Rusya’nın Ukrayna’nın ayrılıkçı bölgelerini bağımsız devlet olarak tanıması sonrasında, Batı’dan ilk somut tepki Almanya’dan geldi. Olaf Scholz hükümeti, Kuzey Akım 2 doğalgaz boru hattının ruhsatlandırma sürecini durdurduklarını, hattın bu aşamada faaliyete geçemeyeceğini açıkladı.
Peki, Kuzey Akım 2 neden önemli? Scholz Hükümeti’nin Kremlin’e resti ne anlama geliyor? ABD ve Doğu Avrupa ülkeleri neden projeye itiraz ediyor? Rusya, karşı hamleye girişip Avrupa’ya doğal gaz vanalarını kapatır mı? Merak edilenleri 5 soruda derledik:
1. Kuzey Akım 2 projesi nedir?
Yapımına 2018 yılında başlanan Kuzey Akım 2 projesiyle Rusya doğal gazının, transit ülkeler olmaksızın, doğrudan Almanya’ya taşınması hedefleniyordu. 1230 km uzunluğundaki bu boru hattı, Baltık Denizi’nin altından geçen ve 2011 yılından bu yana faaliyette olan Kuzey Akım boru hattına paralel inşa edildi.
Rusya, yapımı geçen Eylül ayında tamamlanan ve inşası için yaklaşık 11 milyar dolar harcanan bu boru hattı ile Avrupa’ya yılda 55 milyar metreküp ilave doğal gaz sevk etmeyi, böylelikle ilk Kuzey Akım hattıyla birlikte toplam sevkiyatını 110 milyar metreküpe çıkarmayı hedefliyordu. Boru hattına doğal gazın verildiği, sevkiyata hazır olunduğu açıklandı.
Ancak Kuzey Akım 2’nin faaliyete geçmesi için, boru hattının Almanya’daki ruhsatlandırma ve Avrupa Birliği’ndeki onay süreçlerinin tamamlanması bekleniyordu.
2. Rusya, Kuzey Akım 2 için neden ısrar etti?
Rusya için Avrupa pazarı, enerji satışından elde ettiği gelir, büyük önem taşıyor. Rus enerji devi Gazprom, Ukrayna üzerinden yapılan doğal gaz sevkiyat altyapısının eskidiğini ve yıprandığını, yenilenmesi gerektiğini söylüyor, Kuzey Akım 2 ile Avrupa’nın artan doğal gaz ihtiyacına yanıt verebileceğini savunuyor.
Transit geçiş ücretleri olmadığı için fiyatın da daha uygun olacağını, Kuzey Akım 2’nin Belarus ve Ukrayna’dan sevk edilen doğal gazı “tamamlayıcı nitelik” taşıdığını öne sürüyor. Ama bu argümanlarının gerisinde, Avrupa’ya doğal gaz sevkiyatında Ukrayna’yı baypas etme amacının yattığı belirtiliyor.
3. Kuzey Akım 2’ye ABD ve Doğu Avrupa ülkeleri neden itiraz ediyor?
ABD ile Almanya arasında son yıllarda en sert gerilim Kuzey Akım 2 nedeniyle yaşandı. Rusya’nın Kuzey Akım 2’yi “jeopolitik bir silah” olarak kullanabileceğini, bu projenin Avrupa’nın Rusya’ya enerji alanındaki bağımlılığını daha da artıracağını savunan ABD, projenin başlamasını engelleyemeyince, önce tamamlanmasını ardından da faaliyete geçmesini durdurmaya odaklanmıştı.
Washington, projede yer alan Rus şirketlerine yaptırım kararlarıyla boru hattının faaliyete geçmesini engellemeye çalışmış, bu hamleleriyle Kuzey Akım 2’nin gecikmesine yol açmıştı.
Ukrayna ile Rusya arasında tırmanan son gerilim sırasında ABD tavrını daha da sertleştirdi. Almanya Başbakanı Olaf Scholz’u Washington’da ağırlayan ABD Başkanı Joe Biden, ortak basın toplantısında, Rusya’nın Ukrayna’ya olası askeri müdahalesi durumunda “Kuzey Akım 2 diye bir şey kalmayacağını” söylemişti.
ABD Başkanı Biden, Almanya’nın uhdesinde bir konuya nasıl müdahale edebilecekleri sorusuna da sert ifadelerle, “Bunu yapma imkanına sahip olduğumuz konusunda size söz veriyorum” karşılığını vermişti.
Doğu Avrupa ülkeleri de yıllardır Kuzey Akım 2’ye itiraz ediyor. Nedenlerinden biri, Rusya’nın bu hamleyle Ukrayna ve Polonya’yı baypas etmesi, bunun sonucunda da bu ülkelerin, Moskova’ya karşı ellerindeki en büyük kozu kaybetme riskiyle karşı karşıya kalmaları. Ayrıca bu ülkeler, transit gelirlerinde de kayıp yaşayabilecek.
Doğu Avrupa ülkeleri, Kremlin’in doğal gazı “silah” gibi kullandığını savunuyor ve Kuzey Akım 2’yi bir “Rus komplosu” olarak nitelendiriyorlar. Bu ülkeler boru hattının, Avrupa’nın Rusya doğal gazına bağımlılığını artıracağını, Avrupa Birliği’ni de Moskova’nın şantajlarına boyun eğmeye zorlayacağını söylüyorlar.
4. Almanya’nın Kuzey Akım 2 lisans sürecini askıya alma resti ne anlama geliyor?
Aralık ayında başbakanlık koltuğuna oturan Olaf Scholz, haftalardır Rusya’ya karşı kararlı bir duruş sergilemediği gerekçesiyle eleştiriliyordu. Scholz’un, Kuzey Akım 2’nin durdurulması çağrılarını ilk başlarda “Bu, ticari bir proje” açıklamasıyla karşılıksız bırakması, hem Ukrayna’nın hem de Batılı müttefiklerinin sert tepkisine yol açmıştı.
Ukrayna’nın doğusundaki ayrılıkçı bölgelerin bağımsızlığını tanıyan Putin’e ilk tepkinin Scholz’dan gelmesi, bu nedenle uluslararası gözlemciler tarafından “sürpriz bir adım” olarak değerlendirildi.
Başbakan Scholz, Kuzey Akım 2 projesini askıya alma kararını açıklarken, Rusya’nın Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenliğini hedef alan hamleleri nedeniyle “yeni bir durumun oluştuğunu”, bu gelişmeler ışığında “yeniden değerlendirme yapma ihtiyacı duyduklarını” vurguladı. Ekonomi Bakanlığı’na, Kuzey Akım 2’nin ruhsat alması için gerekli enerji güvenliği analiz raporunu geri çekmesi talimatını verdiğini aktaran Scholz, ruhsat olmadan boru hattının da faaliyete geçemeyeceğini vurguladı.
“Ekonomi Bakanlığı’nın ilgili birimi, son günlerdeki gelişmeler ışığında arz güvenliğimize ilişkin yeni bir değerlendirme yapacak” diyen Scholz, yeni bir analiz raporu hazırlanacağını, bunun da zaman alacağına işaret etti. Alman hükümetinin, Rusya’dan olası tazminat taleplerinin önüne geçmek için, boru hattı projesini tamamen durdurmak yerine, böyle bir yolla süreci askıya aldığı yorumları yapılıyor.
Yeşiller partili Ekonomi Bakanı Robert Habeck de yaptığı açıklamada, son aylarda doğal gaz piyasalarında yaşanan gelişmelere işaret etti, bunun da hükümeti yeni bir değerlendirmeye zorladığını söyledi. Habeck, Kuzey Akım 2 projesinin ruhsatlandırılmasını sağlayacak raporu geri çektiğini, yenisi kaleme alınana kadar da “projenin onaylanmayacağını” söyledi.
Kimi uzmanlar, “Kuzey Akım 2 öldü” değerlendirmesini yaparken, kimi gözlemciler Almanya’nın bu hamlesinin, politikalarını gözden geçirmesi için Rusya üzerinde baskı oluşturabileceği görüşünü savunuyorlar.
Alman hükümeti, Ukrayna’da savaşı önlemek için diplomatik çabalarını sürdürürken, Kuzey Akım 2 projesini de bir koz olarak elinde tutmaya devam etmek istiyor.
5. Rusya, gazı keserek misilleme yapar mı?
Rus yetkililer, Avrupa’ya doğal gazı kesmek gibi bir niyetlerinin olmadığını altını çizseler de Rusya’nın Avrupa’ya doğal gaz vanalarını kapatıp kapatmayacağını kimse tam olarak öngöremiyor.
Ama bu tür bir misillemenin sadece Avrupa için değil, Rusya için de “ağır ve yıkıcı sonuçlar” doğurabileceğinin altı çiziliyor.
Uzmanlar Avrupa’nın Rus doğal gazına bağımlı olduğu kadar, Rusya’nın da Avrupa’ya sattığı doğal gazdan elde ettiği gelirlere bağımlı olduğuna, karşılıklı bir bağımlılık ilişkisi bulunduğuna dikkat çekiyor.
Almanya Ekonomi Bakanı Robert Habeck, Ukrayna krizi nedeniyle enerji piyasasında türbülans yaşanabileceğini, enerji fiyatlarının artabileceğini söylemekle birlikte, Almanya’nın enerji tedariğinin tehlikede olmadığını duyurdu.
Kremlin, Scholz Hükümeti’nin Kuzey Akım 2’yi askıya alma hamlesini, “Almanya kendi ayağına kurşun sıkıyor” sözleriyle eleştiriyor. Alman Hükümeti ise Rusya’ya enerji alanındaki bağımlılığını azaltmakta, yenilenebilir çevre dostu enerjilere ağırlık vermekte kararlı olduğunu yineliyor. Ama bu gerçekleşene kadar doğal gaz ihtiyacının yüzde 50’sini tedarik ettiği Rusya’ya bağımlılığı sürecek.
Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Stefan Kooths, Rusya’nın vanaları kapatarak doğal gaz tedariğinde kesintiye gitmesini beklemediğini açıkladı.
“Bu, çok olası görünmüyor çünkü bu Rusya için uzun vadeli ağır sonuçlar doğurur. Tedarik sürecine ilişkin inşa edilmiş güven bir gecede heba olur” diyen Kooths, Alman Hükümeti’nin Kuzey Akım 2’yi askıya alma kararını şu sözlerle değerlendirdi:
“Kuzey Akım 2’ye ruhsat verilmesi sürecinin durdurulması sayesinde AB’nin doğal gaz tedarik etme güvenliği tehlikeye sokulmadan Putin’in Ukrayna üzerinde kullandığı bir jeoekonomik baskı, onun elinden alınmış oldu.”
Avrupa’nın en güçlü ekonomisi konumundaki Almanya için enerji tedariği kilit önem taşıyor.
Almanya’nın enerji tüketiminin yaklaşık dörtte birini doğal gaz oluştururken, bunun yaklaşık yüzde 50’sini Rusya’dan satın alıyor. 2011 Fukuşima nükleer felaketi sonrasında nükleer enerjiden vazgeçme kararı alan Almanya için doğalgazın önemi daha da artmış durumda. Almanya, 2030’a kadar kömür kullanımına da son vermeyi hedefliyor.
(Deutsche Welle Türkçe)