Fuad Safarov, Moskova
Rusya’nın önde gelen Türkologlarından Doç. Dr. Vladimir Avatkov, Kazakistan’ın ABD ve Çin dışında “Erdoğancılar” ve “Gülenciler” arasında paylaşıldığını, iki grup arasında çekişme yaşandığını ileri sürdü
Rus devlet kanalı Rossiya-1’in canlı yayın programına katılan Rusya Bilimler Akademisi Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü kıdemli araştırma görevlisi ve Rusya Dışişleri Bakanlığına bağlı Diplomasi Akademisi öğretim görevlisi olan Avatkov, Kazakistan’daki son olayları değerlendirdi. Kazakistan’ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve aynı zamanda da Fethullah Gülen’in yandaşları tarafından paylaşıldığını öne süren Rus Türkolog, “Bu faaliyetler karşısında ortaklarımızın (Kazakistan) sallanmasını önlemek lazım. Kazakistan batı ve güney ortaklarımızın etkisi altında bugün ateşler içinde yanıyor. Bu ülkeler ABD, Türkiye ve Çin. Bugün Kazakistan, farklı Türk gruplar tarafından paylaşılıyor. Bunlar hem Gülenciler hem de Erdoğancılar” dedi.
Kazakistan’da Turancılık da dahil çeşitli görüşlerin bir arada bulunmasının zararlı olduğunu savunan Türkolog, “Bu hastalığı artık bitirmek lazım. Umuyorum bu son olaylar Kazak kardeşlerimizin gözünü açar. Kimin dost ve düşman olduğunu anlarlar” dedi.
Avatkov, İzvestiya gazetesine yaptığı açıklamada da, Kazakistan’da Erdoğan ve Gülen taraftarları arasında bir mücadele olduğunu belirterek, “Kazakistan, çok yönlü politikasının bir parçası olarak dış oyuncuların önemli etkisi altında. Çin, Batı ve farklı Türk gruplar olan Gülen taraftarları ve Erdoğan taraftarları arasında aktif bir mücadele var” dedi. Ankara’nın gözünde Kazakistan’ın “Türk dünyası” için önemli bir merkez olduğunu belirten Avatkov, “Erdoğan Nazarbayev’i boşuna ‘Türk dünyasının aksakalı’ ilan etmedi. Amacı Kazakistan’da Türkiye’nin etkinliğini artırmaktı” diye konuştu.
Avatkov’a göre, Kazakistan’a Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü üzerinden yapılan askeri yardım ve Moskova’nın bölgede konumunu güçlendirmesi Ankara’yı rahatsız etti.
Rusya Bilimler Akademisi Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsünden Viktor Nadein-Rayevski de aynı gazeteye yaptığı açıklamada benzer iddialar dile getirerek, Kazakistan’ın bağımsızlığını kazanmasından sonra Fethullah Gülen’in çağrısı üzerine binlerce Türk’ün eğitim için Kazakistan’a gittiğini söyledi. Rayevski, “26 eğitim kurumu, kültür ve dini dernekler kuruldu. Ayrıca çok sayıda Kazak vatandaşı eğitim görmek için Türkiye’ye gitti, döndüklerinde yönetici sınıfa katıldı. Bunlar açıkça Türkiye eğilimli kişilere dönüştü” dedi.
Avatkov da, Rayevski de, Kazakistan’da yaşandığını ileri sürdükleri “Erdoğancılar-Gülenciler” çekişmesinin son olaylarla ilişkisi bulunup bulunmadığı konusunda ayrıntıya girmedi.
“İç ve dış güçler”
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) ülkesi liderlerinin Pazartesi günü yapılan toplantısında, “Kazakistan devletine yönelik tehdidi, dış ve iç güçler yaratmıştır; mesele gaz fiyatları değil. Zamma öfkelenenler ile eline silah alanları birbirinden ayırmak gerekiyor, iki grubun birbirinden farklı amaçları var. Şiddet olaylarına karışanların uluslararası teröristlerin ülke dışındaki kamplarında eğitimden geçtikleri açık. Evimizdeki durumu sarsmalarına izin vermeyeceğiz ve renkli devrimlere müsaade etmeyeceğiz” demişti.