Pazartesi, 13 Eki 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Günlük

Bugünkü köşe yazıları

Medya Günlüğü
Son güncelleme: 17 Eylül 2025 19:26
Medya Günlüğü
Paylaş
Paylaş

Kemal Bey’in 4 B’si-Mustafa Balbay (Cumhuriyet)

“Baştan vurgulayalım, bu yazıyı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yakın-uzak çevresinden aldığımız herhangi bir bilgiye, duyuma dayalı yazmıyoruz!

Son gelişmeler ışığında, tarihin anımsattığı yaşanmışlıkları dikkate alarak bugünü ve yakın geleceği bir nebze yorumlamak için kaleme alıyoruz!

Bütün insanların yaşamına uyarlanabilecek şu söz liderler için daha çok geçerlidir:

İnsan yaptıkları kadar yapmadıklarından da sorumludur!

İktidarın yargıyı siyaset aracı olarak kullanmanın zirvesine ulaştığı şu günlerde Kemal Bey’in konuşması da haber konuşmaması da. Her şey bir yana CHP’ye yönelik davalardan kurultayla ilgili olanında “mağdur” bölümünde tek isim var:

Kemal Kılıçdaroğlu! Kemal Bey yarın, “Ben partimle hesabımı kurultayda görürüm, mahkemede değil” dese, bunun gereğini yapsa siyasetin akışı değişir.

21 Şubat 2024’te bu köşenin başlığı şuydu:

Kemal Bey’in 3 B’si!

18 Şubat Pazar günü CHP’nin yerel seçim adayları kamuoyuna tanıtılmış, Kemal Bey de çağrılmıştı. Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın oradaydı, Kemal Bey gelmedi. Meclis’te Kemal Bey’le siyaset yapan milletvekillerinin genel eğilimi şuydu:

Yerel seçimde beklenen başarı görünmüyor. Sonrasında kurultay olur, buna hazırlanmak gerek!

O gün için 3 B’yi şöyle özetlemiştik: Kemal Bey, bir bilen mi, bir belirleyen mi, bir bilenen mi olur?

Yazıdan sonra Kılıçdaroğlu’yla Mustafa Kemal Mahallesi’ndeki ofisinde filtre kahve içimi sohbet ettik. O dönem yazıları bu 3 B ışığında sürdürmek istiyorduk ama sohbette buna sıcak bakmadığını hissettirdi, biz de sürdürmedik.

Son zamanlarda Kemal Bey bu tür diyalogları kesti. En son geçen temmuz ortasında kardeşinin ölümünden sonra başsağlığı dilemiştik. Sonuncusu dün öğle saatlerinde olmak üzere son bir ayda 3 kez aradık, ulaşamadık.”

Türkiye, İsrail’le savaş tuzağına çekilmek isteniyor-Abdulkadir Selvi (Hürriyet)

“Bazen inandığını yazmak akıntının tersine kürek çekmeye benzer.

Türkiye, İsrail’le bir savaşa çekilmeye çalışılıyor. Bunu bir tuzak olarak görüyorum. Aman bu tuzağa düşmeyelim diye uyarmak istiyorum.

Önce iki tehlikeli kişinin yazısından alıntı yapmak istiyorum.

Biri, Türkiye ve Erdoğan düşmanı Michael Rubin. 15 Temmuz darbe girişiminden 2 ay önce Erdoğan’ın darbeyle görevinden uzaklaştırılmasını savunan ve 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında olan isimlerden biri.

Michael Rubin, Middle East Forumu’ndaki köşesinde İsrail’in Katar saldırısını değerlendirirken sıradaki adresin Türkiye olabileceğini yazdı. Bu yazıyı sosyal medya hesabından paylaşan Sinan Ciddi ise onunla yetinmedi; İsrail’in Haaretz gazetesinde benzer bir yazı kaleme aldı. Türkiye’nin Hamas’a altyapı sunduğunu iddia ettiği yazısında, “İsrail’in örgütün Türkiye’deki ajanlarını hedef almayacağını kim söyleyebilir?” sorusunu ortaya attı.

Bu Sinan Ciddi ile Michael Rubin benzer yayın organlarına çıkıyorlar. Birbirlerinin yazılarını paylaşıyorlar. Benzer operasyonlara imza atıyorlar. Firari FETÖ’cüler de bunların yazılarının üzerinden algı operasyonu yapıyorlar. Mossad, FETÖ ve bunlar ortak operasyon elemanı olarak çalışıyorlar.”

“Gelsin kerata”-Soner Yalçın (Nefes)

“İlhan Selçuk hastanede yattığı sırada Hasan Cemal, gazeteci Hikmet Çetinkaya ile haber gönderdi; “ziyarete gelebilir miyim?”

İlhan Selçuk’un yanıtı şu oldu; “Gelsin kerata, ben onun kulağını çekerim, olur biter.”

Bilmeyenler için yazayım; yıl 1991.

Nadir Nadi’nin ölümü üzerine gazete yayın kurulu içinde anlaşmazlık baş gösterdi. Yayın yönetmeni Hasan Cemal’in neoliberal yayın politikasını beğenmeyen İlhan Selçuk, Ali Sirmen, Uğur Mumcu gibi seksen kişi gazeteden ayrıldı. Olayı protesto eden okurların gazete almayı bırakması üzerine günlük satış ortalaması yüz yirmi binlerden, elli binlere kadar düştü. Bu durum üzerine Hasan Cemal ve ekibi Cumhuriyet’ten ayrıldı. İlhan Selçuk başkanlığında yeni yayın kurulu oluşturuldu…

Siyasal duruşundan ne kadar ödün vermez ise, insani ilişkilerinde o kadar hoşgörülüydü İlhan Abi, hümanist daima…

Hastane ziyaretini hatırlamamın nedeni geçen pazar akşamı Hasan Cemal’in attığı sosyal medya mesajı oldu:

“Özgür Başkan Tandoğan’dan haykırıyor, tam bir heyecan fırtınası, gözlerim yaşarıyor! Uzun yıllardır ilk kez bir eylemi içinde yaşıyorum…”

Bir dönem Erdoğan’ın uçağından inmeyen, Erdoğan’ın “Hasan Abi”si Tandoğan mitingine gidecek siyasi noktaya nasıl evrildi?

Hasan Cemal’i bundan kırk yıl önce kimler, nasıl yoldan çıkardı? Yazayım:

12 Eylül darbesi/neoliberalizm sürecinde sadece Hasan Cemal değil, kimler çıkmaz yola girmedi ki?

Marksizmden, korunaklı limana sığınmak isteyen herkes -neoliberalizmin, tozlu raflardan çıkarıp parlattığı- tek kişiye sarıldı: Karl Popper.

Tezlerine “kutsallık” atfedildi: “Bilimsel teoriler doğrulanamaz sadece yanlışlanabilir.”

Eğer, teori yanlış ise terk edilmeliydi. Neydi bu yanlışlanan teori, Marksizm!

Soldan kaçmak isteyenlerin eline ideolojik reçete tutuşturuldu: İki Avusturyalı; ekonomide Hayek, felsefede Popper “hapı”…

Thomas Kuhn, Imre Lakatos, Paul Feyerabend gibi bilim felsefecileri Popper’ı eleştirse de ülkemizde bunlara kim kulak verecekti. Hele o dönem Marksist düşünürleri kim dinleyecekti. Oysa:

Popper tezleri Marks’ı çarpıttı, tamamen basite indirgeyip karikatürize etti. Mesela:

Marks’ı dogmatik göstermesi, yanlış okuma idi.”

Memleketi rahat bırakın uçar gider-Mehmet Ocaktan (Karar)

“Son günlerde hukuka ve demokrasiye tacizler yüzünden kabus dolu günler yaşıyoruz. Hukukun biraz olsun işlediği normal bir ülkede bile görülmesi mümkün olmayan akıl ve mantık dışı işler yüzünden ülke olarak büyük maliyetler ödemek durumunda kalıyoruz.

Oysa Türkiye gibi beşeri sermayesi ve ekonomik potansiyeli büyük bir ülkenin, böylesine bir akıl tutulması yaşaması normal bir insan zekasının kabul edebileceği bir durum olamaz.

Hiç uzağa gitmeye gerek yok, Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, CHP’nin 38. Olağan ve 21. Olağanüstü Kurultaylarının iptaline ilişkin davayı 24 Ekim’e ertelemesi, siyasi belirsizliğin geçici olarak ortadan kalkacağı yönünde beklentiler Borsayı coşturmaya yetti.

Siyasete kayyum tuzağı hamlesiyle başlatılan bu sürecin, esas itibariyle ülke ekonomisine bir tuzak olduğunu anlamak için hiç öyle derin analizlere falan gerek yok. Bunun için, krizin ertelenmesiyle borsanın verdiği pozitif tepkiye bakmak yeterli olacaktır. Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin verdiği karar sonrasında insanların yüzünde oluşan tebessüm, adalete ne kadar hasret kaldığımızın en önemli göstergesidir.

Aslında ekonomi, siyasete ve ülkeyi yönetenlere borsa üzerinden altın değerinde bir ders vermiş bulunuyor. Eğer ülkeyi yönetenler bu dersi yeterince doğru okuyamazlarsa, bir başka deyişle hukuku zorlamaya devam ederlerse, gelecek sefer ekonominin vereceği ders çok acı olabilir.

24 Ekim’de mahkemeden çıkacak karar, eğer ‘mutlak butlan’ yönünde olursa, ekonomide oluşacak olan tsunami öncelikle halkın cebini vuracaktır ama siyaseten en büyük fatura da iktidara kesilecektir.

İktidar, gerçekten tehlikenin farkında mıdır bilemem ama eğer hukuku itibarsızlaştıran, adalete olan güveni yerle bir eden bu gidişat devam ederse, 2028 seçimleri geldiğinde ortada konuşacağımız bir ekonomi bile olmayabilir.”

Türk reel sektörünün büyüklüğü 95,8 trilyon-Naki Bakır (Dünya)

“Türkiye’de 2024 yılı iti­barıyla tarım, madenci­lik, imalat, ticaret ve hiz­metler başta 17 sektörde faaliyet gösteren 1 milyonun üzerindeki firmanın toplam aktif büyüklü­ğü 100 trilyon liraya yaklaştı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Avrupa Topluluğunda Ekonomik Faaliyetlerin İstatis­tiki Sınıflaması NACE Rev.2’de yer alan sektörleri kapsayan enf­lasyon düzeltmesi uygulanmış Sektör Bilançoları İstatistikle­rinin 2024 yılı sonuçlarını açık­ladı. Firmaların toplulaştırılmış bilançosuna göre, 2024 yılında toplam aktif büyüklüğü 95 tril­yon 835 milyar 323 milyon TL, kısa ve uzun vadeli yabancı kay­naklar toplamı ise 47 trilyon 230 milyar 459 milyon TL, öz kaynakların toplamı da 48 tril­yon 604 milyar 864 milyon TL olarak gerçekleşti. Toplam aktif büyüklüğü önceki yıla göre yüz­de 38,6 artı kaydetti. TÜİK ve­rilerine göre 2023 yılında 1 mil­yon 70 bin 419 firmanın aktifleri toplamı 69 trilyon 127,1 milyar TL olmuştu. 2024 yılı itibarıy­la firmaların aktif büyüklüğün 48,6 trilyonu öz kaynaklardan, 47 trilyonu borçlardan fonlandı.

2024 yılı sonuçlarına göre kap­sama giren firmaların sektörlere göre dağılımında, toptan ve pera­kende ticaret; motorlu kara taşıt­larının ve motosikletlerin onarı­mı sektörü 356 bin 62 ile en başta yer aldı. Bunu 180 bin 637 firma ile imalat sanayii, 156 bin 982 fir­ma ile inşaat, 87 bin 242 firma ile mesleki, bilimsel ve teknik faali­yetler, 61 bin 988 firma ile konak­lama ve yiyecek hizmetleri izledi. En az firmanın faaliyet gösterdiği sektörler ise 3 bin 34’le su temini, kanalizasyon, atık yönetimi, 6 bin 941’le kültür, sanat, eğlence ve spor ve 9 bin 445’le elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme.

Firmaların 309 bin 865’i top­tan ve perakende ticaret sektö­ründe olmak üzere toplam 905 bin 268’le en büyük bölümünü limited statüdekiler oluşturdu. 175 bin 69 anonim, 14 bin 541 di­ğer şirket ile 9 bin 149 koopera­tif kapsamda yer aldı.”

“Hudutların Kanunu” yeniden yazılır mı?-Berkant Gültekin (BirGün)

“CHP kurultayına ilişkin davada erteleme kararı çıktı. İstanbul yönetiminin “tedbir” gereği görevden alınması, haklı şekilde kurultay davası için bir “prova” olarak değerlendirilmişti. En azından 15 Eylül’deki duruşmada korkulan olmadı. Ancak tehlike geçmiş değil, 24 Ekim’e ertelenen davada her sonuca hazırlıklı olmak gerekiyor.

Kurultay davası başta olmak üzere CHP’ye yönelik yargı kuşatmasının, davalarda çıkan ve çıkacak olan sonuçların ötesinde de kritik bir siyasi fonksiyonu olduğu su götürmez. Her ne kadar Erdoğan “AK Parti olarak bu işte yokuz” dese de “Bu işten en fazla kimler fayda sağlıyor?” sorusunun tartışmasız bir cevabı var: Erdoğan ve AKP.

Sadece Ekrem İmamoğlu’nun başına gelenler bile bu cevaba ulaşmak için yeterli. İmamoğlu’nun siyaset yapma hakkı 19 Mart’tan bu yana engelleniyor. Yetmedi, 35 yıl önce yaptığı basit bir geçiş işlemi nedeniyle üniversite diploması iptal edildi ve cumhurbaşkanı adaylığı için gerekli şartlardan birini kaybetti. Bir de “ahmak” davasıyla uğraşıyor. Eğer aldığı ceza istinafta onanırsa siyasi yasaklı hale gelecek. Yani etrafı mayın tarlası gibi, birinden kurtulsa diğeri patlayacak.

Bunlar siyasi iddiası olmayan sıradan bir yurttaşın başına gelse, “tesadüf” der geçerdik. Ama siyaset yapma haklarından mahrum bırakılan kişi, her ne hikmetse, ülkenin en güçlü muhalif cumhurbaşkanı adayı. Bir dava değil, iki dava değil. 31 Mart 2019’da İBB Başkanı seçildiği andan itibaren kendi aleyhinde gelişen yargı pratikleriyle muhatap oluyor İmamoğlu.”

Not: Başlıkları tıklayarak yazıların tamamına ulaşabilirsiniz.

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

EtiketlendiMedya
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Önceki Makale Putin’in halefi kim olacak?
Sonraki Makale Sinan Selen’in portresi

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

EditörGünlük

Schengen’de yeni sistem

Medya Günlüğü
13 Ekim 2025
GünlükManşet

Bugünkü köşe yazıları

Medya Günlüğü
13 Ekim 2025
GünlükManşet

Gökyüzünden İHA yağıyor

Medya Günlüğü
13 Ekim 2025
GünlükManşet

“Menemen enflasyonu”

Medya Günlüğü
13 Ekim 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?