Basın Konseyi’nin 37’nci kuruluş yıl dönümü düzenlenen geleneksel geceyle kutlandı.
Konsey Başkanı Pınar Türenç, “Habere yasaklar getirildikçe, dezenformasyon ve algı yönetimi dolu dizgin ülkeyi sarmışken demokrasiden ve insan haklarından söz etmemiz hayal satıcılığı olur” dedi.
Basın Konseyi Yüksek Kurulu’nda okur temsilcisi olarak görev yapan Prof. Yılmaz Büyükerşen’e bir ‘Onur Plaketi’nin verildiği kutlamaya, Basın Konseyi Yüksek Kurul üyeleri, siyasi parti temsilcileri, milletvekilleri ve akademisyenler katıldı.
6 Şubat 1988’de kurulan Basın Konseyi, 37’nci yılını tamamladı. Konsey’in kuruluş yıl dönümü nedeniyle İstanbul Büyük Kulüp’te 14 Şubat Çarşamba akşamı bir gala yemeği verildi. Davette bir konuşma yapan Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç şunları söyledi:
“Basın Konseyi’nin 40 yıldır devam eden onurlu yolunun önemli bir yıl dönümünü hep birlikte kutluyoruz.
Türk medyasının daha saygın, daha özgür ve medya etiğinin tavizsiz yerleşebilmesi için 40 yıldır devam eden çabaların çok önemli olduğunun bilincindeyiz.
Özgürlükçü demokratik sistemlerin temel taşı olan ‘halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı’nı savunmak, sorumlu gazetecilerin görevidir.
Bu bilinçle, basından beklenen çizgiyi sürdürmenin yolu, ancak meslek ilkelerini uygulamaktan ve kaleme sahip çıkmaktan geçer.
Ustalar bize böyle öğrettiler. Sedat Simavi’nin dediği gibi, ”Gerekirse kalemini kır, ama sakın satma.”
Anayasamız olan bu ilkeler karşısında, bugün yaşanan koşullarda gazetecilik yapmak artık çok zor. Basının büyük kısmının siyasi yönetim çizgisinde yayın yaptığına tanıklık ediyoruz.
Geriye kalan yüzde 5 oranındaki medyanın sansür, otosansür, baskı ve yıldırma politikaları karşısındaki onurlu direnişlerini buradan bir daha alkışlamak isterim.
Gazetecilerin özgür basın için, şeffaflık ve denetleme göreviyle ödünsüz şekilde yazıp söyledikleri terörle bağdaştırılarak gece yarısı gözaltına alındıklarını, tutuklandıklarını biliyoruz.
Darboğazdan geçtiğimizin farkındayız.
Ama yılmayacağız. Direneceğiz.
Zor, yorucu ve dikenli yolda ilerlemek, her gazetecinin görevi olduğu için, her şeye rağmen direnenlerin çabalarının çok değerli ve tarihe mal olduğunu da söylemek isteriz.
Gazetecilik, korkarak yapılmaz.
Biliyoruz ki, cesurca, yılmadan, etik değerlere sahip çıkarak mesleği yapmak her herkesin harcı değil.
Kamusal bir görev olan gazeteciliği özel amaç ve çıkarlarına alet etmeden yapan tüm meslektaşlarımızı sevgiyle, saygıyla selamlıyoruz.
“Susmayacağız” derken, gazetecilerin de arkalarında güç olduğunu hissetmeleri önemlidir.
”Devam et, sonuna kadar gerçekleri yaz” diyenlerin olması ne kadar kıymetli.
Hep diyoruz, hakikate, gerçeğe ulaşabilmek yaşamsal önem taşır.
Birinci Dünya Savaşıyla ilgili İngiltere Başbakanı Lloyd George’un bir gazeteye verdiği mülakatta dediği gibi, ”Eğer halk gerçekten hakikati bilseydi, savaş hemen durdurulabilirdi. Ama bilmiyorlardı.”
Kuşkusuz, hakikati öğrenmek kadar yaymak ve gerçeği kabul etmek de çok önemli.
En son dün, hakikat bilinse, halka gerçek ulaşabilse ve tüm çıkar ve baskılara rağmen kabul edilseydi, yapılan suç duyurusuna Takipsizlik kararı verilmeseydi Erzincan, İliç’te siyanürlü maden faciası yaşanır mıydı?
Maden işçileri ölür müydü?
Fırat Nehri ve o güzelim doğa için tehlike çanları çalar mıydı?
Gelecek kuşaklara bu ihanet yapılabilir miydi?
Habere yasaklar getirildikçe, dezenformasyon ve algı yönetimi dolu dizgin ülkeyi sarmışken ne demokrasiden ne de insan haklarından söz etmemiz hayal satıcılığı olur.
Onun için diyoruz ki, gelin hakikatin peşinde koşarak gazetecilik yapanların yolunu kesmeyelim.
Cumhuriyetin 100.yılında ülkemiz için, gelecek kuşaklar için, hakikati arayanları destekleyelim, bu değerlerde buluşarak, 40 yıla yakın süredir kuyumcu titizliği içinde çalışan Basın Konseyi’ne katkı veren, özgür iradesiyle iletişim özgürlüğü için verdiği sözle halka güç veren hepinizin yeni yaşını kutluyorum.
Yolumuz açık olsun. Aydınlık olsun.”
Özgür Özel’in mesajı
Kutlama gecesine CHP Genel Başkanı Özgür Özel bir kutlama mesajı gönderdi. Özgür Özel, mesajında şöyle dedi:
“Adalet, demokrasi ve ifade özgürlüğü alanında çok zor zamanlardan geçtiğimiz bugünlerde Basın Konseyi gibi kamunun haber alma hakkını ve iletişim özgürlüğünü koruyan meslek örgütlerinin varlığı hepimize güç vermektedir. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının gazetecilik mesleğini yapmayı zorlaştırdığı, gazetecilerin, aydınların, düşünürlerin antidemokratik uygulamalarla cezaeviyle tehdit edildiği, mesleğini yapamaz hale getirildiği günlerden geçiyoruz. Gazetecilerin bedel ödememesi, basın emekçilerinin mesleklerini sansüre uğramadan sürdürebilmeleri ve uygun çalışma koşullarının sağlanması için 37 yıldır “Basın Konseyi” olarak yürüttüğünüz çalışmalarınızda başarılar diliyor, yıl dönümünüzü kutluyorum. “
(Basın Konseyi)