Âdem ile Havva adları tüm dünyanın haberdar olduğu efsanevi kişilikler.
Bazılarına göre ilk insanlar…
Yaratılış savına göre yedi bin yıl önce hiçbir şey yoktu, galaksiler de yoktu, yıldızlar da hatta uzay da yoktu. Bu yoklukta yalnızca Tanrı vardı. Sonra Tanrı ilk insanı yarattı yani Âdem’i, bir süre sonra da yalnız kalmasın diye Havva’yı. Buna göre ilk yaratılan insan erkekti, ikincisi ise kadın. Üstelik Havva’yı Âdem’in kaburga kemiğinden yaratmıştı. Sözü Süleyman Ateş’e bırakarak devam ediyorum.*
“Âdem’le ilgili hikayelerin çatısı Yaratılış Kitabı’na dayanır. Bu hikayeler ve oluşturulan Âdem karakteri küçük farklılıklar dışında İbrahimî dinlerde aynıdır. Âdem aynı zamanda inanca dayalı dünyada ilk insanların tipolojisi (dev gibi vücutlar, bin yılları bulan yaşam süresi, üst varlıklar ve çevre ilişkileri gibi) hakkında bilgi vermesi açısından da önemlidir. Âdem Sümer (Sumer) mitolojisinde olduğu gibi, İbrahimî dinlerde de tanrıya/tanrılara benzer görünümde, ancak ölümlü olarak yaratılan bir varlıktır.
Buna göre gök ve yer 6 günde hazırlanır. 1. gün: ışık, gündüz ve gece, 2. gün: kubbe, 3. gün: kuru toprak ve flora, 4. gün: gökcisimleri, 5. gün: balıklar ve kuşlar, 6. gün: karada yaşayan hayvanlar ve insanlar yaratılır. Tanrı 7. gün dinlenir.
Yaratılış Kitabı’nda, Âdem ile Nuh Tufanı arasındaki geçen süre 1756 yıldır. İbni Sad, Tabakat’ta Âdem ile Musa arasında üç bin yıllık bir zaman olduğunu kaydetmektedir.
İslam mitolojisi Âdem’i hadislerde de anlatıldığı üzere adeta dev bir varlık olarak tasvir eder.
Babil sürgünü, Tevrat anlatılarının dili ve kaynakları konusunda özel bir öneme sahiptir. Tevrat’ta kullanılan dilin kök ve kaynağının Sumer uygarlığına dayandığı ifade edilir. Sami ırkının Mezopotamya bölgesine gelmesiyle Yahudi kutsal kitabına Mezopotamya uygarlıklarına ait birtakım düşünce, inanış ve mitler de girmiştir. Yaratılış mitosu ve Tufan öyküsünde görülebileceği gibi Kitab-ı Mukaddes’te yer alan anlatımlarda net bir şekilde Mezopotamya’ya ait mitolojik unsurlar görülmektedir. Ancak Kitab-ı Mukaddes yazarları Mezopotamya’ya ait mitleri aynı şekilde değil, değiştirerek, eklemelerde bulunarak ve birtakım mitleri birbiriyle mezcederek, eklektik şekilde bir araya getirmişlerdir.
İbranicede ‘kızıl toprak’ anlamına gelen Adam, Sanskritçede ‘Ada-Nath’dır ve ‘ad’ kelimesi o dilde bütün kelimelerin önüne geldiğinde ‘ilk’ anlamına gelmektedir. Türkçede ata diye kullanılan kelime pek çok eski kültürde aynı ses yapısıyla ve aynı anlamda kullanılmıştır. (Örneğin Samoa dilinde tata, Siyu dilinde atey.)
Sümer mitolojisinde yaratılmış ilk insan ve ilk kral olan Adapa’nın3 diğer bazı unsurlarla birlikte ad olarak da Ādem anlatılarının kökenini oluşturduğu düşünülmektedir. Âdem’in çamurdan, eşinin ise kaburga kemiğinden yaratılması (Nin-Ti), cennetten kovuluş, yasak meyve, yılan, Âdem’in bin yıla yakın yaşaması vb. temaları Sumer efsaneleri ile örtüşen motiflerdir.
Yahudilik’te Âdem söylemi
Yahudi inancına göre Âdem (İbr. Adam), altıncı günde topraktan yaratılmıştır. 1. bâbda erkek ve dişi olarak yaratıldıkları söylenirken 2. bâbda dişinin, erkeğin kaburga kemiğinden yaratıldığından bahsedilmesi, birinci bölümdeki kadının Lilith**, ikinci bölümdekinin ise Havva olduğu şeklinde yorumlanmaktadır.
Yedinci güne gelindiğinde Tanrı yapmakta olduğu işi bitirdi. O gün dinlendi. Tanrı göğü ve yeri yarattığında, yeryüzünde yabanıl bir fidan, bir ot bile bitmemişti. Çünkü Tanrı henüz yeryüzüne yağmur göndermemişti. Toprağı işleyecek insan da yoktu. Yerden yükselen buhar bütün toprakları suluyordu.
Tanrı, Âdem’i topraktan yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi ve doğuda, Aden’de cenneti yarattı. Sonra, ‘Âdem’in yalnız kalması iyi değil’ dedi, ‘Ona uygun bir yardımcı yaratacağım.’ Allah, Âdem’e derin bir uyku verdi. Âdem uyurken, Tanrı onun kaburga kemiklerinden birini alıp yerini etle kapadı. Âdem’den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaratarak onu Âdem’e getirdi.”
Âdem toplam 930 yıl yaşadıktan sonra öldü.’
Hristiyanlık’ta Âdem söylemi
Hristiyanlıkta Âdem’in cennette işlediği o ilk günah, büyük bir öneme sahiptir. Hristiyan inanışına göre Âdem’in günahı tüm insanlığa geçmiştir ve İsa, bu günahı kaldırmak için gelen ‘Tanrı Kuzusu’dur, kendisini bu günah için fedā etmiştir. Hristiyanlar günahkâr olarak doğduklarından ancak vaftiz edilerek cehenneme girmekten kurtulduklarına inanır. Bu günah inancı, Hristiyan felsefesi ve kültürünün ana fikrini oluşturur. Hristiyanlık inancında insan kötülüklerin içerisinde rehbersiz, günahı ile baş başa bırakılmıştır.
Adem ve Havva’nın Dünya’ya gönderilişi, Sistin Şapeli.
İslamiyet’te Âdem söylemi
Müslümanlar, Âdem’in yaratılmış ilk insan ve ilk peygamber olduğuna inanır. İnanışa göre Allah onu kendi suretinde yaratmış ve ona kendi ruhundan üflemiştir… Buhari ve Müslim gibi güvenilen hadis kaynaklarına göre Âdem ‘in boyu 60 ziradır.***
Müslümanlara göre Allah cenneti yarattıktan sonra “Ey Âdem” dedi “sen eşinle birlikte cennete yerleşin. Oradaki nimetlerden istediğiniz şekilde bol bol yiyin, yalnız şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz!”(Bakara, 2/35)
İyi de niye o ağaca yaklaşmayacaklardı? “Ağaçtan tattıklarında onlara avret yerleri göründü. Ve cennet yapraklarından avret yerlerini örtmeye başladılar.”(Araf, 7/22)
İslam’da Âdem’in topraktan yaratıldığına, Allah’ın ona diğer varlıklara öğretmediği isim koymayı, manalarını bulmayı öğrettiğine inanılır… Cenneten kovulunca Adn (Tevrat’ta Aden) Âdem Serendip adasına (Srilanka), Havva ise Etyopya’ya indirilir. Daha sonra Mekke’de Arafat dağında buluşurlar.
Müslümanlara, cennetten çıkış kıssasına inanmak -Kuran’da geçtiğinden ötürü- farzdır.”1
Âdem’in boyu Buhari’ye göre 40 metreydi. Keşfedilen en büyük dinozor Argentinosaurus‘un uzunluğu 30 metreyi, ağırlığı ise 80 tonu buluyordu. Âdem’in ağırlığı ne kadardı acaba diye merak ediyor insan. Tabii Havva’nın boyu ve ağırlığı da merak konusu.
Tanrı fikri Sümerlerle mi başladı?
Sümerlerin kökeni milattan 4 bin yıl öncesine kadar gidiyor, yani günümüzden en az altı bin yıl önceye. Mezopotamya’da tanrı düşüncesi Sümerlerle başladı desek pek de yalan olmaz, tabii bugünkü bilgilerimizle konuşuyorum.
Mezopotamya’daki “insanların birden çok tanrıya yönelme sebeplerinden biri de kâinatta vuku bulan kozmik olayların bir tek irade tarafından yapılamayacağını düşünmelerinden kaynaklanıyordu. Mezopotamyalıları bu düşünce tarzına iten nedenlerden biri de insanların yaşamsal ihtiyaçlarını tek başlarına karşılayamamaları ve doğayı tek başlarına kontrol altına alamamalarıydı… Bu yaklaşım bağlamında, bir varlığın, diğer bir varlığa ihtiyaç duymadan var olabileceği düşüncesi, yani tek tanrıcılıktaki Allah kavramı gibi, çıkış noktası olarak gördükleri bir yaratıcının olabileceğini düşünmeleri o dönemde de muhtemeldir diyebiliriz.”2
“… Sümerolog ve teologlara göre Sümer panteonu içinde Yaratıcı olan ve olmayan tanrılar vardı. Hava, su ve yeri kontrolünde bulunduran tanrıların, yaratıcı tanrılar olduğu ve bütün diğer kozmik oluşumları da yaratıcı tanrıların yarattığı düşüncesi benimsenmişti (Kramer,4 2002: 155). Fakat varlığını sürdüren büyük tanrıların çoğunluğu 2. bin yılın ortalarından sonra eski Sümer isimlerinden çok Sami isimlerle karşımıza çıkmakta. Bu değişimlerin en önemlilerinden “An/Anu, Enki/Ea” olması gibi. Bu isimlerin değişerek varlığını sürdürmesi Samilerin, Sümer dini mirasını da içselleştirdiğini gösterir. (Bottero5, 2012: 241). Bu dini ve kültürel etkileşimin sürmesinin nedeni de kültürlerin birbirilerini yok etmeyerek, aksine birbirilerine yenilik katarak devam etmesidir denilebilir.”2
Özet olarak denebilir ki, Âdem ile Havva düşüncesi Mezopotamya dinlerinden alınma, tabii biraz değiştirilerek önce Tevrat’a alınıyor, oradan da diğer İbrahimî dinlere aktarılıyor tabii tek tanrı olarak. Burada yukarıda da belirtildiği gibi kültürlerin sürekliliğine dikkat etmek gerekiyor. Hiçbir kültür etkilendiği kültürü alıp aynen benimsemez, ona kendi eski kültür öğelerini katarak yeni bir kültür yaratır. Hatırlayın Türkler de Şamanist ya da Gök Tanrıcı eski dinlerini İslamiyet’e yedirerek kendilerine özgü bir İslam anlayışı yarattı. Bu yüzden de Arapların İslamı ile Türklerin İslamı arasında fark vardır.
Yahudilere Sümer/Mezopotamya din/inanç öğeleri nasıl geçti diyeceksiniz. Yahudilerin Babil sürgünü var biliyorsunuz, M.Ö. 6 yüzyılda Yehuda Krallığı’nın Babillilerce yenilgiye uğratılıp Yahudilerin esir edilerek Babil’e götürülmesi olayından söz ediyorum. Kutsal Kitabın Yeremya bölümünde sürgünün 70 yıl sürdüğü ileri sürülür. M.Ö. 538 yılında Babil Persler tarafından işgal edilince Yahudiler de özgürlüklerine kavuştu. Pers Kıralı Kiros onların Kudüs’e dönmelerine izin verdi üstelik Yahudilerin yıkık mābedini de yeniden inşa ettirdi. Yahudiler bu nedenle Kiros’a bugün de büyük sevgi besler. İşte bu yetmiş yıllık zaman diliminde Yahudiler Babil’e de “sızmış” olan Sümer tanrılarıyla tanıştı.
Tek tanrı fikrini ilk kez dile getiren Yahudiler değildir. M.Ö 1300’lü yıllarda yaşadığı tahmin edilen, Akhenaton (Aton’un hizmetkârı) ya da 4. Amenhotep olarak da bilinen Mısır’ın 18. hanedanından bir firavun, tahta geçmesinden beş yıl sonra Mısır’da çok tanrılı dini yasaklayarak tek tanrılı Aten dinini kurdu. O ana dek her kentin bir tanrısı vardı. Amenhotep tahtta on beş yıl kaldı ve öldükten sonra kurduğu din çöktü. Adı tüm belgelerden silindi, tapınakları yıkıldı. Yeniden Amon dinine dönüldü. Ama tek tanrı fikri insanların zihninde yer etti.
Herkese keyifli günler…
Manşet görseli: Âdem’in yaratılışı Sistin Şapeli, Michelangelo, 1508-1512.
KAYNAKLAR
* https://www.gazetevatan.com/yazarlar/suleyman-ates/Ādemden-once-insanlar-yasadi-mi-32137
** Birçok Yahudi dinî kaynağı 2. Bab’da sözü geçen Havva’nın Âdem’in başka bir karısı olduğu, birinci babdakinin ise ilk karısı olan Lilith olduğuna inanır.*** Bir zira parmak uçlarından dirseğe kadar olan bölümün uzunluğudur. Ama değişik zira ölçüleri vardır.
1- https://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%82dem
2– Eskiçağ Mezopotamyası’nda Tanrı Algısı, Vahyettin Aygün, Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Journal of Social Sciences of Muş Alparslan University Yıl/Year: 2017, Cilt/Volume: 5, Sayı/Number: 1 ISSN: 2147-7655, e-ISSN: 2149-4622 https://web.archive.org/web/20170406020619/http://dergipark.gov.tr/download/article-file/280338
3- https://tr.wikipedia.org/wiki/Adapa
4– Kramer, S. N. (2002). Sumerler “Tarihleri Kültürleri ve Karakterleri”. (çev. Ö. Büze), İstanbul: Kabalcı Yayınevi.
5– Bottéro, J. (2012). Mezopotamya: Yazı, Akıl ve Tanrılar. (çev. M. E. Özcan). Ankara: Dost Yayınevi