Cuma, 27 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

Biden’ın kararının düşündürdükleri

Gürsel Demirok
Son güncelleme: 23 Temmuz 2024 00:20
Gürsel Demirok
Paylaş
Paylaş

ABD Başkanı Joe Biden 2024 Başkanlık seçimi adaylığından çekildiğini açıkladı.

Beklenen açıklamaydı. Şaşırtıcı olmadı. Herkes görüyordu Biden’ın ileri yaşı ve sağlık sorunları dikkate alındığında Başkanlık seçimine tekrar aday olmasının isabetli olmayacağını. Bu köşede 17 Temmuz’da  yer alan “Biden ve AKP’yi bekleyen kararlar” başlıklı yazımızda, Biden’ın siyasete veda etme zamanının geldiğine işaretle, durumunun o yaşlardaki pek çok siyasetçiye örnek olması gerektiğini belirtmiştim.

Yazımda, “Siyasiler vakti saati geldiğinde siyasete veda etmeyi bilmeli. Onun bunun diline düşmeden koltuğu bırakmayı bilmeli. Bu durum tüm dünyada, tüm siyasiler için geçerli” demiştim.

Sözü Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a getirerek, yaşının Biden’dan küçük, sağlığında yerinde olduğunu, ancak “tek adam” olarak ağır bir yük taşıdığını, ülkenin ciddi iç ve dış sorunları ve ekonomik sorunlarının onun omuzlarında olduğu belirterek, önündeki dört yıllık süreyi sağlığı yerinde tamamlaması dileğinde bulunmuştum.

Gecen yıllarda Erdogan’ın seçim kampanyası döneminde canlı yayında rahatsızlanmasının yol açtığı kaygılar hatırımızda. O tarihte pek çok kişi, Cumhurbaşkanı’nın yoğun tempoda çalıştığına işaretle, bedeni ve ruh sağlığı açısından dinlenmesi ve iyi beslenmesi gerektiğini söylemişti.

2028’den sonra ne gelişmeler kaydedilir belirsiz. Erdoğan’ın yeniden aday olma arzusunda olduğu söyleniyor. Erdoğan’ın sağlık durumunun o tarihlerde nasıl olabileceği konuşulmuyor. Sağlığının ve ileri tarihlerdeki yaşının onca yükü o yıllarda nasıl taşıyabileceği de hesaba katılmıyor. Ancak, yeniden aday olmayı arzu etmesi halinde, seçilme konusunda siyasi ve toplumsal riski göze alması gerekeceği vurgulanıyor.

2028 sonrasına ilişkin çeşitli senaryolar tartışılıyor. Post-Erdoğan dönemine ilişkin ön değerlendirmeler yapılıyor, Erdoğan’ın yerini alabilecek isimler tartışılıyor. Ayrıca AKP’nin geleceğine ilişkin öngörüler yapılıyor. Post-Erdoğan döneminde partinin bütünlüğünü ve gücünü korumada sıkıntılar yaşayabileceği, bu durumdan sağdaki diğer küçük partilerin nemalanabileceği ifade ediliyor. Siyasette iki büyük partinin (sosyal demokrat ve muhafazakar demokrat) ağırlıklarını koymaları, küçük partilerin isteklerine boyun eğmemeleri gereğini savunanlar da var, parlamenter sisteme geri dönülmesi gereğini savunanlar da.

Geçen yazımda post-Erdoğan döneminde AKP’nin liderlik kadrosunda olacak kişilerin şu özelliklere sahip olmaları gerektiğini ifade etmiştim:

Demokrat olması, otokratik liderliğe özenmemesi, kapsayıcılığa önem vermesi, dönüşüme önem vermesi, yeniliklere açık olması, vizyona sahip olması, mütevazi olması, gelişim odaklı olması, adil olması, etkili iletişim kurabilmesi, güvenilir olması, dürüst olması, etik ilkeleri benimsemesi..

Bazı okurlarım, AKP içinde Erdoğan’ın yerini alabilecek bu özelliklere sahip pek kimsenin bulunmadığını söylemişler..

Önümüzdeki süreçte gelişmelerin seyrine göre durum daha netleşebilir. Bir takım isimler öne çıkabilir. Partiler kendilerine daha fazla çekidüzen verebilirler. O yazımda da belirttim, AKP’liler partilerinin geleceğine stratejik bakış açısıyla bakmalılar, ufkun ötesini, dağın ardını görmeye çalışmalılar. Başta iktidara soyunan CHP, diğer partiler de stratejik bakış açısına sahip olmalılar.

Ülkemizin, ekonomik krizin yanı sıra iç ve dış güvenliğine ilişkin ciddi sorunları mevcut. Önümüzdeki süreçte bu sorunların daha da ağırlaşması bekleniyor. İnsanlarımız, yığınla sorunla karşı karşıya. Yaşanılan ekonomik kriz dertlerine dert katmış durumda. Etkilenmeyen yok ekonomik krizden. Geleceğe yönelik umutsuzluk, karamsarlık diz boyu.

Bir dostum der ki:

“Hangi konuya el atsan, bozuk ekonomik ve sosyal düzenin etkisiyle aşılamayan sorunların varlığı, liyakatın olmadığı ve kamu yönetiminin her düzeyde siyasallaştığı bir toplumda yaşamak çok zor. Giderek bu ülkenin düzlüğe çıkabilmesi ümidini yitiriyorum… Belki bir gün, belki bir gün..”

Mevcut iktidardan umudunu kesen, Erdoğan’ın güç ve performansının eskisi gibi olmadığını söyleyen bir yurttaş da şöyle yakınıyor:

“Ekonominin canına okudular. Faturasını vatandaşa ödetiyorlar. Onlardan hesap sorabilecek güçte bir yönetimin gelebileceğine inancım fazla yok. Tek istediğim ölmeden bunların  gittiklerini görmek. Türkiye’nin düzeldiğini göremeyeceğimi biliyorum. Hiç olmazsa bu konuda çalışmaların başladığını görebilsem ona da razıyım.”

İktidar partisi olsun muhalefet partileri olsun tümünün önceliği, insanlarımızdaki bu umutsuzluğu, karamsarlığı yok edecek söylemler geliştirmek ve geleceğe yönelik plan ve programlarını ülke sorunlarının ağırlığını göz önünde tutarak yapmak olmalı.

Zaman kayıkçı kavgası yapmak zamanı değil.

Dertli insanların derdine deva bulma zamanı.

Fotoğraf: Beyaz Saray

İlgili yazı:

Biden ve AKP’yi bekleyen kararlar

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanGürsel Demirok
Takip et:
Emekli diplomat. 1945 yılında doğdu. Darüşşafaka Lisesi'ni 1964 yılında bitirdi. 1968 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun oldu. 1969'da Dışişleri Bakanlığı'na girdi. Türkiye Daimi Temsilciliğinde görevli olduğu yıllarda (1974-1977) BM Genel Kurulu 4, Komite (Decolonisation Committee) Raportörlüğüne seçildi. Kuveyt”in, Irak tarafından işgal edildiği tarihlerde, Kuveyt Büyükelçiliğimiz Müsteşarı idi. 1993-1997 yılları arasında Mainz Başkonsolosu olarak görev yaptı. Bu görevde iken girişimlerde bulunarak Mustafa Kemal Atatürk’ün 1917’de Veliaht Vahdettin ile birlikte Almanya’ya yaptığı ziyaret anısına Türk heyetinin kaldığı görev bölgesindeki Bad Kreuznach Park Hotel‘de 23 Nisan 1997 de Atatürk Salonu açılmasını ve ziyaret anısına otelin girişine bir yazıt konulmasını sağladı. Açılış görkemli bir törenle gerçekleştirildi. Otel bugün Türklerin etkinlikler düzenledikleri bir mekâna dönüştü. 1997 yılında Dışişleri Bakanlığı müşaviri olarak atandı. Bakanlık müşaviri iken, Başbakanlık İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulu Sekreterya Başkanı oldu. 57. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti döneminde hazırladığı ilerici insan hakları raporu AB Kopenhag Kriterlerinin karşılanmasına yönelik çalışmalarda referans belgesi olarak kullanıldı ve “Demirok Raporu “olarak anıldı. 2000-2004 yılları arasında Zürih Başkonsolosu olarak görev yaptı. Zürih Başkonsolosluğu binasında Park Hotel’deki Atatürk Salonuna benzer bir Atatürk Salonu açtı. Salonda Kurtuluş savaşı ve Cumhuriyetin kuruluş yıllarına ilişkin belge ve fotoğraflar yer almakta. Bu salonda da Türkleri buluşturan etkinlikler düzenlenmekte. Mainz ve Zürih‘te Başkonsolos iken vatandaşlarımızla birlikte olmaya, derneklerinin düzenledikleri etkinliklere katılmaya, çocuklarımızı okullarında ziyaret etmeğe, gençlerin sportif müsabakalarına katılmaya büyük önem verdi. 2004 yılında Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Yiğit Alpogan'ın başdanışmanı oldu, 2005 yılında MGK Araştırma ve Değerlendirme Dairesi Başkanı olarak atandı ve bu görevindeyken 2010 yılında yaş haddinden emekliye ayrıldı. MGK Araştırma ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı'na atanmış ilk sivil görevlidir. Atatürk’ün Almanya gezisi ve Avrupa’daki Türkler üzerine kitapları var. Emekli olduktan sonra medyada köşe yazıları kaleme almaya başladı .
Önceki Makale ‘Bekledim de gelmedin…’
Sonraki Makale ‘Gerçekler saklanamaz…’

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

ManşetSerbest Kürsü

Teriniz kuruduğunda umudunuz bittiğinde…

Dr. Nil Gönce
26 Haziran 2025
ManşetSerbest Kürsü

Siyasette kirli işler, ilişkiler…

Gürsel Demirok
26 Haziran 2025
Serbest Kürsü

Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme potansiyeli

Yıldırım Aktuğan
23 Haziran 2025
Serbest Kürsü

“Kirli işler” ve “kirli ilişkiler…”

Gürsel Demirok
23 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?