Tatar kökenli Rus tarihçi Bulat Nogmanov, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün bugünkü devlet kurumlarının kurucusu olduğunu belirterek alaycı bir dille, “Ona ‘şeytan’ demekten hoşlananlara kocaman bir merhaba!” dedi.
Relanoe Vremya sitesinde Atatürk’ün hayatını, yabancı işgalci güçlere karşı silahlı ve diplomasi mücadelesini geniş bir makale kaleme alan Nogmanov, “Atatürk, günümüz cumhuriyetindeki hemen hemen her şeyin, modern Türkiye’nin kurucu babasıdır. Anadolu Ajansı, Çocuk Esirgeme Kurumu, Diyanet İşleri Başkanlığı, Türk Tarih ve Dil dernekleri, Ankara Üniversitesi Hukuk ve Coğrafya fakülteleri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Devlet Demiryolları bunlardan bazıları” dedi. Nogmanov, yazısının Diyanet’le ilgili bölümünde parantez açarak alaycı bir şekilde, “Atatürk’e ‘şeytan’ demekten hoşlananlara kocaman bir merhaba!” diye yazdı.
Rus tarihçiye göre, Atatürk aydın bir insan olarak çeşitli sanat türlerinin toplumun gelişimi üzerinde ne kadar büyük bir etkisi olduğunu anlamıştı. Atatürk’ün sporu, özellikle yüzmeyi, ata binmeyi ve bilardo oynamayı sevdiğini de vurgulayan Nogmanov, “Ayrıca Fransız ve Alman edebiyatı başta olmak üzere çok okur, müziği ve resmi severdi” dedi.
Nogmanov, daha önceki bir başka makalesinde de, Atatürk’ün “İslam dinine karşı” olduğu iddiaları için, “İslam’a değil, dini kendi çıkarları için kullananlara karşıydı” değerlendirmesinde bulunmuştu.
Atatürk’ün dine bakışını yorumlayan Rus tarihçi, Atatürk’ün laik bir devlette, yalnızca farklı dini mezheplerin değil, aynı mezhebin farklı kollarının da uzlaşma ve barış içinde bir arada yaşaması gerektiğine inandığını belirtti.
Nogamnov, “Eğer Atatürk İslam’a karşı olsaydı, o zaman İslam dini hâlâ nasıl Türkiye’de varlığını sürdürebiliyor” diye sordu ve, “Üstelik bugün Türkiye, tüm dünya Müslümanlarının çok rahat yaşadığı ve ziyaret edebileceği bir ülke” diye ekledi.
Nogmanov son olarak, Atatürk’ün 1930’larda Çanakkale şehitleri için her yıl Çanakkale Mehmet Çavuş anıtı önünde mevlit okutturmasını ve Hz. Muhammed hakkındaki övücü sözlerini hatırlattı.
Fuad Safarov, Moskova
Not: Bu yazı Medya Günlüğü’nde daha önce yayınlanmıştır.