Yılbaşı nedeniyle bugünkü anlatı çocuklar için olacak… Hepsine daha hikayemize başlamadan mutlu yıllar dilerim.
Kıbrıs’ın kuzeyinde Beşparmak Dağları’nın yamacında yer alan Lapta’da yaşayan Mete dayı ve Değer yengenin iki köpeği var. Birinin adı Suki, diğerinin adı Boncuk. Suki bir Alman ırkı olan Drachter cinsi, Boncuk ise Türkiye’nin meşhur köpek cinslerinden Sivas Kangalı.
Suki bir av köpeği. Zayıf ve uzun bacaklı. Sakalları da var. Dağlarda taşlarda zıp zıp koşuyor, hem de çok hızlı bir şekilde. Boncuk ise daha ağırbaşlı. O bir bekçi köpeği. Onun doğasında ailesini korumak ve koyun sürülerinin etrafında dolaşarak kurtların koyunları kapmasını engellemek var.
Suki ile Boncuk bahçedeki kulübelerinde yaşıyorlarsa da Suki bazen eve girip, oyun oynamayı, bir köşeye kıvrılıp uyumayı da seviyor. Güzel bir yastığı da var. Boncuk ise bahçede uyumayı tercih ediyor.
Suki ve Boncuk her gün gezmeye çıkarılıyorlar. Dağ yamacındaki tepelik alanda koşup oynarlarken hem eğlenmiş hem de spor yapmış oluyorlar. Sürekli etrafı koklayarak oralardan başka hangi hayvanların geçtiğini anlıyorlar. Çünkü, örneğin koyunlar, tavşanlar, tilkiler ve köpekler başka başka koku bırakmış oluyorlar. Boncuk ve Suki de başka köpeklere “biz buradan geçtik” mesajı vermek için arada bir çiş ediyorlar. Bu köpekler için bir çeşit mektup yazmak gibi bir şey.
2023 yılbaşı gecesi Mete dayı ve Değer yenge bizim Girne’deki evimize yemeğe davetliydiler. Gelmek için yola çıkmadan önce Mete Dayı Boncuk’la Suki’yi hem koşturmaları hem de tuvaletlerini yapmaları için evlerinin bulunduğu dağın yamacında yürüyüşe çıkarmış. Ancak, Suki taşların, kayaların üstünden zıplaya zıplaya uzaklaşmış ve gözden kaybolmuş. Mete dayı, “Suki hadi gel eve dönelim, hava kararıyor” diye seslendiyse de Suki geri dönmemiş.
Hava iyice kararınca biraz da mecburiyetten, ‘Suki nasıl olsa evin yolunu bulur’ diye düşünerek bahçe kapısını açık bırakmışlar ve Değer yenge ile arabalarına binip bize yılbaşı partisine gelmişler. Boncuk da bahçede Suki’yi beklemeye başlamış. Ancak, Mete dayı ve Değer yenge gece eve döndüklerinde Suki hâlâ ortalıkta yokmuş. Yılan mı ısırdı, bir yerini mi kırdı, uçurumdan mı düştü diye çok telaşlanmışlar. Yatağa yatmışlar ama endişelerinden sabaha kadar uyuyamamışlar.
Ertesi sabah Suki hâlâ ortalıkta görünmeyince Mete Dayı ve Boncuk onu aramaya çıkmışlar. Bu arada bir çoban da keçilerini, otlatmak için yemyeşil çimenlerin olduğu dağın yamacına çıkartmaktaymış. Arazide yürürken çoban uzaktan bir köpek havlaması duymuş. Ses biraz derinlerden gelmekteymiş. Bir de bakmış ki çok derin bir çukurun içerisinde bir köpek.
Meğer Suki hoplaya zıplaya koştururken derin bir çukura düşmüş ve bir türlü çıkamamış. Mete dayının arkadaşı olan çoban, havlayarak yardım isteyen Suki’yi hemen tanımış. Mete dayı’ı cep telefonundan arayıp, “gelin onu kurtarın” demiş.
Mete dayı ve Değer yenge hemen fırlayıp çukuru bulmuşlar. Mete dayı dik bir yamacın dibinde olan derin çukurun kenarına kadar dikkatle yaklaşmış ve aşağıya bakmış. Sahibini çukurun başında gören Suki çok sevinmiş ve neşeyle zıplamaya başlamış. Neyse ki sağlığı da yerindeymiş.
Ancak bu derin çukurdan Suki’yi çıkarmak hiç de kolay olmayacakmış. Mete dayı düşünmüş taşınmış sonunda bir çözüm bulmuş. Evden gidip bir testere alıp, bir ağacın iki uzun dalını kesmiş ve çukurun dibine uzatmış. Adeta uzun bir merdiven yapmış. Sonra dikkatlice Suki’nin yanına inmiş.
Suki’ye ağaç dallarına dikkatlice basarak yukarı çıkabileceğini anlatmış. Sonra da yavaş yavaş yukarı tırmanmış. Mete dayı ve onları uzaktan izlemekte olan Değer yenge ile evine dönmüş.
Boncuk da Suki’nin kurtulduğuna çok sevinmiş ve havlayarak bir daha böyle tehlikeli yerlere dikkatsizce gitmemesi gerektiğini anlatmış. Bundan sonra dağlarda dolaşırken daha dikkatli olmasını söylemiş.
Not: Bu yazı ilk olarak noktakibris.com sitesinde yayınlanmıştır.