Londra’da yayınlanan Economist dergisinin ABD’de Ukrayna’ya askeri yardım konusunda ortaya çıkan görüş ayrılıklarını değerlendiren yazısının özeti:
ABD Başkanı Joe Biden, ne kadar sürerse sürsün Ukrayna’ya desteğin devam edeceğini söylüyor.
Biden yönetimi şu ana dek sekiz milyar dolarlık askeri yardım yaptı. Mayıs ayında Kongre, Biden’ın istediğinden de fazla bir miktar olan 40 milyar dolarlık ek bütçeyi kabul etti. Pek çok Avrupa ülkesinin savunma bütçesinden fazla olan bu miktarla hem Ukrayna’ya yardım edilecek hem de savaşın küresel etkilerine karşı mücadele yürütülecek.
Ancak, Biden’ın yakın müttefikleri bile, ABD’nin altı aya yakın süredir devam eden ve uzama ihtimali de bulunan savaşın yükünden bıkıp bıkmayacağını sorguluyor. Biden eski Başkan Donald Trump’tan bile daha az popüler, enflasyon ve yüksek yakıt fiyatları Amerikan halkının harcama gücünü zayıflatıyor. Üstelik, Cumhuriyetçilerin Kasım ayında yapılacak ara seçimlerde önemli kazanımlar elde etmesi, Temsilciler Meclisi’nde hatta Senato’da çoğunluğu ele geçirmesi bekleniyor.
Biden’ın “gölge dışişleri bakanı” olarak da anılan Demokrat Senatör Chris Coons Economist dergisine açıklamasında, geçen ay Madrid’de yapılan NATO zirvesinde sergilenen birlik ruhunu övdü ancak, “İşgal uzadıkça Amerikan halkının ve liderlerinin izlenen politikaya bağlılığından kaygılarım var. Rusya lideri Vladimir Putin Batı’nın konsantrasyonunu kaybetmesine bel bağlıyor” dedi.
Ukrayna’ya yardım mali yılın son bulacağı 30 Eylül’e kadar geçerli ama paranın ne zaman biteceğini kimse bilmiyor. Ara seçimlerden önce Ukrayna’ya yeniden kapsamlı yardım paketinin Kongre’de onaylanmasına pek ihtimal verilmiyor.
Anketlere göre Demokrat seçmenlerin yüzde 78’i daha pahalı yakıtı ve yüzde 72’si de Ukrayna’ya yardım uğruna yüksek enflasyona göğüs germeye hazır. Aynı rakamlar Cumhuriyetçi seçmenler için sadece yüzde 44 ve yüzde 39.
Önümüzdeki haftalarda adaylıkla ilgili kararını açıklamasını yapması beklenen Trump, “Demokratlar Ukrayna’ya 40 milyar dolar daha gönderiyor ama Amerikalı aileler çocuklarını beslemekte bile zorlanıyor” diyor.
Temsilciler Meclisi’nin Demokrat üyelerinden Ruben Gallego, “Gerçek şu ki Cumhuriyetçiler çoğunluğu ele geçirirse ABD’nin Ukrayna’ya yardımı durma noktasına gelir” diye konuşuyor.
Demokrat Senatör Coons, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’ya yardıma devam edip etmeyeceğini sorguluyor ve “Amerikalıların çoğu için Ukrayna dünyalar kadar uzak. Oysa Avrupa ülkeleri Rus askeri tehdidine çok daha yakın, Rus enerji kaynaklarını kaybetme riskine karşı çok daha kırılganlar. Bir de, göçmen akını meselesi var” diyor.
Konunun bir diğer boyutu cephedeki durumla ilgili. Biden yönetimi Ukrayna’nın sahada kazandığını gösterebilirse destek bulması daha kolay olacak ama savaşın uzun sürmesi güçlü bir olasılık.
Biden’ın savaştaki amacı belirsiz; Ukrayna’nın savaşı kazanmasına yardım etmek söyleminin yerini şimdi yenilmesini önlemek hedefi aldı.
NATO ile nükleer silahlara sahip olan Rusya arasında doğrudan bir çatışma çıkmasından endişe eden Biden, Ukrayna’ya sağladığı HIMARS roketatar sistemlerinin Rus topraklarına atılmamasını talep etti ve 300 kilometre menzili olanları vermeyi reddetti.
Bazıları savaşın kazanılamayacağını ve Biden yönetiminin diplomatik bir çözüm bulunması için elini çabuk tutması gerektiğini söylüyor. Ukrayna’nın destekçileri ise, tersine, daha hızlı ve kapsamlı askeri yardım yapılmasını ve daha fazla risk alınmasını istiyor.
Eski bir Pentagon üst düzey yetkilisi olan Eric Edelman, “Eğer Biden yönetimi çözümün işin çıkmaza girmesi olduğunu düşünüyorsa, hem cephede hem de içeride kamuoyunu yanına çekme savaşını kaybeder” diyor.