Dr. Sırrı Uyanık (tasam.org)
1)2022’de enerji alanında dünyada neler oldu?
2022, küresel çapta enerji sektörü açısından son derece çalkantılı bir yıl oldu. Kovid-19 salgını sonrası tedarik zincirlerinde yaşanan kırılmadan ve kesintilerden kaynaklı başlayan fiyat artışı, jeopolitik risklerin kısmen savaşla birlikte artmasıyla devam ederek zirve yaptı. Enerji fiyatlarındaki artış, küresel enflasyonu da körükleyen en önemli etkenlerden biri oldu. Özellikle ilkbahar aylarıyla birlikte artışa geçen önce doğal gaz, sonra petrol, kömür ve elektrik fiyatları, enerjiye erişim kaygıları ile de birleşince sonuçta dünya tarihinin en büyük enerji krizlerinden biri olarak adlandırılabilecek (1973 petrol şokları ile karşılaştırılan) bir durum ortaya çıktı.
Enerji jeopolitiği, uluslararası ilişkilerde oldukça belirleyici hale geldi. Bir küresel enerji süper gücünün (Rusya) başka bir ülkeyi kısmen işgal etmesi ve devamında tedarik ettiği gazı siyaseten silah olarak kullanması “Enerji, hiç bir zaman sadece enerji değildir.“ sözünü bir kez daha kanıtladı. Savaş ve onu takip eden yaptırımlar, yeni enerji politikaları ve jeopolitik konumlanma; enerji piyasalarının bölünmesine ve kaynakların Batı/Doğu-Güney/Kuzey arasında yeniden dağıtılmasına, paylaşılmasına ve ticaretine yol açtı.
2) 2022’de Türkiye’de enerji alanında en önemli gelişmeler nelerdi?
Türkiye 2022’de hem ekonomide hem de enerjide büyümeye devam etti. Elektrik tarafında kurulu güç 100 bin megavatı geçti ve yeni eklenen kapasitenin büyük çoğunluğu yenilenebilir enerjilerden geldi. Yıl sonu tahmini olarak 330 milyar kilovatsaati geçecek olan ihtiyacın yüzde 55’inin termik (yüzde 33 kömür, yüzde 22 doğal gaz), yüzde 45’inin ise yenilenebilir (yüzde 20 hidro, yüzde 10 rüzgar, yüzde 8 güneş ve yüzde 6-7 jeotermal ve biyokütle vs.) kaynaklardan sağlanacağı öngörülebilir.
3) 2023’te bizi neler bekliyor?
Enerji politikalarında kamu müdahalelerinin artarak sürme ihtimalinin büyük olduğu öngörülebilir. Nitekim küreselleşme trendi tersine evriliyor. Böylece hükümetler ve kamusal politikalar, yeni teşvikler ve piyasa müdahaleleri ile belirleyiciliğini koruyacak. AB’nin “Sınırda Karbon Vergisi“ ve ABD’nin temiz enerji teknoloji hamlesi, iki dev ticari bölge arasındaki rekabeti ve gerginliği artırabilir. İlginç adı ile “Enflasyonu Düşürme Yasası“, esas olarak Amerika’yı yeniden bir imalat üssüne çevirmeyi hedefliyor.
Petrol tarafında ise OPEC ve Rusya’nın dirsek temasları, kotalar ve yaptırımlar konuşulmaya devam edecek. Ekonomik durgunluk da petrol piyasasını etkileyecek başka bir parametre olabilir.
Avrupa’da hükümetler, artan elektrik ve doğal gaz fiyatlarını sübvanse ederek yurttaşlarını desteklemek için rekor miktarda enerji destek paketi uygulamaya devam edecekler. Mesela Almanya son bir yılda toplam milli gelirinin yüzde 7’sine denk gelen 265 milyar avroluk bir ödenek ayırmıştı. AB’nin ödenek toplamı da 600 milyar avroyu buluyor.
Makalenin tamamını okumak için tıklayın