Cuma, 9 May 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

Sözcü’nün ‘kokoreç de gitti’ haberi

Ömer Yalçınkaya
Son güncelleme: 20 Nisan 2025 18:49
Ömer Yalçınkaya
Paylaş
Paylaş

16 Temmuz 2022 tarihli Sözcü gazetesinin başlığı aynen şöyle:

“Baklava, cacık derken kokoreç de gitti” (*)

Bir şeyin sizden gitmesi için öncelikle sizin olması gerekir. Peki kokoreç gerçekten bizim mi?

TDK Güncel Sözlüğü aşağıdaki açıklamayı veriyor:

Kokoreç, -ci

isim, Rumca

Şişe sarılarak kor ateşte kızartılan, kuzu bağırsağından yiyecek.

Demek ki sözü biz Rumcadan almışız. “Peki bu bir Türk yemeği olsaydı adı Rumca olur muydu?” diye sormak geliyor insanın aklında. Ancak haberi yazan Sn. Ali Gülen’in aklına bu soru gelmemiş olmalı ki “bizim kokoreç de gitti” diye haber yapmış. Bu sorunun aynı şekilde gazete editörünün de aklına gelmediği anlaşılıyor.

Yunancada kokoretsi olarak adlandırıldığı da haberde belirtiliyor. Haberin görselinde aynen bu şekilde yazıldığı görülüyor. Kokoretsi yazılan sözcük Yunancada kokoreçi şeklinde okunur. Kısacası Türkçe bir sözün Yunanca yazılışı değildir.

Yunanca sözün, Slav dillerinde mısır anlamına gelen kukuruza sözünden türediği düşünülüyor. Bunun nedeni ise şişe sarılmış bağırsağın mısır koçanını andırması.

Sibirya, Orta Asya, Kafkasya’daki Türk mutfaklarında bağırsak çeşitli formlarda tüketilir. Ancak kokoreç benzeri şişte ateşte kızartılan bir bağırsak yemeği yoktur. Balkanlar’da da ben rastlamadım ancak eğer varsa bile bu beni fazla şaşırtmaz.

Sözcüğün dilimizde ilk kez yazılı olarak 1920 yılında Ömer Seyfettin tarafından kullanıldığını görüyoruz. Ömer Seyfettin, Lokanta Esrarı adlı hikayesinde, bir Rum lokantasında ilk kez kokoreç ile tanışmasını anlatıyor.

Kokoreçin, Yunanların geleneksel olarak Paskalya bayramlarında yediklerini ve Yunan tavernalarının gözde yemeklerinden biri olduğunu da burada belirterek konuyu sonlandıralım.

Basın yayın kuruluşlarımızın araştırmadan yaptıkları haberlere toplum olarak çok alıştık. Ama bir konuda bir tez ileri sürüyorsanız öncesinde kısacık bir araştırma yapmanızda yarar var. Korkmayın parmaklarınız yorulmaz.

Uluslararası sorun oldu!

Sözcü’deki haber Türkiye ile Yunanistan arasında ‘kokoreç-kokoretsi’ savaşı başlattı. Hürriyet’in haberine göre. Yunan haber siteleri, Türk medyasındaki kokoreç ile ilgili haberleri “Şimdi de kokoretsi için kavga edeceğiz”, “Türkler, adalardan sonra kokoretsiye de göz dikti”, “Türk-Yunan mutfak savaşı”, “Türklerin, Yunan kokoretsisi için iştahları açıldı” şeklinde başlıklarla duyurdular. Atina’nın “Etçiler Mahallesi” olarak bilinen Vari semtinde, yıllardır “kokoretsi” pişiren Vasil usta, Yunan Skai televizyonuna “Kokoretsinin, kokoreç ile hiçbir ilgisi yok. İstanbul’a gittim ve kokoreçi tattım. Bizimkisi çok daha lezzetli. Türkler sadece bağırsak kullanıyor. Biz ise bağırsağın içini ciğer, böbrek, uykuluk ve baharat ile dolduruyoruz” dedi. Yunanistan’da, kokoretsi porsiyonu 9-12 euro (160-250 TL) arasında değişiyor. Türk-Yunan ilişkilerinde “mutfak” önemli bir yer tutuyor. İki ülkenin mutfaklarında, kullanılan malzemeleri ve pişirme tarzları farklı olsa da cacık-caciki, imam bayıldı-imam baildi, köfte-keftes, musakka-musakas gibi pek çok “ortak lezzet” bulunuyor.

(*) https://www.sozcu.com.tr/2022/dunya/baklava-cacik-derken-kokorec-de-gitti-7251710/ 

EtiketlendiMedyaTürkçe
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanÖmer Yalçınkaya
Takip et:
ODTÜ Ekonomi Bölümü’nden 1985 yılında mezun oldu. IBM, DEİK, Siemens ve Koç Grubu’nda çalıştı. ABD, Polonya, Rusya, Özbekistan, Kazakistan, Ukrayna ve Çin’de toplam 18 yıl yaşadı. 80 ülkede bulunmuş bir dünya gezgini. Bir Türkçe sevdalısı. Türkçe ve Türk Dilleri üzerine 35 yıldır çalışmalar yapıyor. Dünya kağıt paraları uzmanı ve koleksiyoncusu. International Bank Note Society’nin (IBNS) Başkan Yardımcısı ve 10 yıldır Yönetim Kurulu Üyesi. Kazakistan’ın Banknotları üzerine İngilizce, Rusça ve Kazakça kitaplar yazdı. İngilizce, Rusça, Ukraynaca, Fransızca ve biraz da Çince dışında birçok Türk Dilini biliyor. İleri düzeyde hayvansever. Fotoğraf ve belgesel tutkunu. Fenerbahçeli. Hepsinden önemlisi bir Türkiye ve Atatürk aşığı.
Önceki Makale Abartalım arkadaşlar
Sonraki Makale Rusya’dan Putin fıkraları

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Köşe Yazıları

Hariciye geleneğimiz ve kurumsallaşma…

Hasan Sevilir Aşan
8 Mayıs 2025
EditörKöşe Yazıları

Delilik ve “toplu itlaf”

Emre Dilek
8 Mayıs 2025
EditörKöşe Yazıları

Sahip olmanın kırılganlığı

Erdal Çolak
7 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

Tabutun yanında savaştan bahsetmek

Okay Deprem
6 Mayıs 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?