İlhan İlmenöz
Tarih boyunca hayvanlar, insanların ayrılmaz bir parçası olmuştur. Bazen savaş, bazen ulaşım, güvenlik veya daha farklı amaçlarla insanlığa hizmet eden can dostlarımız hayatımızın vazgeçilmezleri arasındadır. Ancak bazı öyle hayvanlar var ki tarihe geçmiş ve bir döneme damga vurmuşlardır. Heykelleri yapılan, adlarına anıtlar dikilen, kitaplar yazılan, pullar bastırılan, özel bakıcıları olan hatta konsüllüğe kadar yükselip özel malikaneleri olan hayvanlar bile vardır.
O zaman gelin bugünkü zaman yolculuğumuz bu tarihe geçmiş özel hayvanlar üzerine olsun…
Roma’nın kurucuları olarak efsanelere konu olan Remus ve Romulus kardeşleri duymuşsunuzdur. Efsaneye göre Tiber Irmağına bırakılan iki kardeşi bulan ve emziren Lupa adlı dişi bir kara kurt tarihe geçmiş en eski hayvanlardan sayılabilir.
Günümüzde Roma’nın da simgesi olan bu kurt heykeli, Capitoline Tepesi’nde bulunan ve Roma’nın kuruluşuyla ilişkisi olan heykellerin sergilendiği Musei Capitolini’de sergilenmektedir.
Roma demişken Roma imparatoru Caligula’nın en sevdiği atı Incitatus”u anlatmadan olmaz… Kendi özel hizmetçileri ve malikanesi olan Incitatus, bazen akşam yemeği yemesi için önemli birisi olarak davet ediliyor ve evin tüm hizmetlileri bir misafir gibi onu ağırlıyorlardı. Caligula tarafından senatoda konsül yapılan bu atın çok değerli taşlardan yapılmış kolyesi ve mermerden yapılmış ahırı da dillere destandır.
Konu at olunca Büyük İskender’in Bukefalos adlı atını da unutmayalım. Babası kral Filip tarafından hediye edilen ve hiç kimsenin binemediği bu siyah aygır, İskender tarafından ehlileştirilmiş ve seferlerinde onun en büyük dostu olmuştur. İskender ve Bukefalos birbirinden ayırılmazdı ve sadece İskender ona binebilirdi.
Bir gün İskender’in gezide olduğu sırada Bukefalos kaçırılır. İskender, eğer atı geri getirilmezse her ağacı keseceğine, köyleri yıkacağına ve bölgede yaşayan herkesi kılıçtan geçireceğine ant içer. Atı kaçıran hırsızlar kısa süre sonra merhamet için yalvararak Bukefalos’u geri getirirler. İskender de hırsızları cezalandırmak yerine onları ödüllendirerek dönmelerine izin verir.
Hindistan seferinde ölünce çok üzülen İskender, dostunun adını yaşatmak için Bukefalya şehrini kurdurarak atını buraya gömdürür. Ayrıca Bukefalos adına bir de anıt diktirir.
Bugün Louvre Müzesi’nde İskender ve Bukefalos’un resimlerinden oluşan özel bir sergi alanı bulunmaktadır.
Geçelim bir başka kahraman ata… Filmlere konu olmuş meşhur Köroğlu Destanı’nı bilirsiniz. Bolu beyi seyis Yusuf’a çok değerli bir at bulmasını emreder. Ancak seyis Yusuf 2 cılız tayla dönünce bey çok kızar ve seyisin gözlerine mil çektirir. Bu cılız taylarla perişan halde evine dönen Yusuf, oğlu Ruşen Ali’den bu tayları yetiştirmesini ister.
İşte bu taylardan biri daha sonra Köroğlu olarak ünlenen Ruşen Ali’nin en yakın dostu, onu çoğu sıkıntılardan kurtaran, kader arkadaşı ve sırdaşı olan Kırat olur. Destan bu ya; Kırat, dünyada eşi benzeri olmayan bir attır. Gerektiğinde kılık değiştiren, sahibinin konuşmasını anlayıp ona göre hareket eden, büyülü, ölümsüz bir varlıktır. Ayrıca kilometrelerce koşar da bir kere durmaz, dünyada hiçbir at onu geçemez ya da Köroğlu, Kırat’ına bindiğinde kimse onu yakalayamaz.
Hz. Ali’nin atı Düldül, Napolyon Bonapart”ın atı Marengo, Abdülmecit”in atı Hayyam, Enver Paşa’nın son nefesini verirken bindiği atı Derviş de diğer ünlü atlardır.
3 Kasım 1957’deki yolculuğuyla, uzaya çıkan ilk canlı olarak tarihe geçen köpek Layka da tarihe geçen hayvanlardan. Sıradan bir sokak köpeği olan Layka, Sovyetler Birliği’nin uzay çalışmaları kapsamında Sputnik adlı uzay aracı ile ne yazık ki dönüşü olmayan bir yolculuğa gönderilmişti. Ancak Layka hiç unutulmadı. Adına pullar, kitaplar bastırıldı, heykeller dikildi.
Time dergisine kapak olan koyun Dolly de tarihte iz bırakmış hayvanlardandır. Dolly, kendinden altı yaş büyük olan bir koyunun genetik kopyası yani klonuydu. Dolly’nin vücudundaki hücrelerin genetik malzemesi olan DNA, kendisinden büyük olan koyunun meme bezinden alınmıştı.
1996″da İskoçya’nın Edinburgh Üniversitesinde yetişkin bir hücreden klonlanan ilk memeli olan Dolly toplamda 6 kuzu dünyaya getirdi ve akciğer rahatsızlığı nedeniyle 2003 yılında uyutuldu. Dolly’nin bedeni bugün Edinburgh’da National Museum of Scotland’da sergilenmekte.
İttihat ve Terakki Cemiyeti üyelerinden, Hürriyet kahramanı olarak anılan Resneli Niyazi Bey’in dağda bulup evcilleştirdiği ve yanından hiç ayırmadığı geyiği de meşhur hayvanlardandır. Niyazi Bey bu geyiğe “Rehber-i Hürriyet” adını verir. Geyikle birlikte dağlarda dolaşması, fotoğraflar çektirmesi, hele Manastır’a girdikten sonra yanı başındaki geyikle birlikte tebrikleri kabul etmesi, ona bir isim daha verilmesine neden olur: ” Geyikli Niyazi Bey”
Son olarak Mustafa Kemal Atatürk’ün de hayvanları çok sevdiğini ve onlara karşı hep özel ilgi gösterdiğini, hatta bazılarını sahiplenerek özel olarak bakımıyla ilgilendiğini de belirtelim. Gazi’nin bilinen köpekleri Alp, sonrasında Alber ve en çok tanınanı Foks’tur. Ayrıca Çankaya ve Sakarya adlarında iki de atı olmuştur. Foks’un doldurulmuş bedeni 2002 yılında açılan Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi’ne konulmuş ve hâlâ aynı yerde bulunmaktadır.
Daha ne hayvanlar var insanlardan ünlü, duyarlı ve yetenekli… Sahibini yıllarca iş çıkışı metroda bekleyen veya sahiplerinin mezarlarından ayrılamayan vefalı köpekler, uzaya gönderilen maymun, kedi ve fareler, dizi ve filmlerde rol almış ayı, köpek, maymun, balık aklınıza ne gelirse artık…
Bugünkü zaman yolculuğumuz da buraya kadar. Aslında daha anlatacak çok hayvan var. Örneğin mitolojik hayvanlara bir girersek konu hiç bitmez. Örnek olarak Pegasus, Kerberos ve Unicorn diyerek yazıyı noktalayalım.
Yani kısaca, “hayvan deyip geçmeyin”. İyi ki hayatımızda varlar…