Bülent Kaan Köse
Galatasaray, geçen hafta iyi bir oyunla puan ile döndüğü Trabzonspor maçından sonra yavaş yavaş ivme kazanıyor, oynanan oyun umut vermeye devam ediyordu. Bana soracak olursanız Gazişehir maçının önemi Trabzonspor müsabakasından daha yukarıda bir noktadaydı. Galatasaray’ın istediği oyunu oynayabilmesi için psikolojik olarak üstün olması gerektiğini düşünüyordum. Maçın öncesinde her ne kadar Erol Bulut ve ekibinin formda olduğunu bilsem de, Galatasaray’ın maçı alacağından neredeyse emindim. Bu güzel maçın satır başları ile bu haftanın analizine başlayalım…
Maçın ilk düdüğü ile beraber sarı-kırmızılıların klasik olan iç saha baskısı ve seyirci desteği de takıma ayrı bir ivme kazandırdı diye düşünüyorum. İlk çeyrekte önde basan, ikinci bölgeden olabildiğince rakibini çıkarmadan oynayan Okan Buruk’un öğrencileri Trabzonspor maçına nazaran daha fazla üçüncü bölge organizasyonlarına girdi.
Özellikle ikinci bölgede Torreira ve Oliviera’nın uyumu topun ağırlıklı olarak Galatasaray’da kalmasını sağladı diye düşünüyorum. Gazişehir Gaziantepspor için bu haftaya gelene kadar çıkardığım analizler ve deplasmanda oynadıkları oyun planı ile ilgili ne kadar analiz çıkardıysam hepsi teker teker gerçekleşti. Erol Bulut, oyunu farklı şekilleri ile maç içine yayarak oynamayı seven bir teknik adam.
Rakibi karşılarken 5’li savunma ile, hücuma çıkarken ise beklerini oyuna katarak rakibin savunma çizgisini öne çıkartıyor, bu sayede merkezden çok adamla hücum edebiliyordu. Oyun disiplininden hiç kopmadılar.
İşin ilginç yanı ise, hücum ederken fazla oyuncu ile gelmelerine rağmen, rakibi savunurken kompakt bir şekilde ceza sahası içerisinden dahi ayrılmadılar. Galatasaray, oyunu merkezden kanatlara, kanatlardan ise çizgiye inerek beklere yönlendirmek istedi. Erol Bulut buna izin verse de, son vuruşa izin vermedi.
İlk yarı ve maçın tamamında oyun yine Galatasaray’ın kontrolünde geçti. Bu sezon, topa daha fazla sahip olan ve maç boyu organize olarak gelemese de, top ile rakibin birinci bölgesinde oynayarak psikolojik üstünlüğü ele almak isteyen bir Galatasaray görüyoruz. Önemli olan bir diğer eşik ise, golden sonra Galatasaray’ın devre bitmeden eşitliği yakalaması oldu. İkinci bölgeden gelen ataklar ile düşünülen plan engellese de, golün çizgiye inerek gelmiş olması, taktiksel varyasyonun fazlalığından kaynaklanıyor.
Bu skora rağmen ilk yarıda oyun çok duraksadı. Hakem konuşmak istemiyorum fakat, tempolu oyuna bu ülkede müsaade etmiyorlar. Ek olarak, Abdulkerim Bardakçı’nın ikinci sarı kartının yanlış olduğunu düşünüyorum. Bir stoper oyuncusu hava topuna çıkarken, ayakları ile beraber gücünü ellerinden alır. Şahsi düşüncem pozisyonun faul dahi olmadığı yönünde.
Devreye eksik giren Galatasaray için, ne yalan söyleyeyim biraz daha temkinli bir oyun bekliyordum. Gaziantep cephesinde ise, aynı oyun şablonunun devam edeceğinden emindim. Temel amaç, rakibi iyice üstüne çekip atılan golde olduğu gibi kanatlardan çizgiye inmekti. İkinci yarı başlarken gelen Kerem–Emin değişikliği ile saha parselasyonunda diziliş ile yayılımın nasıl olacağını ben de çok merak ederek takip ettim.
Kafamdaki hücum planı ile birebir eşleşse de bu kadar bir kişi eksik olan Galatasaray’ın bu kadar baskılı bir oyun oynayacağını tahmin etmemiştim. Boey ve Aanholt hücum anlayışı olarak aynı profilde olan oyuncular. Yarıya da bir kademe önde başladılar. Okan Buruk, Nelsson–Emin ikilisini öne atarak beklerini Oliviera ve Torreira’nın yanına yani, “half space” dediğimiz bölgeye yönlendirerek oynattı.
Her iki oyuncu da top Galatasaray’da iken merkeze yardıma geldiğinden, Gazişehir oyunu rakip sahada oynayamadı. Bu planın temel amacının Torreira’nın adam markajı ve Oliviera’nın gölge oyunu ile beraber Mertens’e alan açmak olduğunu düşünmekteyim. İkinci yarı sıkça Mertens’i gizli forvet gibi asıl bölgesi olan “Zone 14″ten ceza sahası içerisine yönelirken gördük. Set oyununu seçmek yerine art arda penaltı noktasına inen Galatasaray, baskılı oyunun meyvesini penaltı ile aldı.
Gomis penaltıyı gol ile sonuçlandırsa maç farka gidebilirdi diye düşünüyorum. Rakibe baskı yapmadan tempolu oyunu oynatabilmek ve oynayabilmek bir başarıdır. Galatasaray, bu galibiyet ile üç puandan daha değerli olan oyun öz güvenini kazandı. Asıl beklentim ise, transfer sezonunun sonuna doğru yapılacak olan hamleler ile zaman içerisinde Okan Hocanın öğrencilerinin maçı ilk yarıdan çözmesi olacak. Gazişehir Gaziantep ise, bu oyun ile ligde birçok takıma sıkıntı verecek gibi görünüyor. Peki sizce, ligde neler olacak?