Yurt dışında kayıtlı Türk vatandaşları 27 Nisan günü yurt dışındaki temsilciliklerde ve gümrük kapılarında kurulan sandıklarda oy vermeye başladı. Seçmenlerin yoğunluğuna göre, ülkelerde kurulan sandıkların sayısı ve oy verme tarihleri farklılık gösteriyor. Almanya’da 16 merkezde kurulan sandıklarda Perşembe günü başlayan oy verme işlemi 9 Mayıs’ta sona erecek.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) verilerine göre, 14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinde oy kullanabilecek toplam 64 milyon 113 bin 941 seçmenin 3 milyon 416 bin 98’i yurt dışında kayıtlı.
Almanya’da yaşayan yaklaşık 2 milyon 800 bin Türkiye kökenlinin yaklaşık yarısı Türk vatandaşı ve Türkiye’de yapılan seçimlerde oy kullanma hakkına sahip. Yurt dışında kayıtlı seçmenlerin sayısının en yüksek olduğu ülke olan Almanya’da 1 milyon 501 bin 152 seçmen bulunuyor.
Almanya’daki Türklerin siyasi tercihi Türkiye’deki seçim sonuçlarına da etki ediyor. Geçmiş yıllardaki seçim sonuçlarına bakıldığında Almanya’da oy kullanan Türk seçmenlerin çoğunluğunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ve partisi AKP’yi tercih ettiği görülüyor.
2018 yılında yapılan cumhurbaşkanı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan oyların yüzde 64,8’ini alırken, milletvekili seçiminde de AKP, Almanya’daki oyların yüzde 55,7’sini aldı. CHP’nin adayı Muharrem İnce’nin oyları yüzde 21,8 düzeyinde kaldı.
Milletvekili seçiminde ise CHP’ye verilen oylar yüzde 15,6 olarak kaydedilirken, HDP’ye yüzde 14,8 ile üçüncü parti oldu. Ancak Almanya’da seçimlere katılım oranı pek yüksek değil. 2018 seçimlerinde katılım yüzde 45,78 olarak kaydedildi
Peki, Almanya’da yaşayan Türk vatandaşları oylarını neye göre veriyor?
Siyaset Bilimci Dr. Zafer Yılmaz, DW Türkçe’ye konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, Türkiye’de uzun zamandır seçmen davranışını belirleyen “Siyasal kutuplaşmanın, katmerli bir şekilde Erdoğan, MHP ve AKP tarafından yurt dışına taşınmış olmasının” önemli bir etkisinin bulunduğunu belirtti.
Yılmaz, Almanya’daki Türk seçmenin AKP’yi neden desteklediğini şu sözlerle değerlendirdi:
“AKP’nin Almanya’daki seçmenin hem buradaki devletle ilişkilerini hem de Türkiye Cumhuriyeti ile olan ilişkilerini hangi yollarla kolaylaştırdığı, temel özlük haklarını hangi araçlarla iyileştirdiği bir etken. Ama daha temel ve belirleyici olan, ‘güçlü devlet, güçlü lider’ imgesinin başarılı bir şekilde pazarlanması, Erdoğan’ın ya da Türkiye’nin asıl buradaki göçmen kitlesinin maruz kaldığı haksızlıklara, adaletsizliklere karşı asıl savunabilecek aktör olarak başarılı bir şekilde sunulmuş olması.”
(DW Türkçe)
Haberin devamını okumak için tıklayın