Cumhur Deliceırmak, Girne
Ses sesi bulur.
Aramasına bile gerek yoktur.
Rüzgârda çınarın sesi başkadır, kavağın daha başka, zeytin öyle hışırdar, selvi böyle uğuldar.
Tabiat ana canlılarının her bir türünü kendine özgün şekliyle geliştirmiştir ve insan türüne de diğer canlılardan farklı olarak sonsuz bir ses çeşitliliği bahşetmiştir.
Bir of çekince dağları yıkan sadece Türklerdir, Türkçedir.
İngilizler de canları sıkkın olunca dağları devirebilirler, sevinçle coşabilirler, Kürtler, Ermeniler ve Elenler de.
Bir Alman denizleri Almanca aşar ve bir İspanyol bir başka nida ile heyheylenir, bir Katalan rüzgâr olup da esince Katalanca uğuldar ormanlar.
Elenler Elence sevişir ve Türkler Türkçe dökerler aşkın şiirini üzümden damıtıp.
Evet aşk aşktır da, Yunanca aşk Türkçeye benzemez pek.
Hatırlayan var mı bilmem Aliki Vuyuklagi diye bir Elen aktris vardı, Filiz Akın’ın Türk bir aktris olarak popüler olduğu yıllarda, ikizdiler sanki çok benziyorlardı ve Akın, Filiz Akın Türkçe gülümsüyordu, Aliki Vuyuklagi de Elence.
Bir düşünün, her kültürün ressamı maviyi başka kullanır, bir Fransız ressamının maviyi kullanması ile bir Arnavut ressamın kullanması arasında kültürleri kadar fark vardır.
Picasso Fransa’da yaşıyordu İspanyolca kübik resimler yaparken, niye acaba, var mı Picasso’nun mavi dönemindeki mavisini kullanan herhangi bir bir Fransız ressam?
Türk soyutlaması ile Kürt soyutlaması aynı olabilemez ne müzikte ne resimde.
Türklerin arabeski Orhan’dır Müslüm’dür de, Amerikanların caz, İngilizlerin de Sex Pistols.
Aykut Kocaman’ın üç sıfırdan dört üç kazanılan maçta sıfırdan attığı golü gören hiçbir Alman antrenör Aykut’a iyi futbolcu demezdi ama Aykut’un o golü Türkçe futbolun baş eserlerinden biridir.
Ne yani oynadıkları futbolu Avrupa futboluna deviren Brezilya ve Arjantin keyif veriyor mu dünya futboluna?
Borges olmak için Arjantin kültürü, Neruda olmak için Şili kültürü şart.