Batı’nın ağır yaptırımları altındaki Rusya’da faaliyet göstermeye devam eden yabancı şirketlerin en başarılı olanları açıklandı.
Amerikan Forbes dergisinin duyurduğu 50 büyük şirketin yer aldığı listede ilk beş şöyle oluştu:
1-Leroy Merlin (Fransa)
2-JT Group (Japonya)
3-Phillip Moris International (ABD)
4-PepsciCo (ABD)
5-Auchan (Fransa)
“Peki Türk şirketleri ne yapmış” diye soracak olursanız, TurkRus.Com sitesi listede yer bulan Türk şirketlerini ve geçen yıl elde ettikleri gelirleri şöyle sıralamış:
22. AntTeq (Ant Yapı şirketi), 2022 geliri 98,7 milyar ruble (yaklaşık 32 milyar TL);
23. AB InBev Efes, 97,5 milyar ruble (yaklaşık 32.5 milyar TL);
41. Rönesans Holding, 62,9 milyar ruble (yaklaşık 21 milyar TL) ;
48. Hayat Holding-Kastamonu Entegre, 49,7 milyar ruble (yaklaşık 16.5 milyar TL);
50. Arçelik (Beko), 48,2 milyar ruble.
Birinci sıradaki Leroy Merlin’in 2022’deki yılki yıllık geliri yaklaşık 176 milyar TL.
Rusya’daki en büyük 50 listesine beşinci sıradan giren Fransız Auchan büyük olasılıkla Türk kamuoyuna fazla bir anlam ifade etmiyor. Ama bu şirket, Rusya’daki belki de en büyük Türk başarısızlık öyküsünün hem dolaylı hem de dolaysız kahramanı!
Nasıl mı?
***
Öykü gerçekten ilginç, içinde başarı da var başarısızlık da, doğru zamanlama da var öngörüsüzlük de, gurur da var utanç da…
Bundan yaklaşık 25 yıl önce…
Uzun araştırmalardan sonra iki dev Türk şirketi Rusya market piyasasına birlikte girmeye karar veriyor.
“Market piyasası” lafın gelişi, ortada market filan yok, koca Moskova’da bakkaldan hallice “süpermarket” denilecek yer sayısı bile bir elin parmaklarını geçmiyor.
Bu koşullarda Türkler Moskova’ya geliyor ama ne geliş!
Moskova’nın lüks semtlerinden birinde dev bir alışveriş merkezi kuruyor, içinde de bir hipermarket. Böyle bir yerle ilk kez karşılaşan Moskovalılar açılış günü kapılarda kuyruğa giriyor. Batı tipi yaşam tarzının olmazsa olmazı market alışverişiyle nihayet onlar da tanışıyor, reyonlar arasında dolaştırdıkları arabaları güçleri yettiğince dolduruyorlar.
Türkler kararlı ve planlı gidiyor.
İçinde hipermarket bulunan modern alışveriş merkezlerini kısa aralıklarla birer birer dikiyorlar.
Diğer yabancılar, Türklerin akıllı hamlelerini şaşkınlık ve gıptayla izliyor.
Tavuk altın yumurtlamaya başlıyor, Moskova’daki market piyasasının “kralı” Türkler oluyor. Sadece Moskova değil, tüm Rusya’da hamleler arka arkaya geliyor, 500 milyon doları aşan yatırımla 10 kentte 10 alışveriş merkezi, 52 hiper (ya da süper) market kuruluyor, yıllık müşteri sayısı 50 milyona ulaşıyor.
Moskova’da yaşayan Türk vatandaşları gururlu, o marketlere gözü gibi bakıyor, çürük bir meyve görse altlara saklıyor, simetrik durmayan rafları düzeltiyor, yere düşen ürünleri kaldırıyor, Rus dostlarına göğsü kabararak, “Burası Türklerin” diyor. Modern hipermarketlerle tanışan Rusların Türklere bakışı değişiyor.
Ama Rusya hızla büyüyen bir pazar, Batılıların koca pastayı Türklere kaptırmaya niyeti yok.
2002 yılında piyasaya yeni bir oyuncu giriyor: Fransız Auchan.
Rusların telaffuzda zorlanacağını bildikleri için adını “Aşan” diye değiştirmekte beis görmüyor.
Türklerin hipermarketleriyle karşılaştırıldığında sadece ortam değil mallardaki kalite de düşük ama fiyatlar da öyle!
Batı tipi alışverişi çabuk benimseyen Moskovalılar yavaş yavaş adres değiştirmeye başlıyor. Haksız da sayılmazlar, Türklerin hipermarketlerine göre Auchan kimi ürünlerde yüzde 50-70 daha ucuz.
Önceleri Türk marketlerinden alışveriş yapmamayı “vatana ihanet” sayan Moskova’daki Türk vatandaşları bile Auchan’a yöneliyor.
O günlerde bir Türk gazeteci, söz konusu Türk hipermarket zincirinin başındaki arkadaşını uyarıyor, Fransız tehlikesine dikkat çekiyor.
Üst düzey yönetici gülüyor, “Biz kiiiiimmm onlar kiiiim, bizimle baş edemezler, biz kaliteliyiz” anlamına gelebilecek sözler söylüyor!
Ama hazin son yaklaşıyor…
Küçümsedikleri Auchan’la rekabet edemeyen, değişen koşullara ayak uyduramayan Türkler liderlikten düşüyor, hem de ne düşüş, birkaç yıl içinde teslim bayrağını çekiveriyor!
2007 yılında bir Türk ortak diğer ortağın elindeki hisseleri 542 milyon dolara alıyor. Kısa süre sonra da çoğu marketi (ya da işletme hakkını) 181 milyon euroya Auchan’a satıyor.
Piyasaya sonradan giren “küçük balık” önce gelen “büyük balık”ı yiyiveriyor!
İlk marketini 28 Ağustos 2002 tarihinde açan Fransızlar aradan geçen 21 yılda önemli bir bölümü Moskova’da toplam 301 mağazaya ulaşıyor. Tabii bir de internet üzerinden satışları var.
Bu yıl en büyük beşinci şirket olan Auchan’ın cirosu 292 milyar ruble yani yaklaşık 97 milyar TL. Kaçan balık gerçekten büyük!
Öykünün Türk kahramanlarının adını vermedik çünkü isimler değil anlayış önemli, gerçi kimden söz ettiğimizi bilen biliyor!
Görkemli başlayan, hazin biten, tez konusu olabilecek bir öykü…
*Bu yazı Medya Günlüğü’nde daha önce yayınlanmış bir yazının güncellenmiş halidir.
***Ünlü bir Türk yemek firmasının Rusya’da başından geçen benzer öyküyü anlatan eski tarihli “Şu hesapsız Türkler” yazısını okumak için: https://arsiv.medyagunlugu.com/haber/ah-su-hesapsiz-turkler-42530