Rus uzmanlar, ABD Başkanı Donald Trump’la Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i bir araya getiren Alaska zirvesinin somut bir sonuç doğurmasa da ileri yönde atılmış bir adım olduğunu düşünüyor.
Medya Günlüğü’nün sorularını yanıtlayan ünlü Rus siyaset bilimci Sergey Markov, önümüzdeki günlerde Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenski’nin, Putin ve Trump’la üçlü bir toplantıya davet edilebileceğini tahmin etti.
Markov, “Ağustos ayında böyle bir toplantının yapılması olasılığı var. Şimdilik ABD tarafından yeni yaptırımlar uygulanmayacak veya yürürlükteki yaptırımlar kalkmayacak. Zelenski için koşullar zor. Trump da, Zelenski’nin bu koşulları reddedebileceğini kabul ediyor. Bu nedenle ABD ile onun arasında müzakereler olacak” dedi.
Savaşın yanı sıra kapalı kapılar ardındaki müzakerelerin de devam edeceğini belirten Markov, “Putin ve Trump arasında çok sıcak, dostane ve güvene dayalı bir ilişki kuruldu. Dolayısıyla bu müzakereler dünyada Putin için bir zafer ve izolasyondan çıkışta bir atılım olarak görülüyor” diye konuştu.
Önde gelen dış politika uzmanlarından Fyodr Lukyanov ise, Alaska zirvesini 1985 yılında SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov ve ABD Başkanı Ronald Reagan arasında yapılan görüşmelere benzetti.
Lukyanov, “Alaska bana yaklaşık 40 yıl önce Cenevre’de Gorbaçov ve Reagan’ın ilk görüşmesini hatırlattı. İçerik olarak değil, tam tersi, planın kendisi açısından. Anlaşamadılar, ancak iletişim niteliksel olarak farklı bir seviyeye taşındı” dedi.
Taraflar arasında bir kopuş da olmadığına dikkat çeken Lukyanov, “Pozisyonel diplomatik çatışma devam ediyor. Durum 40 yıl öncesine göre farklı. Şimdi her şey hızlandı, savaş soğuk değil ve zirveler arasında bir yıllık aralar olmayacak. Devam süreci çok daha erken başlayacak” değerlendirmesinde bulundu.
Kararlı ve sürdürülebilir bir sonuca ulaşmak için, sorunların tamamını çözmeye çalışmaktan başka seçenek olmadığını vurgulayan Lukyanov, “Alaska’da başlayan süreç ortaya çıktığı ruhla devam ederse, sonuç Cenevre’de başlayan sürecin yol açtığının tam tersi olabilir. O zamanlar, Soğuk Savaş’ın Washington’ın şartlarıyla sona erdirilmesi konuşuluyordu ve Reagan bunu başarmıştı. Şimdi ise gündem, ABD’nin küresel bir lider olarak dünya arenasına hakim olduğu Soğuk Savaş sonrası dönemin sona ermesi” dedi.
Sürecin nesnel gelişiminin bugün başlamadığına işaret eden Lukyanov, “Fakat doruk noktasına ulaştı. Bu arada, tıpkı bir zamanlar değişim talebinin ana kaynağının Sovyet toplumundan gelmesi gibi, bu talebin de öncelikle Amerika’nın kendisinden gelmesi önemli. Ülkelerin hem içinde hem de dışında bu gidişatı durdurmaya veya tersine çevirmeye çalışacak yeterince oyuncu var. Her şey, iki başkanın doğru yolda ilerlediklerine dair güvenlerinin derecesine bağlı” diye konuştu.
Alaska zirvesindeki ortak basın toplantısına da dikkat çeken Lukyanov şöyle devam etti:
“İlginç bir detay var. 40 yıl önce Cenevre’de, değişimin sembolü, her iki taraftan gazetecilerin karşıt kampın liderine ilk kez soru sorma fırsatı bulduğu ortak bir basın toplantısıydı. Açıklık, birikmiş sorunların çözümünde bir yardımcı olarak görülüyordu. Bugün ise sembol, üst düzey yöneticilerin basının hiçbir sorusuna cevap vermemesi haline geldi. Gerçek diplomasi, sessizliğe geri dönmeye ve ilgi alanının son on yıllarda dönüştüğü bitmek bilmeyen ve oldukça yıkıcı gösteriyi durdurmaya çalışmaktır. Kapalılık intikam alır.”
Moskova Yüksek Ekonomi Okulu akademisyeni Prof. Dr. Timofey Bordaçov, “Kişisel olarak zirvenin Ukrayna sorununu çözeceğine dair hiçbir beklentim yoktu; bu sadece Avrupa güvenlik sorununun özü. Tarafların her birinin göz ardı edemeyeceği kendine özgü koşulları ve kısıtlamaları var, ancak aynı zamanda, Rusya’nın stratejik yenilgisi ve tecrit edilmesi fikri nihayet Amerikan tarafından gündemden kaldırıldı” yorumunu yaptı.
Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi uzmanı Aleksey Naumov da, “Biden döneminde her bilginin sızdırılmasına alışkınız. Ama şimdi durum farklı. Her iki başkanın da müzakerelerde önemli ilerleme kaydedildiğinden bahsettiğini unutmayın. Bu da Rusya’nın ateşkes konusundaki değerlendirmelerinin dikkate alındığı anlamına geliyor. Yani, Ukrayna’ya silah sevkiyatı durdurulmadan, toprak meseleleri ve başka konular görüşülmeden ateşkesin bir anlamı yok” diye konuştu.
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları: