Alman siyasetinde sağa kayış, ülkenin futbolunda da iz bırakıyor.
Geçen yıllarda birçok Alman futbol takımı ve taraftar grubu, hem stadyumlarda hem de sokaklarda aşırı sağ karşıtı protesto gösterileri düzenledi. Bu gösterilerde ülkenin en üst iki liginden aralarında Werder Bremen, VfL Bochum, FSV Mainz 05, 1. FC Köln ve Hannover 96’ın da olduğu kulüpler, taraftarlarını sağcı aşırıcılığa karşı durmaya çağırdı.
Almanya’da bu Pazar yapılacak erken genel seçimler öncesinde aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin yükselişi yine stadyumlarda siyasete ilgiyi artırmış görünüyor. Ancak taraftar grupları aşırı sağ karşıtı protestolar organize etse de aşırı sağ eğilimler stadyumlarda giderek zemin kazanıyor.
Antifaşist bir geleneğe sahip olan Hamburg merkezli St. Pauli adlı futbol kulübünün son maçında taraftarlar, bu nedenle “Tüm Hamburg AfD’den nefret ediyor” sloganıyla hislerini dile getirdi. Aynı takımın taraftarları Holokost kurbanlarının anıldığı 27 Ocak günü de Nazi karşıtı pankart açmıştı.
Ancak bu tepki evrensel olmaktan uzakta, dar bir kapsamda kalıyor. Hatta bazılarına göre taraftarlar siyasi tercihlerini beyan etmekte daha utangaç hale geliyor.
Kapsayıcı bir toplum olmayı teşvik eden taraftar organizasyonu Gesellschaftsspiele’in başkanı Rico Noack, futbol izleyicisi için “Daha cesur olmalarını isterdim” diyor. Noack’a göre taraftar grupları çoğu zaman bir meselenin “fazla politik” olduğuna karar verirse bu konuda hiçbir şey söylememeyi tercih ediyor.
Bu aslında çelişkili bir durum çünkü Almanya’da kültürel çatışmalar genelde ülkenin açık ara en önemli spor etkinliği olan futbol etrafında şekilleniyor. Örneğin 2022 Dünya Kupası sırasında Alman milli takımı, ev sahibi Katar’daki LGBTİ karşıtı yasaları protesto için “One Love” yazılı kol bantları takmak isteyince konu siyasi bir meseleye dönüşmüştü. Geçen yıl ise AfD, Almanya ev sahipliğindeki Euro 2024 turnuvasını futbolda “woke” gördüğü şeylere saldırmak için kullandı, milli takım kadrosundaki göçmen oyuncu sayısını eleştirdi.
“Woke” sosyal adaletsizliklere, özellikle de ırkçılığa karşı “uyanık” olmak anlamına gelirken, terim günümüzde yaygın olarak bu konulara odaklanan sol aktivizmi küçümsemek amacıyla kullanılıyor.
DW’ye verdiği demeçte “Futbol her zamankinden daha politize” diyen Noack’a göre Alman siyasetinde sağa kayış futbola da yansıyor. Ancak bu, stadyumlarda “sağcı posterler” görüldüğü anlamına gelmiyor. Hem Noack hem de futbolda ırkçılığa odaklanan bir kitap yazan gazeteci Ronny Blaschke, tribünlerde ırkçılığın artık daha az tabu haline geldiğini gözlemliyor.
Blaschke, DW’den Dana Sumlaji’ye yaptığı açıklamada “Özellikle 2015’teki sözde mülteci krizinden sonra statlarda sağa kayış ve siyah futbolculara yönelik ırkçı eylemlerde artış görüyoruz” diyor ve şöyle devam ediyor:
“Ne zaman genç takımları veya milli takımda siyah bir Alman oyuncu görseniz sosyal medyada yığınla ırkçı yorumla karşılaşıyorsunuz.”
Fotoğraf: footballparadise.com