Burç yorumları okumak da kahve falı gibi pek çok kişinin kayıtsız kalamadığı bir merak, bir çeşit hobi… Aslında, sabun köpüğü gibi, çoğu kişi burcuyla ilgili yorumu sadece okuduğu an önemsiyor hatta seviniyor ama birkaç dakika sonra unutuveriyor.
Burç yorumları çoğunlukla olumlu oluyor, okuyana geleceğe dair umut aşılıyor. Bu durum Medya Günlüğü yazarı İlhan İlmenöz’ün de dikkatini çekmiş:
“Klasik burç yorumlarına bakarsanız hiç kötü bir şey göremezsiniz. Herkesin burcu en iyidir, her şeyin en güzelini onlar yapar, her burç insanı liderdir, sanatçıdır, anlayışlıdır şudur budur. Çok yakın zamanda aşkta ve parada şans yüzüne gülecektir. Kimse sormaz ‘peki o kadar katil, sapık, tecavüzcü, hırsız, dolandırıcı vs. hangi burçtandır’ diye…”
İlmenöz bunun üzerine şimdiye kadar örneği pek görülmeyen burç yazıları yazmaya karar vermiş, adını da “burç kötüleme yazıları” koymuş. Amaç, klasik burç yazılarıyla dalga geçmek yani aslında bunlar birer mizah yazısı.
Fakat yazıları yayınlanmaya başlayınca İlmenöz ummadığı tepkilerle karşılaşmış, okuduklarını ciddiye alan bazı okurlar bir yana kendi arkadaşları bile serzenişte bulunmuş, bozulmuş, kızmış hatta darılanlar olmuş. Bunlar mizah yazısıydı ama kimi okurlar ciddiye almıştı. İşin ilginç yanı ise, tepki çekse de bu yazıların çok okunmasıydı. Bugünden başlayarak İlmenöz’ün “burç kötüleme” yazılarını yeniden yayınlıyoruz. İlk yazıda yay burcu var…
***
Sosyal medyanın ve iletişimin bu kadar yaygın olmadığı, basılı gazetelerin revaçta ve zirvede olduğu dönemlerde, her gazetenin bir burç köşesi ve yazarı olurdu. Burç sayfaları o zamanlar çok takip edilirdi.
Şimdilerde gazeteler eskisi gibi popüler olmadığı için burç yorumları yapılan sayfalar da önemini yitirdi.
Günümüzde artık burç yorumcuları kendi sitelerinde ya da facebook/instagram sayfalarında burç yorumluyor.
Burçlara inansak da inanmasak da çoğumuz kendi burcumuzla ilgili yorumlara şöyle bir göz atmayı severiz. Kimimiz para, kimimiz aşk, kimimiz şans durumunu merak eder.
Klasik burç yorumlarına bakarsanız hiç kötü bir şey göremezsiniz. Herkesin burcu en iyidir, her şeyin en güzelini onlar yapar, her burç insanı liderdir, sanatçıdır, anlayışlıdır şudur budur. Çok yakın zamanda aşkta ve parada şans yüzüne gülecektir.
Kimse sormaz “peki o kadar katil, sapık, tecavüzcü, hırsız, dolandırıcı vs. hangi burçtandır” diye…
Neyse, karar verdim artık ben de sırayla burçları yazıp seçme saçma yorumlar yapacağım. Ne astrolojiye ilgim var ne horoskop haritalarından anlarım ne de yükselenlerin kişiye etkilerini bilirim.
Ayrıca Jüpiter yükselirken Mars’ın Saturn ile etkileşimde bulunmasının seks hayatımıza etkilerini ve piyangodan/sayısal lotodan para çıkıp çıkmayacağını da yorumlayamam. Ama olsun gazete köşelerinde yapılan burç yorumlarından hallice, sağdan soldan bir şeyler bulup uydururum herhalde. Bakarsınız bu iş tutar ve editörüm bana sitede bir köşe bile ayarlayabilir.
Baştan söyleyeyim ben burçların en güzel özelliklerini anlatan, onları sürekli öven yorumlar yerine burçların en kötü özelliklerini, en olumsuz yönlerini anlatacağım. Nasıl olsa iyiyi anlatan çok, ben de yazılmayanları yazayım dedim, işine gelmeyen okumasın.
O zaman kendi burcum Yay burcu (22 Kasım-21 Aralık) ile başlayalım. Neden yay derseniz, iğneyi önce kendimize batıralım sonra çuvaldızı düşünürüz. Hem şimdi yayların zamanı… Sonra sırayla diğer burçlara da pislik atmaya, onları da yerin dibine geçirmeye çalışırız.
Şimdi efendim, bu burçtan yani yay burcundan olanlardan sabırsız, nehirde yüzen yaprak misali kendini akıntıya bırakmış kişiler çıkabileceği gibi, fazla abartılı, aşırı güvenli ve de aşırı rahat tavırlar gösteren kişilerin de çıkma olasılığı da varmış.
Bunlar, yaşamı bazen aşırı şekilde ciddiye alır, etrafına nutuklar çekebilir. Bazen de, “hayat boş arkadaş, yaşamaya bakmalı insan” diyerek eğlencenin dozunu kaçırabilirmiş.
Şimdi bu yay burcu insanları, özgürlüklerine aşırı düşkün ya, işte bu yüzden uzun soluklu bir ilişki yaşamaları da zor olurmuş. Her şeyi ben bilirim tarzı yaklaşımları ve hayata pembe gözlüklerle bakmaları yaşamlarında olan bitenin farkında varmalarını da engellermiş.
Bunların çoğunun geç olgunlaşması, bazen gereksiz yere cömertliklerde bulunması, sonra da cömertlikte bulundukları kişilerden karşılık vermelerini beklemeleri çokça görülürmüş.
Biliyorum şimdi yay burcundan olanlar belki bana kızacak ve “yahu sen ne biçim yay burcusun” diyerek hain muamelesi yapacaktır. Ama olsun “başa gelen çekilir” diyerek yorumlara devam edelim.
Birçok yay yaptıkları işlerde sonu neye varır, yanlış mıdır doğru mudur diye düşünmeden maceralara atlayabilir. Sonra da elindekini sonuna kadar harcar, “hep iyi niyetimden kaybediyorum” diye kendi kendine hayıflanır.
Yalnız bunlara gaz vermeyeceksin, gazı verdin mi bir daha tutamazsın. Bir şeyi abartmaya bayılırlar. En ufacık, en basit olayı bile süsleyip öyle anlatırlar size. Bardağın hep dolu tarafını görecek kadar, hayattaki olumsuzluklara gözlerini kapatırlar. Sıkılınca kaçarlar. Eğer sonunda bir çıkarları yoksa, mücadele etmeyi pek sevmezler.
Bir de bu yaylar var ya yaylar; genellikle sonuca yönelik hareket etmek için en kısa yolu bulmaya çalışırlar. Yol yanlış mı, nasıl yaparım, ucu nereye çıkar diye düşünmeden hareket ederler.
Bunların kendi akıllarında kurdukları bir dünya vardır ve her şeyin bu dünyaya göre ayarlanmasını beklerler. Dünyaları dışındaki durumları pek umursadıkları söylenemez. Üstelik çeneleri de çok düşüktür, konuşur konuşur, hiç yorulmazlar. Ben yaptım, ben ettim havaları pek ünlüdür, heyecan tutkunudurlar. Beleşe bayılırlar, hayat felsefeleri “nerde beleş orda yerleş” de diyebiliriz.
Bunlar her tartışmada kendilerinin haklı olduğunu, suçun hep karşı tarafta olduğunu söylerler. Kalp kırmaya çok meyillidirler. Sivri dilleri ve iğneleyici konuşmaları yüzünden etraflarında fazla kişi barınmaz. Hatta en yakınları olan eşi, çocuğu, kardeşi, komşu ve arkadaşlarıyla uzun süreli geçinemez. Olaylar karşısında aşırı tepkileri yüzünden kendilerini kontrol etmek zorlanır.
Ha bir de unutmadan yayların aşırı iyimserliği insanları çıldırtır, çünkü hayat o kadar tozpembe değildir. Bu burçtan olanların çoğu adeta birer Polyanna gibi gezerler ortalıklarda.
Arızaları olanları çok fazladır. Genelde manik ya da depresif kişiliklerdir. Sürekli bir ruh hali değişkenliği yaşarlar. Bir bakarsınız güler eğlenirken, beş dakika sonra aklına bir şey gelmiş ve yalnızlaşmıştır birden.
Daha yazacak çok arıza var aslında ama aklıma başka bir şey geldi şimdi, ben biraz yalnızlaşmaya gidiyorum.
Başka bir burç kötülemesinde buluşmak üzere kalın sağlıcakla…
Gelecek yazı: Oğlak