Efendim iyi günler, malum gündem çok yoğun, seçim kapıda, ortalık gergin, biraz kafa dağıtmaya ihtiyacımız var.
Ben televizyonda haber dışında sadece reklam kuşaklarını seyrederim. Yaratıcı reklamlar çekip çekmediklerini, ilginç, akılda kalan sloganlar bulup bulmadıklarını görmek için dikkatle izlerim. Doğrusu, çoğu reklam bende birkaç saatte hazırlanmış izlenimi veriyor, o kadar özensiz, o kadar gayri ciddi ve sıradan.
Şahsen benim en beğendiğim yerli reklam sloganı: Hamidiye denilince herkes susar! Bu su reklamı bence çok başarılı ve yaratıcı. Hiç sudan bir slogan değil, aferin beyler!
En çok hoşuma giden yabancı reklam ise, Volkswagen Transporter’ın “Biz daha iyisini yapana kadar en iyisi bu!” sloganı. Yaratıcılık var, ukalalık var, meydan okuma var, küçümseme var, akılda kalıcılık var. Kim bulmuşsa helal olsun vallahi. Ben bile daha iyisini düşünemezdim!
Omo’nun bir zamanlar çok yayınlanan reklamını biliyorsunuz, sloganı “Kirlenmek güzeldir”. İyi de kardeşim, sen deterjan üreticisi olmasan böyle bir reklam yapar mıydın? Efendim? Hem ben küçükken annem “Kirlenmek güzeldir, aferin Fikri” falan demiyor, tokadı basıyordu!
Eskiden sıkça ekranda gördüğümüz “Tut şu borunun ucunu döşeyelim abi” de bence düzeyi bayağı aşağı çekiyor çekmesine ama akılda kalıcılık kriterine tam uyuyor. Maşallah, tam Türkler için yapılmış!
1970’ler ve 1980’lerde çok popüler olan “Tamek’se koy sepete” de kısa ve vurucu bir slogandı.
Okey prezervatifleri cinsellikle ilgili hiçbir görsel kullanmadan prezervatif reklamı yapmayı başardığı için bence tebriği hak ediyordu. Zaten reklamı doğrudan yapsalar hem yayınlayan kanallar taşlanır hem de RTÜK ceza yağdırırdı!
Hazır söz prezervatiften açılmışken, Durex’in, “Rakiplerimizin ürününü kullanan tüm erkeklerin babalar gününü kutlarız” sloganı da övgüye değer.
Akılda kalıcılık ve yaratıcılık denilince hemen eskilerden bir slogan daha geliyor aklıma: Çakar çakmaz çakan çakmak.
Jilet reklamı denilince ise, Ali Desidero tiplemesi ve “Haydi hayırlı tıraşlar” sloganını hatırlıyorum. Gerçi bu sevimli ama kabadayı reklam tam toplumuza göre!
Madem eskilere gittik, o zaman “Gırgır giren eve dırdır girmez”i hatırlamamak olmaz tabii.
Daha da eskilere gidersek, “Her gelinlik kızın rüyası Zetina dikiş makinesi” de bir zamanların fenomenlerindendi.
Bosch’un, “İnsanların güvenini kaybetmektensen para kaybetmeyi tercih ederim” sözü etkileyici ama sadece reklamda kalan bir slogan mı, onu bilemiyorum. Yine de Bosch (boş) bir reklam olmadığını kabul ediyorum
Greenpeace’in “Seninki kaç cm?” sloganı da aslında balık neslinin tükenmesine dikkat çekmek isteyen ama Türk erkeklerini can evlerinden vuran yaratıcı bir reklam.
Atlas’la Pegasus’un, “Bizimki 77 cm” ve “Bizimki daha erken kalkıyor” atışması sadece dikkat çekebilme kriterine uyuyor. Yıllar önce Audi ile BMW arasında da benzer bir çekişme vardı ama farkı cinsellik çağrıştırmamasıydı.
Yine Audi’nin torununa kardaki izlerin neye ait olduğunu öğreten yaşlı Kızılderilinin “quattro” demesi de başarılı bir reklamdı.
“Açken sen, sen değilsin” de hayli popüler ve gerçekçi. Misal, ben açken babamı tanımam! Yıllar önce haberlerde çıkmıştı hani, “Karınızı yiyebilirsiniz” diyen bir Suudi Müftü vardı, belli ki arkadaş reklamdan çok etkilenmiş!
Küçüklüğümdeki “Mintaksla canım Mintaksla…”sloganını ve şarkısının hâlâ dilime takıldığını itiraf edeyim. “Mintaks (Mintax) ne yaaaw!” diye soran 1980 sonrası doğan arkadaşlara bunun bir deterjan markası olduğunu söyleyerek kıyak yapayım!
Yeniden yabancı reklamlara dönecek olursak, “Paranın satın alamayacağı şeyler var. Geri kalan her şey için Mastercard” da bence başarılı bir reklam sloganı. Gerçi, Mastercard’ı alırken de para ödemiyor muyuz güzel kardeşim!
Bunlar dışında “Gazoz olma efsane ol”, “Aşkımla erir misin”, “Toyota gibi adam”, “Su Hayat’tır”, “Siz hâlâ annenizin margarinini mi kullanıyorsunuz” aklıma gelen diğer sloganlar.
Keçi Fikri karikatür: Can Barslan