Şair Nâzım Hikmet’in 122. doğum yılı Moskova’da özel bir etkinlikle kutlanıyor.
Düzenlenecek anma programında, “Ferhat ile Şirin” filmi özel bir gösterimle izleyicilerle buluşacak. Böylece 1978 yılında, Nazım Hikmet’in tiyatro için yazdığı eserden uyarlanan Türk-Sovyet ortak yapımı “Ferhat ile Şirin/Bir Aşk Masalı” (Lubov Moya, Peçal Moya) filminde ünlü sanatçı Türkan Şoray’la birlikte başrolde oynayan Alla Sigalova yıllar sonra Moskova’da buluşacak.
TürkRus.Com’da yer alan habere göre, Moskova Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı tarafından düzenlenen bu özel etkinlik, Moskova Yunus Emre Enstitüsü, Rusya Federasyonu Sinematograflar Birliği, Moskova Kültür Bakanlığı ve Moskova Kuzey Bölgesi Kültür İdaresi iş birliğiyle gerçekleştirilecek. Etkinlik, 3 Şubat 2024’te saat 17.00’da Dom Kino Sineması’nın tarihi büyük salonunda düzenlenecek.
Program kapsamında, Nâzım Hikmet’in eserlerinden uyarlanan ve Türk halk öyküsü “Ferhat ile Şirin” hikayesinin film versiyonu, özel bir gösterimle izleyicilerle buluşacak.
Her yıl düzenlenen Nâzım Hikmet anmaları, Rus ve Türk toplumlarını bir araya getirerek iki ülke arasındaki kültürel bağları pekiştiriyor. Bu yılki etkinlik de Moskova Dom Kino Sineması’nda gerçekleştirilecek ve ücretsiz olarak sunulacak.
İlgilenenler, Moskova Nâzım Hikmet Vakfı’nın internet sitesi üzerinden form doldurarak ücretsiz bilet talep edebilecekler.
Yaşam öyküsü
15 Ocak 1902’de Selanik’te doğan Nâzım Hikmet Bahriye Mektebi’ni bitirdi (1919), Hamidiye Kruvazörü’ne stajyer bahriye subayı olarak atandı. 1920’de sağlık kurulu kararıyla askerlikten çıkarıldı.
Ocak 1921’de Milli Mücadele’ye katılmak üzere Anadolu’ya geçti. Cepheye gönderilmedi, bir süre Bolu’da öğretmenlik yaptıktan sonra Eylül 1921’de Batum üzerinden Moskova’ya gitti, Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi’nde (KUTV) okudu. 1924’de Türkiye’ye döndü, bir yıl sonra yeniden Moskova’ya gitti, 1928’e kadar kaldı.
1928’de döndüğünde bir süre tutuklu kaldı. Şiirleri ile ilgili açılan pek çok davada beraat eden Nâzım Hikmet, 1933’den başlayarak, 1938’e kadar “gizli örgüt kurmak” suçlarından tutuklandıktan sonra, bu tarihte “orduyu ve donanmayı isyana teşvik” suçlarından tutuklandı. Düzmece davalarla yaşamının on yedi yılı hapishanelerde geçer.
14 Temmuz 1950’de çıkan Genel Af Yasası’ndan yararlanarak, 15 Temmuz’da serbest bırakıldı. Yasal olarak yükümlülüğü olmamasına karşın, askerliğine karar alınmasını hayatına yönelik bir tehdit gördüğü için 17 Haziran 1951’de İstanbul’dan ayrıldı, Romanya üzerinden Moskova’ya gitti.
25 Temmuz 1951 tarihinde, Bakanlar Kurulu kararıyla Türk vatandaşlığından çıkarıldı. Ölümüne kadar pek çok ülkeye seyahatler yaptı, konferanslar verdi, şiirlerini okudu.
Cezaevi yıllarından kalan hastalıklar onu rahat bırakmaz ve acılı yüreği 3 Haziran 1963 günü sabahı Moskova’daki evinde durur. Moskova’da Novodeviçi Mezarlığı’nda gömülüdür.
“…yazılarım otuz kırk dilde basılır / Türkiyemde Türkçemle yasak” dediği şiirleri ancak ölümünden sonra basılır ülkesinde…
Eserleri
Şiir yazmaya 1914’de başlayan Nâzım Hikmet’in ilk şiiri, Mehmed Nâzım imzasıyla (“Hâlâ Servilerde Ağlıyorlar mı”) 3 Ekim 1918’de Yeni Mecmua’da yayımlandı.
1921–1924 yılları arasında Moskova’da öğrenim görürken tanıştığı Rus fütüristleri ve konstrüktivistlerinden esinlenerek, klasik şiir kalıplarından sıyrılmış, özgür, yeni bir şiir dili ve biçimi geliştirmeye başladı. Bu ilk çalışmalarından bazıları Aydınlık dergisinde yayımlandı.
İlk şiir kitabı, Güneşi İçenlerin Türküsü 1928’de Bakû’da yayımlandı. 1929’da İstanbul’da basılan 835 Satır, edebiyat çevrelerinde geniş bir yankı uyandırdı.
Zamanla, tam anlamıyla klasik de denilemeyecek ama biçimsel bakımdan daha az deneysel bir şiir dili geliştirdi. Halk şiirinin de Doğu şiirinin de çağdaş bir şiirden ödün vermeden nasıl kullanılacağını gösterdi. Edebiyatın yanı sıra, tiyatro ve sinema da Nâzım Hikmet’in ilgi alanına girmiştir. Moskova’da bulunduğu yıllar, bu iki sanat türünde Rusların öncülük ettiği çağa uygun düşmektedir. Pek çok filmin senaryolarını yazdı, çekimlerinde katkıda bulundu. Gazete yazıları, romanları, öyküleri, çevirileri de olan Nâzım Hikmet’in yapıtları, 1938’den 1965 yılına dek Türkiye’de yasaklandı.
1965’den başlayarak, çeşitli basımları yapılan yapıtları, “bütün yapıtları” kapsamında, bir araya getirildi. Yapı Kredi Yayınları, bu “külliyatı” yeniden gözden geçirerek yayımlamaktadır.
İlgili yazılar:
https://medyagunlugu.com/turkan-sorayin-rol-arkadasiydi
https://medyagunlugu.com/dostlari-nazimi-anlatiyor
https://medyagunlugu.com/nazimin-stalin-tavri-2