Melek Ay
Etrafımızdaki her şey üç farklı tip enerji ve bunların birbiri ile sonsuz seçenekli halinden oluşur. Bu enerjilere Vedik metinlerde “Gun” adı verilir.
“Gun” Sanskritçe bir kelime olup “özellik”, “ip” anlamlarına gelmektedir. Bu üç enerji, erdem hâli (Sattva) , ihtiras hâli (Rajas) ve cehalet hâli (Tamas) olarak belirtilmektedir.
Yaşamımıza etki eden bu üç enerji doğamızda hep birbirine üstün gelme yarışı içerisindedir. Farkındalıklı seçimlerimiz ile hangisini sadeleştirebilirsek bir diğerini genişletebiliyoruz.
Bu durum hem kendimizle hem de çevremizle olan ilişkilerimizi de şekillendiriyor. Genellikle kendimizle veya çevremizle kurduğumuz ilişkileri kurban-suçlu-kurtarıcı sarmalı ile biçimlendirmeye çalıştığımızın farkında bile değiliz.
En basit anlatım ile ifade edecek olursak, kurban olarak başımıza gelen her olayda bir suçlu belirliyoruz, bu suçludan kurtulabilmek için bir kurtarıcı buluyoruz ve şikâyet ediyoruz. O kurtarıcı bu suçluyu yakalıyor cezalandırıyor. Bazen de kurtarıcı rolüne biz giriyor ve suçluyu bulup cezalandırıyoruz. Buna yatay düşünce şekli deniliyor.
Bu düşünce şekline, masaya kafasını çarpan bir çocuğu sakinleştirmek için masayı dövüp, cezalandırırken çocuğun eline verdiğimiz haritadır diyebiliriz. Bu sonsuz sarmal hâli köklerde toplumun düşünce ve yaşam şeklini de oluşturmaktadır.
Yatay düşünce biçiminde farkındalık gelişemez ve bunun sonucu olarak üç enerjiden erdem hâli (Sattva) azalırken, ihtiras hâli (Rajas) ve cehalet hâli (Tamas) artarak kendimizle ve çevremizle olan ilişkilerimize yansır.
Dikey düşünce biçiminde ise ben bilinci, sevgi ile yüksek bilince bağlanmaya çalışarak erdem hâlini (Sattva) arttırırken, ihtiras hâli (Rajas) ve cehalet hâlini (Tamas) azaltır.
Bu yazımızda bizi “otomatik pilot-yapan zihin” halinden çıkararak, “olan zihin” haline geçebilme alanı açan erdem enerjisine bir göz atalım istedim.
Erdem enerjisinin temel özelliği koruma enerjisidir ve şimdiye yani ana odaklanmanızı sağlayan bir enerjidir.
Erdem enerjisine alan açmış bireyin özellikleri sakinlik, bütünlük, bilgi ile gelen sabır, memnuniyet, tatminkarlık, şükür ve tevekküldür. Birey yaşamında bu niteliklerinin hakkını veriyordur.
Erdem enerjisi stabil bir enerjidir. Bu enerjiye giren kişiler kolay kolay çıkmaz ve birey, dışsal olaylardan daha az etkilenen, algısını yönetebilen, olumsuzu öldürebilen ve olumluluğu dengeleyebilen, bu bedenden ibaret olmadığının farkında olan ve yüksek bir bilinç seviyesine yükselmek için çaba gösterendir.
Farkındalıkla, erdemli (Sattvik) yaşamı sürdürebilir hâle getiremediğimiz zaman gerçek bilgiye ulaşamıyoruz. Işığı kapatan kalın örtüyü yani cehalet enerjisini kaldıramıyoruz. Bilgi bize gelse bile kalın örtü nedeniyle o bilgiyi alamıyoruz ve mutlak gerçekliğimize uyanamıyoruz. Bu hal ızdırap hâlidir. Bu durum sahte egonun etkisi altında kalan ruhumuzun aslında maddi doğanın üç hâli tarafından yapılan faaliyetleri kendisinin yaptığını sanmasına da yol açıyor.
Okuduğumuz kitaplar, seyrettiğimiz filmler, yediğimiz-içtiğimiz, yaşadığımız mekânlar kısaca yaşamımızda her şey bu enerjilerden oluşturuluyor. Mesela, gece geç saatlere kadar oturup, öğlen 12:00’ ye kadar uyumayı seçerek veya aşırı et, paketlenmiş ürün ile beslenerek erdem enerjisini geliştirebilmemiz çok kolay olmayabilir.
Erdem enerjisi için yaşamımızda iki alana farkındalık getirerek yola çıkabiliriz.
İlki günü erken karşılamaktır. İkincisi ise erdem enerjisinde ki yiyeceklerden zengin beslenebilmektir. Bu yiyeceklerin genel özellikleri sulu, hafif yağlı, taze hazırlanmış, hoş kokulu, güzel görüntülü, temiz bir yerde sevgi ile hazırlanmış olmasıdır.
Böylece bedenimize olan etkilerini esneklik, hareket ve uyumluluk olarak gözlemleyebiliriz.
Aklımıza olan etkilerini ise sakinlik, bilinçlilik, dikkatin niteliğini koruyabilme, konunun derinine inebilme, netlik, konsantrasyon ve analiz yeteneğine sahip olma, pozitif düşünebilme, optimist olabilme olarak gözlemleyebiliriz.
Başta zehir gibi ama sonunda nektar gibi olan ve kişide benlik idrakini uyandıran mutluluk erdem enerjisindedir.
Günümüzde bize yutturdukları gibi “cehalet mutluluktur” sözü doğru değildir. Cehalet, ahmaklık, delilik ve yanılgı oluşturur.
Namaste…