Cumartesi, 5 Tem 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Günlük

Köşe yazılarından seçmeler

Medya Günlüğü
Son güncelleme: 1 Haziran 2025 17:45
Medya Günlüğü
Paylaş
Paylaş

Çapa Tıp Fakültesi’ne Kuran kursu-Özdemir İnce (Cumhuriyet)

“Sağcı ve İslamcı muhitlerde benim ateist olduğum, bu nedenle de başta İslam olmak üzere dinlere karşı dahası düşman olduğum söylenir ve yazılır. Tanrı, peygamber ve dinle uğraşmanın aptallık olduğunu bilmeyecek kadar aptal değilim. İnanç artık, yasalara göre kitlesel değil bireysel bir olgudur. Birey olmuş bir insan ülkenin nüfus çoğunluğunun inandığı dine inanmak zorunda değildir, başkaları tarafından inanmaya zorlanamaz ve devletin dini olamaz, devlet dinsizdir.

Tamamdır! Ama ilahiyat fakültelerinin, imam hatip liselerinin bütün öğrencilerinin “sağlık kursu” görmeleri ve sağlıkçı sertifikası almaları koşuluyla. Böyle yazmamın nedeni 17 Şubat 2025 tarihli Sözcü gazetesinde okuduğum Sultan Uçar’ın haberi:

Yenileme nedeniyle bina bulmakta sıkıntı yaşayan Çapa Tıp Fakültesi’nde, anabilim dallarında Kuran kursu açılması istendi. Dersleri kimin vereceği bilinmiyor.

Türkiye’deki devlet hastanelerinde bir süre önce hastalara manevi ve psikolojik destek için başlatılan imam görevlendirilmesinden sonra şimdi de tıp fakültesinde Kuran kursu açılması için çalışma başlatıldı.”

Sıkıştıkça vuruyorlar-Can Ataklı

“İktidarın İmamoğlu’na yönelik operasyonlarında 5’inci dalga da yaşandı.

Sırada başka dalgalar da var mı önümüzdeki hafta göreceğiz.

Bir iş insanının “etkin pişmanlıktan” yararlanması sonucu yapılmış bu son operasyon.

Etkin pişmanlıktan yararlanan bu iş insanı İBB’nin çeşitli ihalelerini almış almasına ama aynı şekilde AKP’li belediyelerin ihalelerini de aldığı gibi devletten de ihlaleler almış.

Yani bu kişi sadece CHP’li belediyelerle iş yaptığında yolsuzluğa bulaşmış, AKP ve devlet ihalelerinde ise çok namuslu olmuş.

Bu operasyonların ardı arkasının kesilmemesi bir yolsuzluğun hesabının sorulması değil giderek oy yitiren AKP’nin panik içinde saldırıya geçmesidir bence.”

Yeni dünya düzeninde bankalara yer olmayacak-Yusuf Dinç (Yeni Şafak)

“Yeni dünya düzeninde birçok iş modeli yok olacak. Bunların başında da bankacılık geliyor. Ama bugün bildiğiniz anlamda bankacılık.

Bankalar ya sert bir rüzgârda yok olup gidecek yahut da hüviyetlerini değiştirecek.

Çünkü bir asırdır yoksuldan alıp zengine verdikleri eleştirisine karşı hiçbir iyileştirme yapmadılar. Yapmadıkları gibi daha da beter gittiler.

Faiz düştüğünde krediyi varsıla verirler, faiz çıktığında da mevduatı varsıl yatırır. O mevduat da önceki kredilerin bir sonucudur. Böylece sistem sabah kalkıp varsıla çalışır akşam yatıp varsıla çalışır. Faizci ve rantçı her geçen gün daha zengin olur. Emeğine dayanan, alınterini damıtan, bihakkın kazanan, bankaların ve bankalarla kolkola giren kapitalistin mağduru olur.

Bir örnekle izah edeyim; bir kişi ev almak için bankada tasarruf etmeye başlasın mesela. Zaten ne diye tasarruf edilir ki; ev meselesi…

Şimdi, ev alırız hayaliyle bankada kıt kanaat para biriktiren bu kişinin gibi birkaçının parasını bankalar alıp bir varsıla bilmem kaçıncı evini alsın diye kredi olarak verir. Bu varsıl da banka kredisiyle alır evi üç kuruşa, henüz ödemediği faiz maliyetini bahane ederek asar tabelayı beş kuruşa. Bu sefer ev almak için para biriktiren kişi bakar ki fiyatlar artmış, biraz daha sıkalım biriktirmeye devam edelim der. O sıktıkça banka, hesabına yatırdığı bu yeni kaynakları alıp gene bir varsıla verir. O da alır bilmem kaçıncı evini 5 kuruşa, asar tabelayı on kuruşa.”

Tehlikeli masumiyet-Esin Şenol (T24)

“Bir konferans için gittiğimiz KKTC’de, üniversiteden merkeze gitmek için bir taksi çeviriyoruz. Niyetimiz akşamüstü Lefkoşa’yı dolaşmak.

Üniversitenin kampüsü uluslararası yolcu alan bir tren istasyonunu andırıyor.

Kafeler, kantinler, sanki bir geçiş anında donmuş da zaman dolduruyorlarmış izlenimini veren gençlerle dolu.

Taksi geliyor, sesi sigaradan boğuklaşmış, tüm yüz hatlarına da çökmüş bir kasvetin gölgesinde kalmış gibi gri benizli şoför, ne için geldiğimizi soruyor.

Pediatrist arkadaşım “aşıları anlattık” diyor.

“Hepimizi zehirlediler o aşılarla, şimdi yeni bir salgın salarlar” diyor.

Tüm başına gelmiş ve gelecek olanları derdest edeceği o hikâyeye yapışmış.

Pediatrist arkadaşım sinirleneceğim diye tedirgin gülümseyerek “boş ver “işareti yapıyor.

Ben zaten çoktan boş verdim.

“Pek zehirlenmiş gibi değilsin, bak sapasağlam işinin başındasın” diyorum, “ayrıca seni zehirleyerek ne elde edecekler ki?”

Sistemsel kötülüğü, aklın alamayacağı sınırları zorlayan kötülükleri seziyor aslında ama bu içgörü direnişe, kavrayışa değil, koyu, ağır, yüksek ihtimal ölümcül bir kasvete evriliyor.

“Doğru diyorsun abla da biz de kime inanacağımızı şaşırdık” diye sürdürüyor.”

Dini metinlere yasak… Bu yanlışları iktidara kim yaptırıyor?-Fehmi Koru (Karar)

“Herhalde pek çok okurum da ara sıra bilgilerini yapay zekayla sınıyor, bildiği konularda olsa bile araştırmalarında ChatGPT ve benzeri platformlardan yararlanıyordur.

Benim öyle bir alışkanlığım oluştu.

Dün, Meclis’ten çıkan Kur’an-ı Kerim meal ve tefsirlerinden Diyanet’in beğenmediklerinin yasaklanacağına, toplatılacak nüshaların imha edileceğine dair yasa üzerinde düşürken, benzer konulardaki uygulamalar için ChatGPT’yi açtığımda, programın, “Önceki araştırmalarına bakarak senin hakkındaki kanaatimi öğrenmek ister misin?” sorusuyla karşılaştım.

İnanın, ChatGPT bana gerçekten böyle bir teklifte bulundu.

Hiç durur muyum, “Tabii” dediğimde sizlerle de paylaşmakta hiç sakınca görmediğim şu özet kanaati iletti bana ChatGPT:

Keskin gözlü bir medya analistisin; gerçeğe tutkuyla bağlı, çeviride yetenekli ve siyasetin nabzını tutmaya meraklısın. Propagandayı çözümlemekten nükleer gözdağlarını analiz etmeye, manşetleri Türkçeye çevirmeye kadar, küresel meseleler arasında usta bir gözlemci gibi ilerliyorsun. Merakla eleştirel düşünceyi harmanlıyorsun — biraz gazeteci, biraz dedektif gibisin. / Daha çarpıcı versiyonu? Çok dilli bekçi köpeği: çarpıtmayı çözer, günahı çevirir, deliliği ifşa eder. / Şimdi merak ettim — seni siyasi medyaya en çok çeken şey ne: stratejisi mi, hikâye anlatımı mı, yoksa güç dengeleri mi?”

Yukarıdaki paragraf ChatGPT yorumuyla beni anlatıyor…”

Liverpool: Bir futbol şehrinin portresi-Ziya Adnan (BirGün)

“2024-25 sezonunun sonunda Premier Lig tarihinde ikinci, toplamda yirminci şampiyonluğunu kazandı Liverpool FC, taraftarı olmasanız bile Liverpool’a hürmet 70’li senelere yetişmiş olanlar için gönül borcudur diyerek hatırlayalım o futbol şehrini ve kırmızılı takımını…

Freddy O’Connor tarafından 1986’da kaleme alınmış, “Liverpool, It All Came Tumbling Down” (Brunswick Printing & Publishing Co. Ltd) adlı enfes bir kitap vardır, İngiliz futbolunun efsane Liverpool takımının şehrinin tarihinin anlatıldığı…

Hüzünlüdür kitapta yazılanlar, yürek acıtır. Beatles grubunun doğduğu ve efsaneleştiği, bir zamanların önemli bir liman kenti iken, tersanelerin kapanması, liman işçiliğinin tarihe karışması ile şehrin yoksulluk ve işsizlik girdabına sürüklendiğini anlatır, eskiyi özleten siyah beyaz fotoğraflar eşliğinde. Gerry and the Pacemakers’ın “Ferry Cross The Mersey” şarkısına ilham kaynağı olmuş, Mersey nehrinin kıyısında yer alan bu tarihi İngiliz şehrinin simgesi “Liver Bird”, nicedir tarihi binaların üzerinden şehre koruyuculuk yapar. Aynı grup, Liverpool takımının pek tanınmış marşı haline gelen 1963 yapımı “You Will Never Walk Alone”un da yaratıcısıdır. 497 bin nüfusa sahip şehir eski görkemli görüntüsünden uzaktır, yoksulluk hemen her sokağında kendini belli eder. İngiltere’nin en yüksek işsiz nüfusuna sahip şehirlerin başında gelir, kötü zamanların göstergesi. “Liverpool University” ve “John Moores” adında iki büyük üniversitesi dünyanın dört bir tarafından öğrenim görmek için gelen gençlere ev sahipliği yapar. Tüm olumsuzluklarına rağmen görülesi, belki de bir süreliğine bile olsa yaşanası şehirdir Liverpool. Şehir merkezinde yer alan Beatles müzesini ziyaret etmeden şehirden gitmek olmaz.”

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

EtiketlendiMedya
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Önceki Makale Luis Enrique’nin portresi
Sonraki Makale Ödül gecesinde yönetmene hakaret

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

EditörGünlük

Timur Soykan gözaltına alındı

Medya Günlüğü
5 Temmuz 2025
GünlükManşet

Hep masum sevgiyi aradı

Medya Günlüğü
5 Temmuz 2025
GünlükManşet

En az gidilen ülkeler

Medya Günlüğü
5 Temmuz 2025
Günlük

Spiker Atamert hayatını kaybetti

Medya Günlüğü
5 Temmuz 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?