Fuad Safarov, Moskova
Rusya’nın Karadeniz kıyısındaki Taman Yarımadasında yüzyıllar önce inşa edilen Osmanlı çeşmesi yapımında kullanılan gelişmiş ve karmaşık teknolojisi nedeniyle büyük ilgi çekiyor.
Karadeniz’le Azak Denizi’nin birleştiği noktada bulunan bölgede antik uygarlık, Rus Orta Çağı, Bizans ve Osmanlı kültürünün izlerini taşıyan eserler yer alıyor. Bir zamanlar Osmanlı’ya ait yarımada 1787 yılındaki Rus-Türk savaşının ardından Rusya’ya bağlanmış.
Rus gazeteci ve tarihçi Natalya Zavyalova, sularının şifalı olduğuna inanılan ev şeklindeki çeşmenin muhtemelen 17. yüzyılda inşa edildiğini söylüyor. Zavyalova, “O dönemler burası Kırım Hanlığı’na aitti ama fiiliyatta söz sahibi olan Osmanlı’ydı. Araştırmalara göre, o dönemlerde burada içecek su sorunu vardı” diyor. Bazı Rus internet kaynakları ise, 15. yüzyılda yapıldığını tahmin ettikleri çeşmeden çağının ilerisindeki teknolojisi nedeniyle “mühendislik harikası” diye söz ediyor.
Zavyalova’ya göre Osmanlı’nın eşsiz çeşmeyi inşa etmesiyle ilgili birçok efsane var.
Bir efsaneye göre, Taman’daki Türk paşanın memleketten bir kız akrabası misafirliğe geliyor. Kötü ve tatsız su yüzünden kız her gün giderek güzelliğini kaybedince paşa bölgede su sorununu çözmek için çeşmeyi yaptırıyor.
Bir başka efsaneye göre ise çeşmeyi paşanın kızına aşık olan Özbek asıllı saray bahçıvanı Rahim yaptırmış. Paşa ona hem para hem de kızıyla evlenme vaadinde bulununca. Rahim aşkı uğruna ustalarla çeşmeyi yapmış. Fakat paşa daha sonra bir nedenle kızını vermekten vazgeçmiş. Öldürüleceğini düşünen Rahim korkarak bölgeden kaçmış. 1666 yılında bölgeye gelen Türk gezgin Evliya Çelebi de Taman Yarımadasının acilen bir çeşmeye ihtiyaç duyduğunu söylüyor.
Osmanlı’nın inşa ettiği boru hatlarının mükemmel bir yapı ve aynı zamanda tarihi eser olduğunu belirten Zavyalova, “Bir dönem herkes çeşmenin su kaynağının artezyen olduğuna inanıyordu. Ama incelemelerden sonra burada eşi benzeri bulunmayan bir hidro teknolojik sistemin varlığı ortaya çıktı. Yerin altına onlarca kilometre boru hattı döşenmiş. Bölgede denizden gelen su rutubetlenerek buharlaşıyor, kumların altındaki seramik borular ise buharı emerek tekrar suya dönüştürüyor. Bu borular hava sıcaklığının 20’den fazla olduğu zaman bile ısınmıyor” diyor.
20. yüzyılın ortalarına doğru Osmanlı çeşmesinin bölgenin en başlıca su kaynağı olduğunu anlatan Rus gazeteci, “19. yüzyılda Rusya İmparatorluğu, çeşmede suyun azalması ve meydana gelen teknik sorunları çözmek için bölgeye uzman göndermiş. O zamanın parasıyla bin 500 ruble tutan çalışmalar devlet bütçesinden finanse edilmiş. Rusya’da buna benzer bir çeşme yok. Bugün de bölge halkı ve yerli ve yabancı turistler bidonlarla su doldurabilmek için buraya geliyor. Çünkü Osmanlı Türk çeşmesinin suyu temiz ve tatlı. Bölgeye Türk turistleri de davet ediyoruz” diye konuşuyor.
Rus kaynaklara göre, bazı günlerde Osmanlı çeşmesi kapalı tutuluyor. Eskiden günde 30 bin litre su akan çeşmeden bugün yaklaşık 3 bin litre su akıyor. Çeşme suyunun böbrek, mide ve bağırsak hastalıklarına iyi geldiğine inanılıyor.. Bölgenin turizm ve haber portallerinde Osmanlı çeşmesi hakkında binlerce kaynakta çok geniş bilgi var. İnternet forumlarında kullanıcılar Osmanlı çeşmesinin ziyaret edilerek görülmesi gereken tarihi eser olduğunu söylüyor.
Taman’daki Türk çeşmesi ile ilgili Rusça bir video: