Cuma, 4 Tem 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
GünlükManşet

Bugünkü köşe yazıları

Medya Günlüğü
Son güncelleme: 4 Temmuz 2025 07:49
Medya Günlüğü
Paylaş
Paylaş

Şeriatçı kışkırtmayı reddedenler ve kullananlar-Zülal Kalkandelen (Cumhuriyet)

“LeMan dergisinin karikatürü üzerinden başlatılan komplo, şeriatçıların umduğu sonucu verdi. Karikatürist Doğan Pehlevan, peygamberleri çizmediğini söylese de derginin ofisine gericiler saldırdı, İstiklal Caddesi’nde serbestçe şeriat sloganları atıldı, LeMan’dan dört kişi tutuklandı, derginin ilgili sayısı toplatıldı ve sosyal medya hesaplarına erişim engeli getirildi, ardından da mali soruşturma başlatıldı.

Anayasasında laik bir devlet olduğu yazan Türkiye’de bunlar olurken siyasi partiler ve siyasetçiler ne yaptı?

TKP, Sol Parti, İşçi Partisi, EMEP, TKH, SCP, Devrim Hareketi gibi sosyalist/komünist partiler, kışkırtmanın laik Cumhuriyete yönelik bir saldırının kılıfı olduğunu anladı ve bu yönde kurumsal açıklamalar yapıldı.

İşine gelince “sosyalist” olduğunu iddia eden ama Şeyh Sait, Said Nursi gibi şeriatçıları/tarikatçıları savunan DEM Parti adına kurumsal bir açıklama yapılmadı. Eş genel başkan Tuncer Bakırhan, “Hz. Muhammed’i hatırlatacak bir karikatürün yayımlanmasını hem de dergiye yönelik linç girişimini doğru bulmuyoruz” diyerek kendince orta bir yol buldu ama karikatürü de çarpıttı.

HÜDA PAR, “Müslüman halkımıza yönelik ağır bir hakarettir” derken, İYİ Parti, Zafer Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi, ve DEVA Partisi, benzer bir tavrı genel başkanlarının sosyal medya paylaşımlarıyla duyurdu.

Özgür Özel, LeMan olayında kışkırtmayı görüp doğru tavır aldı ve karikatürün çarpıtılmasına alet olmadı, CHP’nin sosyal medya hesaplarından Özel’in konuşmaları paylaşıldı.

Fakat CHP’deki ideolojik ayrışma da su yüzüne çıktı. Partinin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun sosyal medya hesabında Özel’in açıklamasına zıt bir görüş yer aldı. İmamoğlu, karikatürü “peygamberlere yapılan hadsizlik” olarak değerlendirdi, “inançlı insanların kalbinin kırıldığını” belirtti.”

Silah bırakma süreci başlıyor-Abdulkadir Selvi (Hürriyet)

“Yazın sıcak gündeminde en çok takip edeceğimiz konulardan biri PKK’nın silah bırakması olacak.

Birileri inanmasa da PKK’nın silah bırakmasıyla ilgili takvim işlemeye başladı.

Ama 50 yıldır devam eden ve Türkiye dışında Irak, Suriye ve İran’da da kolları olan, Avrupa yapılanmasına sahip bir terör örgütünün silah bırakma ve tasfiye sürecini itidalli bir şekilde takip etmek gerekiyor. Bu, fırından ekmek almaya benzemiyor. Dünyanın en kanlı terör örgütlerinden biri tasfiye ediliyor.

Ayrıca, PKK’nın silah bırakması kadar önemli olan bir nokta da sürecin yönetilmesi. Habur’da yaşananların ne kadar zarar verdiği unutulmamalı. Bir yandan PKK’nın silah bırakması sağlanacak diğer yandan terör örgütü mensuplarının entegrasyonu gerçekleştirilecek, bütün bunlar sağlanırken bu sürecin Türk sorununu tahrik etmemesine özen gösterilecek.

MİT bu süreci çok başarılı bir şekilde yönetiyor. Devletimizin kapasitesi bunu yönetmeye müsait. Ama burası İngiltere ya da İspanya değil.  İngilizler, İRA sorununu ABD desteğiyle çözdü. İspanyollar, ETA’yı tasfiyeyi başta Fransa olmak üzere Avrupa Birliği’nin desteğiyle gerçekleştirdi. Biz bu süreci Avrupa’nın göbeğinde değil, dünyanın istihbarat servislerinin cirit attığı, bir savaşın bitmeden diğerinin başladığı kan ve ateş ortasındaki Ortadoğu’da başarıyoruz. Bir hafta önce İran füzeleri, İsrail savaş uçakları ve Amerikan bombardımanıyla İsrail-İran savaşı yaşanıyordu.

Şu günü, saat şunda bir grup PKK’lı silah bırakacak gibi ayrıntılara girmek istemiyorum. PKK’nın yayın organları Öcalan’ın silah bırakma konusunda yeni bir çağrı daha yapacağını söylüyorlar. Biz İsrail, İran savaşıyla ya da CHP Kurultayı’yla uğraşırken birileri çalışıyordu. Sadece şunu söyleyebilirim. PKK’nın silah bırakma süreci başlıyor. Ya da başladı.”

Moskova, Ankara’nın kapısını çalar mı?-Yahya Bostan (Yeni Şafak)

“Ukrayna bir kırılmaya doğru gidiyor. Ruslar, İstanbul’da müzakere için üçüncü tur teklifini yaptı. Kiev’den henüz bir dönüş olmadı. Yani işin diplomasi safhasında bir değişiklik yok. Ama sahada önemli bir hareketlilik yaşanıyor.

Son bir haftada gelen iki önemli haberi buraya bırakayım. Bir. Moskova, Ukrayna Savaşı’nda ilk kez bir bölgede tam kontrol sağladığını duyurdu. Luhansk, Rusların eline geçti. İki. ABD, “Kendi stoklarım azalıyor” diyerek Ukrayna’ya bazı silahların sevkiyatını durduracağını açıkladı. Deniyor ki… Ukrayna’ya gönderilmeyecek silahlar arasında hava savunma füzeleri (Patriot), hassas güdümlü füzeler de var. Ukrayna için oldukça kötü bir haber. Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un üç yıl sonra ilk kez Rus lider Putin’i araması, iki saatlik bir telefon görüşmesi yapması da ”ABD yoksa Avrupa var” diye düşünen Kiev’i tedirgin edecektir.

Moskova Ukrayna’da konsoloidasyon sağlarken merceğimizi Güney Kafkasya’ya odaklamamız gerekir. Bir önceki yazıda değinmiştik, biraz açalım: Orada da bir kriz patlak verdi ve tansiyon yükseliyor.

2020 tarihli 44 Gün Savaşı öncesinde bölgede; Rusya, Ermenistan ve İran lehine bir statüko vardı. Ancak Azerbaycan’ın, -Türkiye’nin desteğiyle- Karabağ’ı işgalden kurtarması tabloyu değiştirdi. Statüko, Rusya ve İran aleyhine bozuldu (Savaş sırasında Ermenistan’a silah yardımı Hindistan ve İran tarafından yapıldı.)

Rusya’nın Ukrayna, İran’ın ise Orta Doğu’yla meşgul olması, Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan’a Güney Kafkasya meselesini konuşmak için alan açtı. Bölgede yeni bir statüko oluşuyor. Bu statükonun A, B, C’si; Azerbaycan-Ermenistan normalleşmesinin sağlandığı, Türk-Ermeni sınırının açıldığı, Erivan’ın Türkiye üzerinden dünyaya bağlandığı bir barış ve refah iklimdir. Bu yeni statükonun belkemiği Türkiye’dir. Statükonun ayaklarının yere basması için elzem olansa Zengezur Koridoru’nun hayata geçirilmesidir. Bu koridor Bakü-Nahçıvan karasal bağını kurmakla kalmayacak, Türkiye’nin Orta Asya ile doğrudan ilişkisini de tesis edecektir. Bu yüzden kritiktir. Tahran’ın yakın zamanda Ankara’ya “Zengezur Koridoru İran’dan geçsin” önerisi getirmesi, bu hat üzerinde kontrolü kaybetmek istememesinden kaynaklanmaktadır.”

Eski Türkiye’de bunlar yoktu-Metin Yılmaz (Nefes)

“”Yeni Türkiye” diyorlar ya, gençler… Gelin size biraz da “eski Türkiye’yi anlatayım.

TANEYLE KİRAZ MI?

O da ne? Eskiden pazara gidildi mi kiraz tabakla alınır, evde büyük bir kaseye konulurdu. Şimdi pazarda “Abi, on kiraz koy yeter” diyen bir nesil büyüyor.

DİLİMLE KARPUZ

Karpuz desen, artık dilimle satılıyor. O eski Türkiye’de kamyonla gelen karpuzları mahallece alır, komşular bölüşür, karyola altlarında serin serin saklardık.

ASKIDA EKMEK

Eski Türkiye’de askıda ekmek diye bir kavram yoktu. Çünkü herkesin evinde bir şekilde ekmek olurdu. Olmadı mı? Komşudan istenirdi, utanılmadan, yargılanmadan. Bugün ise bakkal önlerinde askıdan ekmek alabilmek için bekleyen insanlar var. Açlık, artık sessizce konuşuyor bu ülkede. Gurur, yerini çaresizliğe bırakmış durumda.

ÇÖP KARIŞTIRMAK MI?

Eski Türkiye’de çöplerde sadece kedi, köpek olurdu. Şimdi kadınlar, erkekler, çocuklar, yaşlılar… Herkes çöpten yiyecek ya da pazar artıklarını arıyor. Sadece karnını doyurmak için. İnsanlık onurunun bu kadar zedelendiği başka bir dönem var mıydı?

Ve hâlâ bazıları çıkıp diyor ki, “Eski Türkiye kötüydü.” Peki şimdi ne değişti?

Kime göre iyi? Neye göre “millet uçuyor”? Gerçekten uçan varsa söyleyin, halktan kim uçuyor? Ay sonunu getiremeyen, faturaları bir sonraki aya devreden, markete girip eli boş çıkan bu halk mı uçuyor?

Evet, doğru. “Yeni Türkiye”de zengin daha zengin oldu. Ama fakir? Daha da fakirleşti.

Bu yüzden özlüyoruz eski Türkiye’yi. Çünkü orada bolluk değil belki ama bereket vardı.

Para değil ama vicdan güçlüydü.”

Alaturka apartheid rejimi!-Mehmet Yılmaz (T24)

“Apartheid” kelimesi Güney Afrika’da yaygın olarak kullanılan Afrikaans dilinde “ayrı olmak” anlamına geliyor.

Siyaset biliminde, bir ırksal grubun diğer bir ırksal grup üzerinde kurduğu kurumsallaşmış baskı ve tahakküm rejimini tanımlar.

İcat edildiği Güney Afrika’da terk edileli çok oldu ama halen İsrail’de elle tutulur bir şekilde hayatta. İsrail yasaları, Filistinlilere, “Yahudi olmayan Arap” statüsüyle tanımlanan aşağı ve ayrı bir grup olarak muamele ediyor.

Türkiye’nin tek adam rejimi de yasal olarak kurumları oluşmamış olsa da uygulamadaki tutumuyla apartheid rejimi ile “yakın akraba” sınıfında konumlanabilir.

Türkiye’de söz konusu olan ayrımcılık, ırk ya da dini inançlar temelinde kurumsallaşmış bir ayrımcılık değil.

Alaturka apartheid rejimi, muhalif kişileri ve kitleleri ötekileştirip, ezmek üzerine kurulu.

Son örneğini bu hafta yaşadık.

Pazartesi günü gözü dönmüş bir grup İstiklal Caddesi’nde bir linç eylemi gerçekleştirecekti.

Bu eylem, polisin izni ve gözetimi altında yapıldı.

Öldürmekten, yakmaktan söz eden, vatandaşın malına zarar veren bu kitleye polis müdahale etmedi, gözaltına alınan olmadı.

Polis bunlara o kadar kibar davrandı ki İçişleri Bakanı ricacı oldu, “lütfen” bile dedi.

Aynı polis bu eylemden iki gün önce Yoğurtçu Parkı’nda TİP’in kimseye zarar vermeyi amaçlamayan açık hava toplantısını dağıttı, parti üyelerini ve yöneticilerini ters kelepçeyle gözaltına aldı.”

“Siyaseten gömme” mümkün olacak mı?-Ahmet Taşgetiren (Karar)

“Gerek diploma iptali gerekse açılan davaların Ekrem İmamoğlu’na yönelik “siyaseten gömme” operasyonu olduğu açık. Diploma iptali en azından muhtemel Cumhurbaşkanlığının önünü kesiyor.

İmamoğlu halen cezaevinde ve hakkında farklı davalardan 27 küsur yıl hapis cezası isteniyor, ardından siyasi yasak gelmesi ihtimali de şaşırtıcı olmaz.

İktidar cenahı kendisini öyle bağladı ki, bir kulis bilgisine göre oralarda “İmamoğlu bu dâvâlardan kurtulursa batarız” gibi endişeler seslendiriliyormuş. Boş bir kaygı değil. O yüzden “delil üretmek” için ne kadar seferber olunsa yeri.

Açılan dâvâların şu ana kadar İmamoğlu’nda bir irade çözülmesi gerçekleştirmediği açık. Onun yanında CHP lideri Özgür Özel’in İmamoğlu’na sahip çıkışı hem İmamoğlu’nu siyaseten diri tutuyor hem de, bizzat Özel’in kendisini ve partisini tırmanma şeridine sokuyor.

Geniş toplum kesimlerinde İmamoğlu’na yönelik yargısal sürecin “siyasi amaçlı” olduğu görüşü kabul görüyor. Kamuoyu yoklamaları meselâ bu operasyonlardan sorumlu gözüken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oyunda artışı değil azalışı, İmamoğlu ve CHP’nin oylarında ise puan puan artışı ortaya koyuyor.

Sonunda ne olur?

İmamoğlu mahkûm olup, hakkında siyasi yasak gelir mi? Ya da Özgür Özel ve CHP “Neden hep İmamoğlu’na kilitlenildi? Ülke sorunları göz ardı ediliyor” yorumlarından bunalıp savunma seddini çökertir mi?

Bunların hepsi siyasette mümkün, ama başka bir şey de mümkün.

Bir, İmamoğlu pek pes edecek gibi görünmüyor, iki Özgür Özel, İmamoğlu’nu vermenin CHP için de alandan çekilme anlamına geleceği yaklaşımında görünüyor.”

Not: Başlıkları tıklayarak yazıların tamamını okuyabilirsiniz.

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

EtiketlendiMedya
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Önceki Makale Süreç uzun ince bir yol
Sonraki Makale TGC’den RTÜK açıklaması

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

GünlükManşet

TGC’den RTÜK açıklaması

Medya Günlüğü
4 Temmuz 2025
ManşetSerbest Kürsü

Süreç uzun ince bir yol

Gürsel Demirok
4 Temmuz 2025
ManşetSerbest Kürsü

Özgürlüğün pozitifi negatifi

Medya Günlüğü
4 Temmuz 2025

Mehmet Şüküroğlu çiziyor

Mehmet Şüküroğlu
4 Temmuz 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?