Salı, 15 Tem 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

Ekonomik ‘nosebo etkisi’

Medya Günlüğü
Son güncelleme: 11 Şubat 2022 18:48
Medya Günlüğü
Paylaş
Paylaş

İnan Özbek

Ekonomi ve finans dünyası ağırlıklı olarak beklentilerle hareket ederek ileride gelişebileceğini düşündüğü olaylara göre kendisine bir yön çizer.

Ekonomik ve finansal beklentilere rengini veren asıl unsur ise; hemen her alanda olduğu gibi bu alanda da, çoğu zaman gerçekliğin önüne geçen ve ona baskın gelen algılardır.

Korkunun ekonomi terminolojisindeki adı risk algısıdır. Korkunun yani risk algısının artması ise, ekonomik gidişatın yönünü belirleyen beklentileri bozarak risk primi denilen ve riskle doğru orantılı olarak artan bedelin, örneğin kredi olarak verilen paranın karşılığında istenen faizin artması sonucunu doğuracaktır.

“Alınan risk artarsa fiyat (bedel) de artar” yolundaki temel finansal denklem, risk algısının mümkün olduğunca hafifletilmesinin bir ekonomik yapı için hayati önemini ortaya koyar.

Risk algısı ve ekonomik korku o derece hassas ve kaygan bir zemin üzerinde durur ki, algı iyi yönetilmediği zaman “nosebo etkisi” (*) denilen ve bir durumun kötü olduğunu ve daha da kötüye gideceğini düşünmenin, bunu sürekli tekrar etmenin, durumu gerçekten kötüleştireceğini ifade eden bir sendromun yaşanmasına yani kehanetin kendini gerçekleştirmesine yol açar.

Bir ekonominin mevcut sorunlarından kaynaklanan risk algısının düşürülmesi, nosebo etkisinin işlemesinin önlenebilmesi açısından ekonomik karar vericilerin baş gündem maddesi olmak durumundadır.

Bu temel görevin ihmal edilmesi ve savsaklanması, mevcut risk algısını büyüterek yatırımcıların pozitif ekonomik kararlar vermelerini güçleştirecek, onları içe kapatarak bekle-gör politikası izlemelerine neden olacak ve bu durum da o ekonominin risk priminin artmasına, yatırım ortamının bozulmasına ve sonuç itibarıyla sorunların derinleşmesine yol açacaktır.

Ülkemiz ekonomisinin önemli makro sorunları olduğu ve bu durumun gerek ülke içindeki ve gerekse dışarıdaki ekonomik aktörler nezdinde belli bir risk algısı yarattığı muhakkak.

Çoğu zaman ekonomik gerçekliğin önüne geçerek sorunları olduğundan daha büyük gösteren işte bu risk algısıyla mücadele ederek onu hafifletmek, sorunlarımızın çözülebilmesi için ekonomik karar vericilere büyük bir fırsat penceresi açacaktır.

Risk algısını düşürebilmek için ise; entelektüel kapasitesi ve yerinde analizleriyle, saygıyla ve dikkatle takip ettiğimiz Mahfi Eğilmez hocamızın sıklıkla tekrarladığı gibi  “riskleri ortadan kaldırmaya çalışmak” yani risk algısını körükleyen ve başta rasyonel ve öngörülebilir ekonomik politikalar uygulanacağına dair kaygıları bertaraf etmek ve bununla birlikte özellikle hukuk devleti ile ilgili eksiklerimizi gidermeye çalışmak en öncelikli meselelerdir.

Ülkemizin, özellikle dış dünya nezdindeki risk algısını azaltmaya dönük söz konusu adımları atabilirsek eğer, işte o zaman CDS (Kredi Risk Sigorta Primi ) oranı denilen, uluslararası yatırımcıların bir ülkeye yatırım yaparken ve yine uluslararası finans kuruluşlarının bir ülkeye kredi açarken baktıkları temel gösterge olan bu oranı aşağıya çekmek ve sonuç itibarıyla doğrudan (sabit) sermaye yatırımları ve dış finansal yatırımlar anlamında yatırım yapılabilir bir ülke olmamız mümkün olacaktır.

(*) Hastanın, ilacın kendisine yan etkiler getireceğine inanması nedeniyle, farmakolojik olarak etkisiz bir ilaç verilse bile hastanın beklediği yan etkilerin görülmesi durumu.

Not: Bu yazı Medya Günlüğü’nde daha önce yayınlanmıştır.

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Önceki Makale Gözler yastıkaltı altında
Sonraki Makale Küresel köy, mutluluk, özgürlük mücadelesi

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Köşe YazılarıManşet

Kimlik gölgesinde siyaset

İsmail Boy
14 Temmuz 2025
Köşe Yazıları

Babamın ekmeğini hiç yemezdim

Dr. Nevin Sütlaş
13 Temmuz 2025
EditörKöşe Yazıları

Tabağında yemek bırakma arkandan ağlar!

Refet Kayakıran
13 Temmuz 2025
Köşe Yazıları

Bosna’daki cennet ve cehennem

Cenk Başlamış
12 Temmuz 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?