Dr. Nevin Sütlaş
Yaşamın iniş çıkışları iflahımızı kesiyor. Bizi zorlayan koşulların çoğu dış faktörlerden kaynaklanıyor. Bunların bazıları bizim tarafımızdan değiştirilebilir, bazıları bir nebze de olsa etkilenebilir ama biz ne yaparsak yapalım değişmeyecek olanlar da var. Üstelik bazı yaşam zorluklarına da bizzat biz neden oluyoruz.
Bu durumları bilsek de kabullenemiyoruz. O nedenle strese giriyoruz. Stres dertlerimizi azaltmıyor, tersine çoğaltıyor. Üstelik sağlığımızın da canına okuyor, hatta azıtınca hayatımıza noktayı bile koyuyor. Öyleyse stresi yönetmeliyiz. Özetle, derdi çözemiyorsak da dertlenmekten vazgeçmeyi bilmeliyiz. Ama nasıl?
Yaşamımızın üçte biri uykuda geçiyor. İyi bir uykunun yarattığı beden ve beyin zindeliğinin farkındayız. Neden uyuduğumuzu pek de iyi bilmediğimiz için bazılarımız uykudan çalmayı marifet sayıyor, bazılarımız da bozuk uykuları olağanmış gibi kabulleniyor. Oysa uykunun miktarı ve kalitesi, hayat süremiz ve hayat kalitemizle bire bir orantılı. Uyku sorunumuzu yoluna koymamız şart. Ama nasıl?
Unutuyoruz. Unuttuğumuzda ya da öteki unuttuğunda oluşan gündelik sorunlar yüzünden kızıyoruz. Kızmaktan daha çok da endişeleniyoruz. Hayatımızın son demlerini unutma hastalığı ile geçireceğiz diye ödümüz kopuyor. Korkunun ecele faydası yok, bunu bilmek daha da huzursuz ediyor. Sağlam bir akla sahip olmak hepimizin ana gayesi ama bunun yolunu yöntemini bilmiyoruz. Bunamayabilir miyiz?
Bazen başımıza öyle bir iş geliyor ki bırak niye olduğunu, ne olduğunu bile anlayamıyoruz. Oysa bunlar beynimizin bize oynadığı oyunlar. Rüyalarımız da buna dâhil. Hatta kişiliğimizden kaynaklandığını sandığımız davranışlarımız da. Beynin hastalıklarını az buçuk biliyorsak da oyunları konusunda nerdeyse hiçbir şey bilmiyoruz. Oysa karşılıklı oynayabiliriz.
Güzel bir uyku için en iyi hapın, dertlerimizi unutmak için en güçlü ilacın, bunamamak için en etkili çarenin peşindeyiz. “En” olanı istiyoruz çünkü günümüzün bolluk dünyasında seçme şansı var. Tedavi çeşitleri de bolca ve seçim yapmak zor. “En”lere erişebilmenin engeline ise para diyoruz. Oysa tedaviden çok daha önemli bir şey var: Önlem. Olanı geçirmekten daha etkili ve de bedava olan, olacakları önlemek. Dertlerden azade, daha güzel bir hayat yaşayabilmemizin anahtarı cebimizde değil beynimizde.
Beynimiz her şeyin yönetmenidir lafını biliyoruz ama lafta. Sadece yapıp ettiklerimizin değil, duygularımızın da yönetmeni beyin, biz hâlâ kalbimizi işaretliyoruz. Sevmelerin, nefretlerin, alışkanlıklardan kopamamaların, bağımlılıkların, isteyip de yapamamaların nedeni beyin. Şaşkalozluklarımızın, halt yemelerimizin, yanlış yolda seyirtmelerimizin, yoldan sapmalarımızın nedeni o. Yanlışlarımızı keşfetmek ve düzeltmek için, maddi manevi anlamda ayağa kalkmak için gereken tek bir şey var: Yönetmen koltuğundaki beyinle yakından tanışmak.
Her şeyimizi yöneten şu beyin neyin nesidir iyice bilmeliyiz. Bilmek de yetmez, onu biz yönetmeliyiz. Çünkü beynimizin yönetimini ele geçiremediğimizde, başkaları bizi yönetiyor. El âlemi koyun bellesek de, kendimizi külyutmaz zannetsek de, farkına bile varmadan yönlendirilenleriz biz, hepimiz.
Benim ömrüm beyinden kaynaklanan hastalıklarla uğraşmakla geçti. Dikkatinizi çekerim iyileştirmekle demiyorum. Oysa nörolog olarak harcadığım 33 senenin her gününü beyin hastalığı olanları iyileştirmek için harcadım. Bazen becerdim, çoğunlukla beceremedim. Cahilliğime ve yeteneksizliğime vermeyin. Bazılarıyla baş etmek çok kolaysa da bazı hastalıklar gelip yerleşti mi ne yapsanız gitmiyor.
Şimdi ikinci hayatımı yaşarken, beyin doktorluğumdan boşalan yere beyin konusunda yazmayı koydum. Daha doğrusu, sağlıklı işleyen bir beyin için bildiklerimi herkese anlatmayı amaçladım. Hastalıklarından çok beynin normal ve anormal işleyişini, tedaviden çok olabilecekleri önlemeyi anlatmayı amaçladım.
Beyin bir derya, elbette bu konudaki her şeyi bildiğimi iddia edecek değilim. Ancak benim bildiğim kadarını siz de bilin istiyorum. Beyninizin gerçek patronu siz olun istiyorum. Bunu en az benim becerebildiğim kadar becerebilmenizi istiyorum.
Bu amaçla 3 kitap yazdım. Bu üçlü setin kendi içinde bir konu sıralaması var ama kısa ve bağımsız bölümler halinde oldukları için kitaplar ayrı ayrı da, bölümler parça parça da okunabilir. Ayrıca söyleyeceklerim bitmediği için yazmaya devam ediyorum. Dördüncü ve beşincisi de yolda.
30 sene aralıksız ders anlattım. Ancak yazdıklarım ders gibi olmasın, zevkle okunsun istediğim için bilim temelinde yazıyorsam da bilimsel ağızla yazmıyorum. Okumanızı çok isterim.
Yayın-dağıtım şirketlerinin reklam desteği olmadan kitapları kendim yayınladığım için, ulaşamayacaklarımı da haberdar ederseniz çok sevinirim. Hele eleştirilerinizi iletirseniz yeni yazacaklarıma kılavuzluk edecekleri için daha da çok sevinirim.
Yazdıklarım hayatınızda değişiklik yaratabilirse, işte o zaman değmeyin keyfime…
Not: Her 3 kitap da kâğıda basılı değil. Telefon, bilgisayar, tablet vb. den okunmak üzere hazırlanıp farklı mecralardan yayınlandı. 10 TL gibi günümüz Türkiye koşullarında sembolik sayılabilecek bir fiyata edinebilirsiniz. Aşağıdaki linklere tıklayıp örnek metinleri okuyarak almanıza değip değmeyeceğine karar verebilirsiniz.
“Apple book” ne yazık ki Türkiye’de satış yapamıyormuş. Diğerlerinde sorun yok. Artık D&R ve benzer aracılarda da var.
1. Kitap “MUHTESEM SALAK BEYİN”
Kobo
https://www.kobo.com/us/en/ebook/muhtesem-salak-beyin
https://play.google.com/store/books/details/Pakize_Sutlas_Muhteşem_Salak_Beyin?id=oYpNEAAAQBAJ
Apple
https://books.apple.com/…/muhtesem-salak…/id1594106705
2. Kitap “GECE GÜNDÜZ BEYİN”
Kobo
https://www.kobo.com/us/en/ebook/gece-gunduz-beyin
https://play.google.com/store/books/details/Pakize_Sutlas_Gece_Gündüz_Beyin?id=kNhWEAAAQBAJ
Apple
https://books.apple.com/…/2-gece-gunduz-beyin/id1602161375
3. Kitap “HAMUR ÇAMUR BEYİN”
Kobo
https://www.kobo.com/us/en/ebook/hamur-camur-beyin
https://play.google.com/…/Pakize_Sutlas_Hamur_Camur…
Apple