Anayasa Mahkemesi (AYM), “Dezenformasyonla Mücadele Yasası” olarak bilinen “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçuna hapis öngören düzenlemenin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemini reddetti.
Mahkeme, Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’la Türk Ceza Kanunu’na (TCK) eklenen maddenin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemini bugün yaptığı toplantıda esastan görüştü.
Mahkeme, iptal başvurusunu 6’ya karşı 8 oyla reddetti.
Cumhuriyet Halk Partisi, ilgili yasa için Türk Ceza Kanunu’na (TCK) eklenen maddenin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle AYM’ye başvurmuştu.
Gazeteci Alican Uludağ’ın aktardığı bilgiye göre AYM raportörü, gazetecilerin tutuklanmasına neden olan “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali yönünde rapor hazırlamıştı.
Raporun üyeler yönünden bağlayıcılığı bulunmuyor.
Kararın açıklanmasından önce basın meslek örgütleri kamuoyunda, “Dezenformasyonla mücadele yasası olarak bilinen” sansür yasası ile düzenlenen, “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçuna hapis cezası getiren maddenin iptali için AYM karşısında nöbet başlattı.
Gazetecilerin geniş katılımıyla başlayan, “Sansüre ve tutuklamalara karşı basın nöbeti”ne madde kapsamında tutuklandıktan beş gün sonra tahliye edilen Gazeteci Tolga Şardan da katıldı.
AYM’nin sağduyulu bir karar vereceğini ümit ettiğini belirten Şardan, “Toplumun rahatlamaya, doğru bilgiye, doğru habere ihtiyacı var. Dolayısıyla gazetecilerin elini kısıtlamak, önünü kapatmak yerine -tırnak içinde söylüyorum- gazetecilik yapan gazetecilerin de önünün açılması gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Şardan, basın meslek örgütlerinin çağrısı ile AYM karşısında yer alan Ahlatlıbel Tesisleri’nde başlayan nöbette, özetle şunları söyledi:
Şardan, burada yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Ben bu mesleğin kaderi olarak bu hadiseyi görüyorum. Kader mi aslında, o da tartışılır… Biz farklı süreçlerin maalesef altında kalan, ezilen bir meslek grubu olarak ya da gazeteciler olarak böyle süreçleri maalesef yaşıyoruz. Bugün de Anayasa Mahkemesi bu meşhur TCK’nın 217/A hükmünün iptal davası ile ilgili bir toplantı yapacak. Ben, yüce mahkemenin sağduyulu bir karar vereceğini ümit ediyorum. Bu karar, sadece mesleğimiz açısından değil, toplumun ve ülkenin beklentisi açısından da bence çok önemli.
Bu yasa Meclis’ten geçen yıl geçerken daha çok sosyal medyadaki sahte hesaplar ve bot hesaplarla mücadele olarak açıklanmıştı fakat bugün geldiğimiz noktada sadece ben değil, benimle aynı gün gözaltına alınıp serbest bırakılan meslektaşlarımız da vardı. Sahada gerçek gazetecilik için çalışan insanları da kapsadığını görüyoruz. Dolayısıyla bunun bir an önce çözüme kavuşması lazım. Benim içeriden aldığım ilk bilgi, raportörünün bu konuda biraz daha iyimser olduğu şeklinde ama içeride ne şekilde bir düzenleme olacak onu bilemiyorum. Ümit ederim, mesleğimiz açısından, bu mesleği yapacak olan gelecek kuşakların daha rahat çalışması açısından iyi bir zemin olmasını diliyorum. Benden sonra da kimse de bu süreçleri yaşamasın.”
Avrupa Gazeteciler Birliği Onursal Genel Başkan Yardımcısı ve Türkiye Temsilcisi, BirGün yazarı Prof. Dr. L. Doğan Tılıç da burada açıklamalarda bulundu.
“Sadece bu kadar değiliz. Ben dünyanın pek çok yerindeki meslektaşlarımızın dayanışma duygusunu iletmek istiyorum, onlar da şu an beraberler” diyen Tılıç, “Bizim asıl ihtiyacımız olan bu. Her zaman bu kadar güçlü, bu denli bir arada durun. Arkamızdaki Yüksek Mahkeme bugün bir konuda karar verecek. Sansür yasası konusunda karar verecek. Karar ne olursa olsun, ne bizi susturabilecekler ne de bizim için çok fazla bir şey yapmış olabilecekler” ifadelerini kullandı.
Tılıç, “Her gün Gazze’de bombalar altında haber geçen meslektaşlarımızı görüyorum. Biz de Türkiye’de ateşten gömlekle haberlerimizi geçiyoruz. İster ateş altında, ister ateşten gömlekle… Gazeteciler her zaman dünyanın her yerinde sözlerini söylemenin yolunu bulurlar” dedi.
Çağdaş Gazeteciler Derneği Ankara Şubesi Başkanı Demet Aran, gazetecilere “yargı sopası” gösteren düzenlemenin iptal edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Gazetecilerin, halkın doğru habere ulaşması için çalıştığını belirten Aran, “Yüksek mahkemeden, sağduyulu bir karar vermesini bekliyoruz” diye konuştu. Aran, gazetecilere hapis yolunu açan düzenlemenin, yalnızca gazetecilik mesleğini değil, bir Anayasal hak olan halkın haber alma hakkını da tehdit ettiğini kaydetti.
(BirGün)