Basın tarihine meraklı olanlar dışında pek kimse fark etmese de, 11 Şubat Türk basınında iz bırakmış bir gazetenin, Milliyet’in yıl dönümü.
Milliyet kendi kuruluş tarihini 3 Mayıs 1950 kabul ediyor ama aslında yayın hayatına ilk başlama tarihi 11 Şubat 1926. Mustafa Kemal Atatürk’ün izniyle Siirt Milletvekili Mahmut Soydan tarafından yayınlanan gazete ilk iki yıl Osmanlıca harflerle basıldı. Soydan gazetenin başyazarlığını da üstlendi. 1935 yılında Ali Naci Karacan gazeteyi satın aldı ve Tan adıyla yayın hayatına devam etti. Türk basın tarihine kara bir sayfa olarak geçen 4 Aralık 1945 Tan gazetesi baskınının ardından kapanan gazete 3 Mayıs 1950’de yine Milliyet adıyla döndü.
Fotoğraf: Tarih Dergisi
Abdi İpekçi’nin 1954 yılında yazı işleri müdürlüğünü üstlenmesi Milliyet için dönüm noktası oldu. Batı tipi gazetecilik yapmaya başlayan Milliyet’in 1960’lardaki kadrosunda Metin Toker’den Refik Erduran’a, Sami Kohen’den Hasan Pulur’a, Bülent Ecevit’ten İsmail Cem’e, Mümtaz Sosyal’dan Bedri Koraman’a pek çok ünlü isim vardı.
İpekçi’nin 1 Şubat 1979’da suikasta kurban gitmesinden beş ay sonra Aydın Doğan gazeteyi Ercüment Karacan’dan satın aldı.
Bütün bu süreçte sosyal demokrat çizgisini sürdüren ve prestiji ve etkinliği her zaman tirajından fazla olan saygın Milliyet 1990’larda aniden Hürriyet’le Sabah’ın kulvarına girerek magazinleşmeye başladı. Genlerine aykırı oan bu tarzda başarılı olamayan gazete neredeyse iki yılda bir genel yayın yönetmeni değiştirmekle kalmadı, sembolleşmiş yazarlarını ve hayal kırıklığı içindeki sadık okurlarını da kaybetti.
Aydın Doğan’ın 2011 ortasında gazeteyi Erdoğan Demirören’e satmasıyla kötü gidiş devam etti ve gazetenin tirajı daha da azaldı.
Günümüzde Milliyet’in ne eski ünlü yazarları kaldı ne de bir zamanlar sahip olduğu etkinliği.
Her şeye rağmen 1990’dan başlayarak markası sürekli zarar görse de, Milliyet’in Türk basın tarihinin en önemli gazetelerinden biri olduğu gerçeği değişmedi.
İlgili yazılar:
