Türkiye’nin hızlı akan siyasi gündemi içinde bir haber var ki ya satır aralarında kaldı ya da sadece konuyu yakından izleyenlerin ilgisi çekebildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in son telefon görüşmesinde Türkiye’ye uygulanan “domates kotası”nın 500 bin tona yükseltilmesi kararlaştırıldı.
Haliyle üreticiler ve ihracatçılar için sevindirici bir haber.
Ama işin bir de görünmeyen, daha doğrusu az bilinen bir yönü var.
Liderlerin son görüşmesinde 500 bin tona yükseltilen “domates kotası” son olarak neymiş acaba?
350 bin ton.
Bu rakamı aklımıza tutalım çünkü önemli!
Biraz geriye, 24 Kasım 2015 tarihine, Türkiye’nin hava sahasını ihlal eden bir Rus uçağını düşürdüğü güne dönelim.
Çok sert tepki gösteren Rusya Türkiye’ye ekonomik ambargo uygulamaya başladı ve 1 Ocak 2016’dan itibaren domatesine kota koydu. Ayrıca, Türk vatandaşlarına uyguladığı vize muafiyetini kaldırdı.
“Uçak krizi” görünüşte 2016 yaz aylarında son buldu bulmasına ama Rusların öfkesi aslında geçmedi.
Hem de Türkiye’nin Moskova’nın çok istediği Türk Akımı Doğal Gaz Boru Hattı Projesi’ni onaylamasına ve Akkuyu’ya stratejik yatırım statüsü vermesine rağmen.
Türkiye başka ne yaptı?
Rusya’dan şu anda ne yapacağımızı bilmediğimiz S-400 füzelerini aldı.
Rusya ne yaptı?
Türkiye’ye uyguladığı ambargonun popüler simgesi olan “domates kotası”nı “gıdım gıdım” arttırdı.
50 bin, bir 50 bin ton daha derken geçen yıl 350 bin tona yükseltti.
Peki, “uçak krizi”nden önce Türkiye Rusya’ya ne kadar domates satıyordu acaba?
350 bin ton!
Yani Erdoğan’la Putin’in yeni 500 bin tona yükseltilmesinde anlaştığı kota kadar.
Neredeyse yedi yılda başladığımız yere ancak dönebildik. Şimdi ilk kez kriz öncesi miktarın üzerine çıkılması kararı alındı.
Ya Türk vatandaşlarına uygulanan vize?
O cephede yeni bir şey yok!
1 Ocak 2016 tarihinden beri Türk vatandaşları Rusya’ya vizeyle girmek zorunda.
Ya Türkiye’ye gelen Rus turistler?
Herkes onların ellerini kollarını sallayarak geldiğini biliyor.
Elbette gelsinler ama Türk vatandaşları da aynı hakka sahip olsun.
İşin ironik kısmı, geçen yıl Türkiye’ye gelen beş milyondan fazla Rus turistin vize almak zorunda olmaması, buna karşılık Rusya’ya giden 22 bin 600 (yazıyla yirmi iki bin altı yüz) Türk vatandaşının vize almasının gerekmesi.
Gerçi, iki ülkenin Ukrayna savaşından bu yana daha da yakınlaştığı düşünüldüğünde bu sorunun çözümü de yakın görünüyor.
Ama şu anda gerçek Moskova’nın yedi yılı aşkın süredir Türk vatandaşlarına vize uygulaması.
Bu haksızlığın bitmesi gerekiyor.