Kâşgarlı Mahmud tarafından 1072-1074 yılları arasında yazılan Dîvânu Lugâti’t-Türk eseri, Türkçenin bilinen en eski sözlüğüdür.
Batı Asya yazı Türkçesiyle ilgili var olan en kapsamlı ve önemli dil yapıt olan eser, yaklaşık 8.000 civarında madde başı içerir. Bu eser için Kâşgarlı Mahmud tarafından halk arasında kullanılan Türkçe kelimeler derlenmiş; daha iyi anlaşılmasını sağlamak amacıyla deyimlerden, atasözlerinden ve şiirlerden örnekler verilmiş ve bunların Arapça tercümeleri de yapılmıştır.
Eser, bir sözlük olmanın dışında Türkçenin 11. yüzyıldaki dil özelliklerini belirten, ses ve yapı bilgisine ışık tutan bir gramer kitabı niteliğinde. Ayrıca yazıldığı devirdeki kişi, boy ve yer adları kaynağı; Türk tarihi, mitolojisi, coğrafyası, halk edebiyatı, tıp bilgileri ve tedavi usullerine dair bilgi veren ansiklopedik bir eser.
Eserde yer alan harita, ilk Türk dünyası haritası olması bakımından büyük değer taşır.
Fatih Millet Kütüphanesindeki nüsha esas alınarak eserin 1941’de Türk Dil Kurumu ve 1990’da Kültür Bakanlığı tarafından tıpkıbasımı yayımlanmıştı.
UNESCO 2024 yılını “Dîvânu Lugâti’t-Türk Yılı” olarak ilan etmiştir.
Ahmet Bican Ercilasun’un 2021 yılı başlarında yayımlanan “Dîvânu Lugâti’t-Türk’teki Şiirler ve Atasözleri”nde yer alan bilgiye göre eserde 260’dan fazla atasözü yer alıyor.
1005-1102 arasında yaşayan Kâşgarlı Mahmud’un söz konusu atasözlerini yazıya aktarmasının üzerinden neredeyse bin yıl geçmiş. Bunlardan bazıları tamamen unutulmuş, bazıları farklı kelimelerle ifade edilerek bugüne gelmiş, az bir kısmı ise özgün halini korumuş.
Dîvânu Lugâti’t-Türk’te yer alan bazı atasözleri ve günümüz Türkçesindeki karşılıkları şöyle:
Eşiç ayur tüpüm altun, kamıç ayur men kandamen (Tencere der dibim altın, kepçe der ben nerdeyim)
İt ısırmas at tepmes time (İt ısırmaz at tepmez deme)
Kadaş, timiş kaymaduk, kadın timiş kaymış (Kardeş demişler kayırmamışlar; kayın demişler kayırmışlar)
Kuş kanatın er atın (Kuş kanadıyla er atıyla)
Tikmeginçe önmes, tilemeginçe bulmas (Dikmeyince bitmez, dilemeyince bulunmaz)
İm bilse er ölmes (Parolayı bilen, er ölmez)
Öküz adakı bolgınça buzagı başı bolsa yig (Öküz ayağı olmaktansa buzağı başı olmak yeğdir.)
Awçı neçe al bilse adıg ança yol bilir (Avcı nice hile bilirse, ayı da onca yol bilir)
Süwlin edergeli ewdeki takagu ıçgınma (Sülün avlamaya çıkıp da evdeki tavuğu elden kaçırma)
Alp erig yawrıtma, ıkılaç arkasın yagrıtma (Alp eri zayıflatma küheylanın arkasını yaralatma!)
Erkeç eti em bolur, eçkü eti yil bolur (Erkeç eti devadır, keçi eti yeldir)
Ula bolsa yol azmas, bilig bolsa söz yazmas (Yol işareti olursa yol şaşırılmaz, akıl olursa söz yanılmaz)
Alplar birle uruşma, begler birle turuşma (Alpler ile vuruşma, beğlere karşı durma)
Keñeşlig bilig üdreşür,keñeşsiz bilig opraşur (Danışan akıl gelişir, danışmayan akıl yıpranır)
Kuş kanatın / er atın (Kuş kanadıyla, er atıyla)
Kurug yıgaç egilmes / kurmış kiriş tügülmes (Kuru ağaç eğilmez, kurulmuş kiriş düğümlenmez)
Tay atatsa at tınur / ogul eredse ata tınur (Tay at olunca at dinlenir, oğul er olunca baba dinlenir)
Öd keçer kişi tuymas, yalnuk oglı meñgü kalmas (Zaman geçer kişi sezmez, insanoğlu ebedî kalmaz)
Tagıg ugrukın egmes, teñizni kaygıkın bögmes (Dağı kementle eğemezler, denizi kayıkla engelleyemezler)
Köp sögütke kuş konar, körklüg kişike söz kelir (Gür söğüde kuş konar, güzel kişiye söz gelir)
Yararlanılan kaynaklar
–Zeynep Korkmaz, Dîvânu Lugâti’t-Türk’teki Şiirler ve Atasözleri
İlgili yazılar: