Cumhur Deliceırmak, Girne
Doğduğundan itibaren öğrenicidir insan. Yaşı geldiğinde okula gider öğrenci olur.
Öğrenicilik her alanında hayatın ve her yaşta sürüp gitmelidir, bu süreklilik ihmal edildiğinde küflenme başlar, paslanma ve çürüme.
Her bir insanın üzerinde düşünmeden yaptığı işlerden biri de yürümektir. Yetişip yürümeye başladıktan sonra hayatın en kolay işlerinden biri gibi görünen yürümek, öğrenilmesi için en az on ay gerektiren bir eylemdir. Yeni doğan doğum anından hemen sonra, insan ait olanlarla ilgili gözlemdedir ve gözlem de bir öğrenme yöntemidir. Evet, elbette yeni doğanın gözlemciliği bilinçli bir gözlemcilik değildir ve fakat olmazsa olmaz bir doğallıktır.
Her şey, evet her şey öğrenilmeye muhtaçtır ve insanların her biri de öğrenmeye muhtaçtır.
İki artı ikinin dört etmesi de, ip atlama oyunu da, topa ayağın içi ile vurmaktan tutun da uçurtma yapmak, fizik kuralları, foto sentez, mühendisliğin her türü ve hekimlik, marangozluk, makinistlik, resim yapmak, seramik yapmak ve dahi astronotluk bütün her şey öğrenildiği takdirde ve ancak o kadar yapılır, yapılabilir.
Erkek ya da kadın her bir insan tıraş makinesi kullanmayı öğrenir ve fakat her bir insan berber ya da kuaför olmaz.
Her insan tıraş makinesi kullanırken berberlik/kuaförlük yine de ayrı özel bir eğitim/öğrenme süreci gerektirir, bu okulda olabileceği gibi usta çırak ilişkisi ile de olabilir.
Eğitim gerektirmeyen tek meslek vardır dünyada, Siyaset bilimleri fakültelerine rağmen siyaset mesleğinin eğitim gerektirmediği gibi davranıyor en başta da adaylar seçilmişler ve seçenler.
Toplu yaşamanın kurumsallaştığı ve gündelik yaşamın kurallara bağlı olduğu ülkelerde, bilmem ne kadar oy aldığı için şu ya da bu bakanlığa atananlar, atandıkları bakanlık için bilgili donanımlı öğrenmiş bilen kişilerle çalışmayı ve işlerin nasıl kotarılacağını, sorunların nasıl çözüleceğini konu hakkında donanımlı, bilgili, öğrenmiş kişilerin ellerine ve gözetimine bırakarak kendileri organizasyonla ilgilenirler.
Balkan Dağlarının doğusuna gelince ne yazık ki bu işler hiç de böyle olmuyor. Rusya’yı Putin hazretlerine, Çin’i bilmem ne Şek Genel Sekreterine ve CHP’yi Kılıçdaroğlu’na Türkiye’yi de Tayyip Erdoğan’a bırakıp kendi saadetimize gelelim.
Umalım ki bu defaki hükümetle başlayarak, atanan bakanlar her işi en iyi bilirim havasının hiçbir işe yaramadığının ayırdına varmış olarak, en başta müsteşarları olmak üzere konu hakkında donanımlı, bilgili, öğrenmiş sorumluluk sahibi olmayı parti militanı olmaktan daha çok önemseyen ekiplerle çalışmayı seçerler ve her sorunu kendilerine semadan gelen vahiylerle çözmek yolunu değil, sorun hakkında doğru teşhis yapabilecek, doğru çözüm yollarını sağdan olsun, soldan olsun konu hakkında donanımlı kişilerin tartışması ve sonuca ulaşması ile çözüleceğini idrak ederek makama otururlar ve işe/işlere, liyakate önem vererek sarılırlar.
Göle maya mı çalıyorum? Ya tutarsa…