Galatasaray kötü takım, kadro mühendisliği de çok kötü. Hocası kadro üzerinde otorite sahibi değil. Mesela İcardi’yi kesemiyor, her maç eksik oynuyorlar diyeceğim ama sahada “gölge” elemanları var.
Kanatları işlemiyor, merkezden karambole oynuyorlar.
Ayrıca çalışmadıkları belli, 2. yarılarda sahada yürüyorlar. En iyi geçiş oyuncularını kaybettiler.
Bir tek Sara var.
Öyle olduğu ortada, Avrupa’da 5 maçta 10 gol yemişler, oynadıkları takımlar da mahalle takımı, ayrıca 5 maçta liberolarından biri kırmızı görmüş.
Peki bu defolar Türkiye’de nasıl kapanıyor?
Futbol sertliğini aşan bir sertlikle faul yapıp oyunu ilerde tutuyorlar. Sertliğe itirazım yok ama aynı sertliği rakip gösterdiğinde hakemler kartları çıkarıyor ve rakip siniyor. Mücadeleden kaçıyor, hem sakatlık riski hem de aptal bir futbol kamuoyu olduğu için kırmızı alıp günah keçisi olma riski var.
Fenerbahçe-Galatasaray maçında FB 13 GS 23 faul, Galatasaray-Beşiktaş maçında ise GS 21 Beşiktaş ise 13 faul yapmış. Bu tesadüf falan değil, rakip oyuncuların nasıl sindirildiğinin istatistik hali.
Defansları ise tam evlere şenlik, orta sahada atılan her pasta rakip pozisyon buluyor, burada da fauller devreye giriyor. FB maçında Davinson ve Kaan Ayhan, BJK maçında ise Davinson ve Barış Alper atılmadı ama Avrupa’da Abdülkerim ilk maçta kızarınca 10 gol yediler. Çok açık.
Aynı takım Avrupa’da Türkiye liginden düşük seviyede takımlara karşı Türkiye’den çok kötü sonuçlar alıyorsa bunun açıklaması hakem yönetimleridir.
QTM’ye (*) gelince…
Ne bunlara yetecek yetkinlikleri ne de bilseler bile konuşacak yürekleri var. Ülkede hiçbir şey liyakaten olmuyor, o yüzden onlar da bize de bir parça ekmek diye doğruyu değil, bekleneni söylüyorlar.
İngiliz spor yorumcusu Manchester United’ı kilitleyen taktiği sorarken bizimkiler, “Ne taktiği abi güçlü nerede, biz kime itaat edeceğiz” diye soruyor.
Elbette gücün kaynağı futbol değil, yoksa lobi konusunda Fenerbahçe herkesi ezer.
Hikaye bu QTM kılıf, Şampiyonlar Ligi’nde köy takımına elenen bir takıma iyi oynuyor demek yorum görünümlü propagandadır.
(*) QTM: Kaliteli Türk medyası. Eski Fenerbahçeli futbolcu Pierre van Hooijdonk’un Türk medyasıyla dalga geçmek için kullandığı terim.
Fotoğraf: bjk.com.tr