Gazze’deki aralıksız süren katliamlar ve son günlerde Türkiye’ye yönelik açıklamalarıyla gündemden düşmeyen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun asker geçmişinde bazı ilginç olaylar yer alıyor.
1949’da Tel Aviv’de doğan Netanyahu, çocukluğunun bir bölümünü ailesiyle ABD’de geçirdi. Massachusetts Institute of Technology (MIT) ve Harvard Üniversitesi’nde eğitim aldı. Bu yıllar, onun Batı’daki siyasi çevreleri ve kamuoyunu etkileme yeteneğini geliştirmesinde önemli rol oynadı.
Netanyahu, 1967’deki Altı Gün Savaşı ile 1973’teki Yom Kippur Savaşı’nda genç bir asker olarak yer aldı. Daha sonra İsrail’in elit özel kuvvetlerinden Sayeret Matkal’a katıldı ve 1972 yılında Belçika Havayolları Sabena’nın uçağının kaçırılması sonrasında düzenlenen kurtarma operasyonunda görev aldı. Askerlik geçmişi, siyasi kariyerinde güvenlik politikalarına ağırlık vermesinin temel nedenlerinden biri olarak görülüyor. Ağabeyi Yonatan Netanyahu ise, 1976’daki Entebbe Operasyonu’nda hayatını kaybetti ve İsrail’de milli kahraman ilan edildi.
Sabena uçağının kaçırılması pek çok açıdan İsrail tarihine geçen bir olay oldu.
8 Mayıs 1972’de Sabena Havayolları’na ait Boeing 707 tipi bir uçak, Viyana–Tel Aviv seferini yaparken Filistinli “Kara Eylül” örgütünün dört üyesi tarafından kaçırıldı. Uçakta 100’ün üzerinde yolcu vardı. Kaçıranlar, İsrail’de tutuklu bulunan 315 Filistinli ve Arap mahkûmun serbest bırakılmasını talep etti.
571 sefer sayılı uçağı ikisi kadın dört korsan kaçırmıştı: Ali Taha Abu Snina, Abed Aziz Atraş, Rima Tannous ve Theresa Halsa.
“Kara Eylül”, 1970 yılının Eylül ayında Ürdün’de Filistinlilerin öldürülmesi ve sürgüne gönderilmesi anısına kurulan bir örgüttü. En çok ses getiren eylemi, 1972 Münih Olimpiyatları’nda 11 İsrailli atletin öldürülmesiydi.
İsrail Başbakanı Golda Meir’in korsanların talebini reddetmesinin ardından özel kuvvetler operasyonu planlandı. “İzotop Operasyonu” adı verilen baskın için, sonradan dünya çapında üne kavuşacal Sayeret Matkal birliği seçildi.
Operasyonun başında Ehud Barak vardı, 16 komandodan biri de Netanyahu’ydu. (Manşet fotoğrafında sağ başta)
9 Mayıs’ta özel kuvvetler, eylemin 30. saatinde bakım ekibi kılığında girdiği uçağı kısa bir çatışmanın ardından kontrol altına aldı. Operasyon sırasında “Kara Eylül” üyesi iki erkek korsan öldürüldü, iki kadın korsan yakalandı, bir yolcu hayatını kaybetti. Çıkan çatışmada Netanyahu omzundan yaralandı.
Bu olayın ilginç yönlerinden biri operasyona katılan üç kişinin sonradan İsrail’de başbakanlığına kadar yükselmesiydi. Bunlardan biri operasyonu yöneten Ehud Barak, diğeri Şimon Peres, üçüncüsü de Netanyahu’ydu. O sırada Ulaştırma Bakanı olan Peres, korsanlarla yapılan görüşmeleri takip ediyordu. Aslında, sonradan başbakanlığa yükselen Ariel Şaron da oradaydı. Ancak, o sırada İsrail Savunma Kuvvetleri’nin güney bölgesi komutanı olan Şaron operasyona ya da pazarlık sürecine doğrudan katılmadı. Şaron, 1982 yılında Sabra ve Şatilla mülteci kamplarında çoğu çocuk ve kadın üç binden fazla Filistinlinin öldürülmesi olayı nedeniyle “Beyrut Kasabı” olarak tarihe geçti.

Şimon Peres (soldan ikinci), Binyamin Netanyahu (soldan dördüncü) ve Ehud Barak (sağ başta)
Netanyahu’yu vuran kadın
Uçağı kaçıran korsanlardan biri, İsrail doğumlu Hristiyan bir Arap olan hemşire Halsa’ydı. Eylemden önce “Kara Eylül”ün Lübnan’daki kampında patlayıcı eğitimi almıştı. Uçak kaçırma suçundan ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı ancak 1982 yılında İsrail’le Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) arasında yapılan esir takası sonucu özgürlüğüne kavuştu. Filistin’in efsane kadın gerillalarından biri olarak tarihe geçti. Diğer kadın korsan Rima Tannous ise, ondan birkaç yıl önce bırakıldı.
2020 yılında Ürdün’de 66 yaşında hayatını kaybeden Halsa, 2015’de İngiliz Guardian gazetesine yaptığı açıklamada, İsrail’de Araplara yönelik nefret nedeniyle FKÖ’ye katılmaya karar verdiğini söyledi.

Rima Tannous (solda) ve Theresa Halsa (sağ başta) yargılandıkları mahkemede
Operasyon sırasında çıkan çatışmada Netanyahu’yu omzundan yaralayan Halsa, “Dördümüz de ölmeye hazırdık. Bize terörist dediler ama biz terörist değildik. Asıl teröristler Filistin halkını topraklarından atan İsraillilerdi. Keşke uçağı havaya uçursaydık…” dedi. (Bazı haberlere göre ise Netanyahu, Halsa’yı vurmaya çalışan İsrailli komandonun silahından çıkan kurşunla yaralandı.)
Filistin Ulusal Meclis Başkanı Selim Zanun, Halsa’nın ölümünün ardından yayınladığı mesajda, “Filistin’i gönlünde taşıyan biriydi” dedi.
Filmi çekildi
1972 yılında yaşanan uçak kaçırma eylemi İsrailli yönetmen Rani Sa’ar’ın 2015 yılında çektiği, “My Version” filmine de konu oldu. Yarı belgesel niteliğindeki filmde operasyona katılan ve sonradan başbakanlık yapan Peres, Barak ve Netanyahu ile söyleşiler de yer alıyor.
Netanyahu filmin galasında yaptığı konuşmada, “1970’lerde teröristler uçakları ele geçiriyor, yolcuları kaçırıyor, öldürmekle tehdit ediyor, hatta bazen öldürüyordu. İsrail için bu dönemin en önemli dersi, sadece gelişmiş askeri uzmanlığımız değil, aynı zamanda bizi tehdit edenlere karşı kararlılığımız ve cesaretimiz sayesinde bu özel terörizm biçimini engellememizdi” dedi.
İlgili yazı:
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları: