1991’de Kuveyt’i Irak işgalinden kurtarmak amacıyla düzenlenen Çöl Fırtınası Harekatı’nda Amerika Birleşik Devletleri ve müttefik koalisyon güçleri kara, hava ve deniz gücünü büyük çapta kullandı.
Savaş haftalar içinde sona erdi. ABD’nin Vietnam’daki uzun ve başarısız savaşı ile Sovyetler Birliği’nin Afganistan’daki savaşı arasındaki fark son derece belirgindi ve bu hızlı zafer, yeni bir savaş çağına girildiği yönünde yorumlara yol açtı – sözde askerî alanda bir devrim. Bundan böyle, teorilere göre, düşmanlar hız ve manevra ile mağlup edilecek, akıllı sensörlerin sağladığı gerçek zamanlı istihbarat sayesinde akıllı silahlarla anında saldırılar düzenlenecekti.
Ancak bu umutlar kısa ömürlü oldu. Bu yüzyılın ilk on yıllarındaki Batı’nın yürüttüğü ve “sonsuz savaşlar” olarak adlandırılan karşı-ayaklanma kampanyaları hız açısından pek dikkate değer değildi.
ABD’nin Afganistan’daki askerî harekâtı, Amerikan tarihindeki en uzun savaş oldu ve sonuçta başarısızlıkla sonuçlandı: ABD işgalinin başında ülkeden çıkarılan Taliban, sonunda geri döndü. Bu sorun sadece Amerika Birleşik Devletleri ve müttefikleriyle sınırlı da değil. Şubat 2022’de, Rusya Ukrayna’ya tam ölçekli bir işgal başlattı ve bu saldırının ülkeyi birkaç gün içinde ele geçireceği düşünülüyordu. Artık bir ateşkes sağlansa bile, savaş üç yılı aşmış olacak; bu süre boyunca, savaş cesur ve atak eylemlerle değil, yıpratıcı ve ezici çatışmalarla geçti.
Benzer şekilde, İsrail 7 Ekim 2023’te Hamas’ın saldırı ve rehin alma eylemine misilleme olarak Gazze’ye saldırı başlattığında, ABD Başkanı Joe Biden, İsrail’in harekâtının “hızlı, kararlı ve ezici” olması gerektiğini söyledi. Ancak savaş 15 ay sürdü ve bu süreçte Lübnan, Suriye ve Yemen gibi diğer cephelere de yayıldı; Ocak 2025’te kırılgan bir ateşkes sağlandı. Ancak Mart ortasında savaş yeniden alevlendi. Sudan ve Sahel gibi Afrika’daki çok sayıda sonu görünmeyen çatışma ise bu örneklerin dışında kalıyor.
Sürpriz saldırıların kesin zaferler getirebileceği düşüncesi, 19. yüzyılda askerî düşünceye yerleşmeye başladı. Ancak defalarca, bu tür saldırıları başlatan güçler, bir savaşı erken ve tatmin edici şekilde sona erdirmenin ne kadar zor olduğunu gösterdi.
1914 yazında başlayan savaşın “Noel’e kadar biteceğinden” Avrupa’daki askerî liderler emindi – bu ifade, hâlâ komutanlar fazla iyimser konuştuğunda anımsanır; oysa savaş Kasım 1918’e kadar sürdü ve sonu hızlı saldırılarla gelse de yıllar süren yıkıcı siper savaşlarının ardından geldi.
1940’ta, Almanya zırhlı birlik ve hava gücünü birleştiren yıldırım savaşıyla (blitzkrieg) haftalar içinde Batı Avrupa’nın büyük kısmını işgal etti. Ancak işi tamamlayamadı ve 1941’de Sovyetler Birliği’ne karşı başlattığı hızlı ilerlemelerin ardından, iki tarafın da çok büyük kayıplar verdiği acımasız bir savaşa çekildi. Bu savaş, ancak yaklaşık dört yıl sonra Üçüncü Reich’ın tamamen çökmesiyle sona erdi.
(Küresel ilişkiler ve dış politika konularında analizler yayımlayan Amerika Birleşik Devletleri merkezli Foreign Affairs dergisinin resmî internet sitesinde 14 Nisan 2025 tarihinde yayımlanan ve Lawrence D. Freedman tarafından kaleme alınan “The Age of Forever Wars“ başlıklı makalenin TASAM Proje Yöneticisi Hanife Şeyma Say tarafından yapılan çevirisi.)
Makalenin devamını okumak için tıklayın
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları: