana göre bize atılan siyasi bir kazık. Rıdvan her gün Fenerbahçe’ye ve hocasına hakaret ederken her gün medyaya beraber poz veriyorlar. Normalde Fenerbahçe Başkanı devreye girer, Mesut’un kulağını çeker ve bu iş bir daha olmaz ama oluyor. Ya Fenerbahçe yönetimi basiretsiz ya da Mesut Fenerbahçe Başkanı’nı adam yerine koymuyor. Düşünün, dünyaca ünlü Fenerbahçe futbolcusu her hafta A Spor’da Erman Toroğlu ile görüntü veriyor?! Bu sezon Rıdvan daha az zarar vermedi Fenerbahçe’ye, neresinden bakarsan bak çürümüşlük.
Pelkas ve İrfan eski hocalarına artistlik yapan tipler, normal sağlıklı ve disiplinli işleyen bir kulüpte “kadro dışı” kalırlar. Hem siz Fenerbahçe’ye Pereira’dan fazla ne verdiniz, o ilk sezonunda 74 puan toplayıp 2. oldu, siz varken küme düşmediğimize dua ediyoruz. Hangi güç size takımın başındaki hocaya terbiyesizlik yapma hakkı veriyor, siz kimsiniz, yönetim nerede?!
Kısaca söylemek gerekirse, Fenerbahçe Kulübü başkansız ve lidersiz, kim çekerse o tarafa uzayan ve güçlü kişiliği olmayan biri. Bunlar da bu zayıflıktan yararlanıp Samandıra’ya el koymuş. Bu dışarıdan gördüklerimiz, kim bilir kimler nerelere el koydu ve Fenerbahçe’de neler oluyor…
Başkanın kararsız ve etki altında kaldığı çok açık; kararsız, 4 yılda 1 yıl teknik direktörsüz kaldı Fenerbahçe. Kararsız, kovduğu hocaya övgüler düzüyor. Böyle bir başkan profilinden başarı çıkmaz çünkü herkes bir yere çeker ve bugünkü Fenerbahçe ortaya çıkar.
Bu durumda taraftar, futbolcu, teknik direktör eleştirisi anlamsız çünkü ortada bir kurum yok, kulüp köy kahvesi durumunda. Önce bunu düzeltmeliyiz, bunun için de Ali Koç’un hemen gitmesi veya genel kurul yapması gerekir.
Bana göre bu takım kötü değil, iyi ve güçlü bir yönetimle rahatlıkla şampiyon olurdu ama bırakın yönetmeyi, bırakın disiplin sağlamayı, tam tersi amaçsızlık ve düzensizliğe çanak tutuyor Fenerbahçe yönetimi.
Burası Fenerbahçe, Ali Baba’nın çiftliği değil.