Televizyon kanallarımızda birçok yabancı özel isim yanlış telaffuz ediliyor. Haberlerden tutun da gezi programlarına, hatta kültür kanallarında yayınlanan belgesellere kadar. Üstelik bu yanlışların bazıları farklı kanallarda aynı şekilde yapılıyor. Bu özensizliğin sonucunda bazı yabancı özel isimler dilimize yanlış biçimde yerleşiyor.
Bunun en iyi örneklerinden biri Kruşçev’dir. Bu adın Rusçadaki orijinal okunuşu Hruşçov’dur. Ancak 1950’li yıllarda Batı medyası yoluyla dilimize diğer dillere olduğu gibi yanlış söylenerek girmiştir.
Benzer durum Moldova’nın başkenti Kişinev için de geçerlidir. Kiril alfabesinde üzeri iki noktalı bir e (ё) harfi vardır ve YO şeklinde okunur. Ş ve Ç harflerinden sonra gelirse O olarak telaffuz edilir. Dolayısıyla doğru okunuş Kişinov’dur. Aynen Hruşçov’da ve Gorbaçov’da olduğu gibi. Esasen Romence olan Moldova dili Kirilden Latin alfabesine geçince Romencenin yazım kurallarına göre Çishinău olarak yazıldı. Ancak okunuşu yine Kişinov. Televizyon kanallarında Çişinau olarak telaffuz edildiğine sıkça rastlayabilirsiniz.
Rusça isimlerde yapılan bir başka yanlış da Mareşal Jukov’un adı. İngilizce Zhukov şeklinde yazıldığı için tarih kanallarında yaygın bir biçimde Zukov şeklinde yanlış okunuyor.
Benzer şekilde Çince Zhang ismi Cang olarak okunması gerekirken Zang olarak, Guangzhou bölgesinin Guangcou olarak okunması gerekirken Guangzu olarak, Shenzhen şehrinin Şıncın şeklinde söylenmesi gerekirken Şenzen olarak söylenmektedir.
Çincenin Pinyin alfabe sisteminde Batı dillerinden farklı olarak X harfi Ş, Q harfi de Ç olarak okunur. Deng Xiaoping Deng Şiaoping, Urumqi Urumçi, Qingdao Çingdao şeklinde okunmalıdır. Maalesef Kingdao şeklinde telaffuz eden belgesel kanalımız var.
Belgesel kanallarımızda Çar Nikolay’ın Çar Nikolas şeklinde söylenmesi ise belgesel kanal sorumluluğuna hiç yakışmayan bir durumdur.
Korecede de J olarak Latin harfine çevrilen ses C olarak okunmalıdır. Örneğin Kim Jong Un adında Cong olarak söylenmelidir Yong olarak değil. Tüm yabancı kanallar bu ismi doğru okudukları hâlde neredeyse tüm Türk haber kanallarında Yong olarak yanlış söylenmektedir. Eposta yoluyla yapılan uyarıların da bir faydası olmamıştır.
Türk kanallarının bir başka takıntısı da Rio de Janeiro adının Rio de Janerio olarak hem yazılıp hem de okunmasıdır. Ocak (ay) Nehri anlamına gelen bu kent isminin yerli bir kanalda doğru yazılıp okunduğuna ben henüz tanık olmadım.
Benzeri takıntılarımız arasında Yeni Zelanda yerine Yeni Zellanda, Avustralya yerine Avusturalya olarak söylenmesi sayılabilir.
Takıntıların sonu gelmiyor. Ernesto Che Guevara ismi tüm kanallarda Guevera şeklinde telaffuz ediliyor. Doğrusu telaffuz ise Gevara’dır (ilk A uzun).
Belirgin bir başka söyleniş hatası da Hanoi’un okunuşu. Böyle yazılsa da Hanoi olarak okumak yanlıştır. Doğrusu Hanoy şeklinde okunması ve Hanoi’de değil Hanoi’da şeklinde yazılmasıdır.
Haiti’nin başkenti Port au Prince de National Geographic kanalındaki bir belgeselde Port o Prins, BBC Earth’de yayınlanan bir başka belgeselde ise Port o Prans şeklinde telaffuz edildi. Oysa dilimizde Fransızdan geçen prens sözü var. Doğrusu Port o Prens şeklinde söylenmesidir.
BBC Earth Türkçe yayınında İpek Yolu’nu konu alan bir yapımda Yezd yerine Yazd, Hive yerine Kiva, Alişir Nevai yerine Alişer Navoy, Kubilay Han yerine Kubla Kan denmesi kanalın ciddiyetine yakışmayan durumlardır.
Eski Mısır devlet başkanı Nasır’ın adı uzun A ile okunur. Kısa A ile okuyan tarih kanalımız var. O zaman sözün anlamı sertleşmiş deriye dönüşür.
Irak isminde ise I sesi kısa okunur. Gerek ülke adında, gerekse uzak anlamındaki ırak sözlerinde I harfi uzun okunmaz. Ayrıca Irak’ın, Irak’a yazılmasına karşın Irağın, Irağa şeklinde telaffuz edilir.
Yakut uzun A ile okunduğu zaman değerli taşı ifade eder. Eğer etnik halk Yakutlardan ve Yakutistan’dan söz ediliyorsa kısa A ile telaffuz edilmelidir.
Azerbaycan doğru olan yazılış ve okunuştur. Azerbeycan olarak kullanım doğru değildir.
Özellikle havayollarımızda Almatı’nın Alma Ata ya da Almati şeklinde yanlış söylendiğine tanık olabilirsiniz. Doğrusu Almatı’dır.
Dünyamızı çevreleyen kuşağın adı Ekvator iken ülkenin ismi Ekvador olarak yazılır ve söylenir. Ülkeye Ekvator demek yanlıştır.
Seslerin karıştırıldığı durumlar da vardır: Kinşasa yerine Kinsaşa, Seyşeller yerine Şeyseller dendiğinde kanallarımızda tanık oldum.
Bazı kent isimlerinin dilimizde orijinal dildeki söylenişiyle yerleştiği hâlde İngilizce yazılış ve okuşunun belgesellerde kullanılması çok rahatsız edicidir: Torino yerine Turin, Milano yerine Milan, Nürnberg yerine Nuremberg demek önemli bir yanlıştır.
Halkların adından söz ederken Afgan yerine Afganlı, Belarus yerine Belaruslu, Fin yerine Finli, İnka yerine İnkalı denmesi yanlıştır. Doğrusu Yunan ve Hint olduğu hâlde Yunanlı ve Hintli denmesi doğru olmamakla beraber dile çok fazla yerleştiği için kabul edilebilir.
Dil adlarında da benzer yanlış durumlar söz konusudur: Danimarkaca değil Danca, Polonyaca değil Lehçe, Etiyopyaca veya Habeşistanca değil Habeşçe ya da Amharca demek gerekir.
Gerek haber kanallarının, gerekse belgesel kanalların toplumu doğru bilgilendirme görevleri vardır. İsimlerin doğru söylenmesi de bu sorumluluğun bir parçasıdır. Bu, en azından izleyicilerine göstermek zorunda oldukları saygının gereğidir.