Alfabemizdeki harfleri tanıtan ve kolayca öğrenilmesi için 1928’de bestelenen bir marşımız olduğunu biliyor muydunuz?
Yeni Türk harflerinin kabulü çalışmaları sürerken Gazi Mustafa Kemal’in isteği üzerine Osman Zeki (Üngör) Bey bir marş besteler, marşın sözleri ise Gazi tarafından düzenlenmiştir. Birtakım duygu ve düşünceleri birbirine uyumlu seslerle belirli kurallar içerisinde anlatma sanatı olan müzik tarihte ve günümüzde yalnızca eğlence aracı olmamıştır. Müzik devlet ve millet birliğini oluşturmada; savaşta ordunun cesaretini yükseltmede hatta hastalıkların tedavisinde kullanılan bir ses ve ritim bütünlüğüdür aynı zamanda.
Eski Türkler de müziği ibadetlerinde, eğlencelerinde, törenlerinde, savaşlarında ve tedavilerinde kullanmışlardır. Örneğin velilik ve ululuk sembolü olarak kabul edilen kopuz ulularla haberleşmek, yiğitleri övmek ve onlara güç vermek, iyi ruhları çağırıp kötüleri kovmak için bir araçtır çoğu zaman (Ögel, 1987: 5).
Türk Dili dergisinin Eylül 2024 tarihli 873. sayısındaki “Kurultay Marşı” adlı yazımızda Türklerde devlet-müzik-halk ilişkisinin örneklerine Orhun Yazıtlarında, Dîvânu Lugâti’t-Türk’te rastlandığını, XV. yüzyıldaki Ankara Savaşı’nda Yıldırım Bayezid’in ve Timur’un ordularında savaş müziği çalındığını, Fatih Sultan Mehmet’in özel olarak günde üç nevbet çalmalarını istediği bir nevbethane kurdurduğunu, askerî mızıka takımı olan mehterle ilgili ilk bilgilerin XVI. yüzyıl Osmanlı belgelerinde yer aldığını yazmıştık (Tezcan Aksu, 2024: 65).
Kurduğu Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye adlı yeni ordu için II. Mahmud’un bestelettiği “Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye Marşı” Avrupalı devletlerin gerektiğinde “Marche Ottomane” olarak Osmanlı millî marşı çalmalarına imkân vermek için hazırlatılmış ilk marş idi (Tanrıkorur, 2004, s.104). Bu marşı takip edenler Giuseppe Donizetti ve kardeşi Gaetano Donizetti tarafından II. Mahmud için bestelenen ve 1808-1839 yılları arasında kullanılan “Mahmudiye Marşı”, Giuseppe Donizetti tarafından Abdülmecid için bestelenen ve 1839-1861 yılları arasında kullanılan “Mecidiye Marşı”, Callisto Guatelli tarafından Abdülaziz için bestelenen ve 1861-1876 yılları arasında kullanılan “Aziziye Marşı”, Necip Paşa tarafından II. Abdülhamid için bestelenen ve 1876-1909 yılları arasında kullanılan “Hamidiye Marşı”, Italo Selvelli tarafından Mehmet Reşad için bestelenen ve 1909-1918 yılları arasında kullanılan “Reşadiye Marşı” gibi padişahlar için hazırlanan marşlar olmuştur.
Cumhuriyet’le birlikte marşların görevleri değişmiş; “İstiklâl Marşı”, “Ziraat Marşı”, “Bozkurt Cumhuriyet Marşı”, “Kurultay Marşı” gibi halkı bilinçlendirmek, halkın var olan mevcut gücünün farkına varmasını sağlamak, bazen de bir konuyu öğretmek olmuştur (Tezcan Aksu, 2024: 66).
İşte bu amaçlarla oluşturulan marşlardan biri de “Harfler Marşı”dır. 1928 yılında otuz dört gün sonra Meclis’te kabul edilecek olan yeni harfleri halka öğretmek amacıyla bestelenmiştir.
Gazi Mustafa Kemal’in 28 Eylül günü Cumhurbaşkanlığı Orkestrası Şefi Osman Zeki Bey’i yanına çağırıp “Zeki Bey, musiki sözleri ezberlemeyi kolaylaştırır. Düşündüm ki yeni alfabeyi halkımıza müzik yardımıyla daha kolay ezberletebiliriz” demesi Gazi’nin hedeflenen çağdaş, Batılı bir ülke olabilmek amacıyla gerekli konularda halkı bilgilendirebilmek için sanattan yararlanmayı da uygun bulduğunu gösteren çok anlamlı bir örnektir.
Konuşmasının devamında Zeki Bey’e “a, o, u, ı, e, ö, ü, i, b, c, ç, d, f, g, h, j, k, l, m, n, p, r, s, ş, t, v, y, z” biçimindeki harflerin listesini verip “Bu, düşündüğüm marşın güftesi. Senden ricam bu güfteyi, harflerin okunuşunu dikkate alarak basit bir biçimde bestelemen. Kolayca ezberlenip söylenebilsin.” der. Gazi Mustafa Kemal’in bizzat hazırladığı güfte o gün Osman Zeki Bey tarafından piyano ile bestelenir. Gazi dinlediğinde beğenir ve Falih Rıfkı’ya “Yarınki gazeteye bu marşı koyun!” emrini verir. Ertesi gün, 29 Eylül 1928 tarihli ve 1578 sayılı Cumhuriyet gazetesinin beşinci sayfasında marşın notası ve sözleri yayımlanır.
(Belgin Tezcan Aksu, tdk.gov.tr)
Yazının devamını okumak için tıklayın