Osman Akdemir
14 Nisan 1865 Cuma akşamı Tom Taylor’ın kaleme aldığı, başrolünde Laura Keene’nin oynadığı “Amerikalı Kuzenimiz” adlı komedi oyununu izlemek üzere Washington’daki Ford tiyatrosuna gelenler Amerika Birleşik Devletleri siyasi tarihinin trajik anlarından birine tanıklık edeceklerinden habersizdiler…
Dört yıl önce Washington’daki yönetimden ayrılmak isteyen güney eyaletlerinin ordularıyla patlak veren, 620 bin kişinin öldüğü geniş kapsamlı Amerikan İç Savaşı, Kuzey Virginia ordusunun komutanı Robert E.Lee ve birliklerinin General Ulysses S.Grant’a henüz beş gün önce teslim olmasıyla kuzeyin zaferiyle sona ermek üzereydi. Kasım 1860’tan bu yana görevinin başında olan ülkenin 16. başkanı Abraham Lincoln, eşi Mary Todd Lincoln, 28 yaşında bir subay olan Binbaşı Henry R. Rathbone ve nişanlısı, New York senatörü Ira Harris’in kızı Clara Harris oyunu izlemek üzere kendilerine tahsis edilen özel locada yerlerini almışlardı. Kısa bir süre gecikmeyle geldiler.
Başkan’ın keyfi yerinde görünüyordu; oyunun komik sahnelerinde seyircilerle birlikte içten kahkahalar atıyordu. Güney Konfederasyonu’nun mağlubiyetine tahammül edemeyen 27 yaşındaki Marylandlı John Wilkes Booth liderliğindeki bir suikastçı ekibi Başkan Abraham Lincoln, Başkan Yardımcısı Andrew Johnson ve Dışişleri Bakanı William H. Seward’ı eşzamanlı biçimde öldürmeyi planlamışlardı. Booth ülkede bir kaç yıldır tanınmış bir aktördü ve ünlü Shakespeare oyuncusu Junius Brutus Booth’un oğluydu. Güney Konfederasyonu’na sempati duymasına rağmen savaş yıllarında kuzeyde kalmıştı. Savaşın sonuna yaklaşıldığında altı arkadaşıyla birlikte 20 Mart’ta Lincoln’ü güneydeki konfederasyonun başkenti olarak görülen Richmond’a kaçırmayı planlamışlarsa da bu plan suya düşmüştü. Booth suikast planının en önemli kısmını gerçekleştirmek üzere 14 Nisan akşamı Ford tiyatrosundaydı. Oyunun en fazla kahkaha atılacağı, silah sesinin böylece en az duyulacağı anı bekledi, merdivenlerden özel locaya çıktı ve saat 22.15’te içeriye girerek tek atımlık küçük cep tabancasıyla Lincoln’un başına arkadan ateş etti. Ona hemen müdahale eden Binbaşı Rathbone’un koluna elindeki hançeri sapladıktan sonra “Sic semper tyrannis..! ” diye haykırdı. Sezar’ı öldüren Brutus”e muhtemelen sonradan yakıştırılmış olan bu slogan Virginia eyaletinin ambleminde yer alıyordu ve “tiranlara ölüm” anlamına geliyordu. İzleyiciler bir an için bunun oyunun bir parçası olduğunu sandılarsa da Mary Todd Lincoln’un çığlığı herkesi kendine getirdi. Locadan aşağıya atlayan John Wilkes Booth ayağı kırılmasına rağmen kendisini tiyatrodan dışarıya sürüklemeyi ve at sırtında Washington’dan kaçmayı başardı.
Salonda izleyiciler arasında bulunan Charles Augusto Leale adında, 23 yaşında bir askeri cerrah Bayan Lincoln’ün çığlığını duyar duymaz kalabalığın arasından koşarak Başkan’ın locasına ulaştı ve kapısını açmaya çalıştı. Ahşap bir sürgüyle kapatılmış olan kapıyı ona kolu kanlar içerisinde kalmış olan Rathbone açtı. Leale oyalanmadan Lincoln’ün koltuğuna geçti, nabzının olmadığını anlayınca onu hemen yere yatırdı. Bu esnada izleyiciler arasından Charles Sabin Taft adında bir diğer doktor da önündeki korkuluktan tırmanarak locaya ulaşmıştı.
Leale hiçbir hayatiyet bulgusu göstermeyen Lincoln’e suni solunum yapması gerektiğini düşündü. Sırt üstü yerde yatan Lincoln’ün kalçasının her iki tarafına iki dizi gelecek şekilde diz çökerek üzerine oturdu. Öne eğildi, iki parmağını ağzına sokarak gırtlağını akciğerlerine hava girmesine olanak sağlayacak biçimde açtı. Daha sonra Başkan’ın her iki kolunu tutarak vücuduyla yanlarda birleştirmeleri için etrafındakilerden yardım istedi ve diyaframdan yukarıya doğru baskı yaparak havanın akciğerlerden dışarıya itilmesi için vakum etkisi oluşturmaya çalıştı. Diğer yandan da sağ elinin parmaklarıyla kaburgaların altından kalp tepesine doğru tekrarlayan darbelerle kan dolaşımını sağlamaya gayret etti. Defalarca tekrarladığı bu manevralar sonrasında derin bir iç çekme görüldü. Başkan sonunda nefes almaya başlamıştı. Leal bunu görür görmez baştaki kurşun yarasına baktı. Giriş deliği arkada, sol kulağın yakınındaydı. Orada oturmuş pıhtıyı parmağını sokarak dışarıya çıkardı. Yaranın ölümcül olduğunun, tedavisinin mümkün olmadığının farkındaydı.
Dr. Leale, Dr. Taft ve onlara katılan Albert King adında bir diğer doktor Başkan’ın bu durumda Beyaz Saray’a nakledilemeyeceğini düşündüler. Bir an için yakındaki Peter Taltavull’a ait bara götürmeyi düşündükten sonra tiyatronun hemen karşısındaki Peterson Pansiyonu olarak bilinen evde karar kıldılar. Caddenin karşısında elinde feneri olan bir adam Lincoln’u taşımaya çalışan üç doktor ve askerlere “Buraya getirin, bu tarafa” diye bağıdı. Bu kişi Willam Peterson’a ait o pansiyonda kalan Henry Safford idi. Hep birlikte Başkan’ı pansiyonun ikinci katındaki bir odaya aldılar. Burada üç doktora ordudan cerrah General Joseph K. U.S. Barnes, Dr. Charles Henry Crane, Dr. Anderson Ruffin Abbott ve Lincoln’ün özel doktoru olan Robert K. Stone katıldılar. Başkan’ın oğulları Robert ve Thomas Lincoln, Başkan Yardımcısı Andrew Johnson, ordu ve donanmanın sekreterleri Gideon Welles, Edwin M. Stanton nöbet ekibindeki diğer isimlerdi. Mary Todd Lincoln diğer bir salonda sürekli ağlıyordu. Stanton telgraflar çekiyor, devlet yetkililerinden talimatları alıyor, görgü tanıklarının ifadelerini gözden geçiriyor, Booth’un izini sürmeye çalışıyordu. Ne var ki yaralıya etkili bir tıbbi müdahale yapılamadı. Ülke tarihinin suikast kurbanı olan ilk başkanı Abraham Lincoln 15 Nisan 1865 sabahı saat 7.22’de hayata gözlerini yumduğunda 56 yaşındaydı.
Naaşı geçici olarak bir tabuta kondu, bayrağa sarıldı ve süvarilerin refakatinde Beyaz Saray’a nakledildi. Mary Todd Lincoln otopsiyi yapacak cerrahlara saçından kendisi için bir tutamı keserek ayırmalarını rica ettiği bir not gönderdi. Otopsi işlemine katılan cerrahlardan Edward Curtis daha sonra Lincoln’ün beyni dışarıya alındığında bir kurşunun kaseye takırdayarak düştüğünü ve tüm ekibin buna bakakaldığını anlatacaktı. Acı haber hızla yayıldı, bayraklar yarıya indirildi, işyerleri kapandı. İç savaşın sona ermesinin henüz gülümsettiği yüzlerde bu kez şok ve hüzün vardı. Cenaze 21 Nisan’da Lincoln’ün başkan olmadan önce yaşadığı ve şimdi üç yıl önce tifodan ölen oğlu Willie’nin yanına defnedileceği Springfield’e trenle nakledilirken binlerce yurttaş tren yolunun kenarında dizilerek O’na saygılarını ifade ettiler.
Katil John Wilkes Booth’un peşine düşen on binden fazla askeri polis ve dedektiflik tarihin en büyük insan avlarından birini gerçekleştirdi. Booth ve ona eşlik eden David Herold başkentten kaçtıktan sonra Anacostia nehrini geçerek Maryland’ın güneyine doğru yola koyulmuşlardı. Samuel Mood adında bir doktorun evinde kaldılar. Mood kırık bacağı tedavi etmeye çalıştı; bu yardımı daha sonra ömür boyu hapis cezası almasına neden olacaktı. Güney Konfederasyonu ajanı olan Thomas A.Jones’tan sığınacakları bir ev ve Potomac’ı geçebilecekleri bir bot istediler. 26 Nisan’da askeri birlikler Booth ve Herold’un kaldığı Virginia’daki çiftlik evini kuşattılar ve dışarı çıkacaklarını umarak ateş etmeye başladılar. Önce Herold yakalandı. İçeride kalan Booth ile çatışmanın hızlandığı bir esnada bir çavuş katili boynundan vurdu. Yaralanan Booth evden dışarıya taşınırken henüz yaşıyordu. Üç saat can çekiştikten sonra ellerine bakarak “Faydasız, faydasız” dediği duyuldu. Bunlar son sözleri oldu.
Abraham Lincoln’a Ford tiyatrosunda ilk müdahaleyi yapan Charles Augusto Leale genç bir ordu cerrahıydı ve beyin yaralanmaları konusunda özel bir eğitimden geçmişti. Şubat 1995’te bir magazin dergisinde Leale’in parmağını kurşun deliğinden sokmak suretiyle Başkan’ın beynindeki hasarı arttırdığını, savaşta bu tarz beyin yaralanmalarının çoğunun ölümle sonuçlanmamış olduğunu öne süren makale yayınlandı. Ancak bu yorum gerçekleri yansıtmaktan uzaktı.
Lattimer ve Laidlaw yaptıkları bir deneyin sonuçlarını bildirdikleri 1996’da yayınlanan makalelerinde, 41 kalibrelik bir kurşunun oluşturduğu giriş deliğinin keskin kenarları ve ebadı göz önünde bulundurulduğunda parmak müdahalesinin buna neden olamayacağını gösterdiler. Beyin cerrahisinin 150 yıl önceki koşullarında bu tarz bir yaralanmanın ölümle sonuçlanması kaçınılmaz sondu.
Abraham Lincoln Amerika Birleşik Devletleri’nde köleliğin kaldırılmasının ve ülkenin yeniden birleşmesinin kahramanı olarak gelmiş geçmiş en büyük liderler arasında sayılıyor. Ülkenin hemen her yöresindeki heykellerinin yanı sıra Lincoln’den geriye Güney Dakota’daki Rushmore dağındaki anıttta 100 metre öteden dahi görülebilen dört büyük başkanın büstlerinden birisi hatıra olarak kaldı.
KAYNAKLAR:
· Herrero S, Varon J, Sternbach GL, Fromm RE: History of the Cardiopulmonary resuscitation. 2011 ” Pearls in Intensive Care Medicine 2012. Vol. 25
· http://www.history.com/topics/abraham-lincoln-assassination
· Lattimer JK, Laidlaw A: Good Samaritan surgeon wrongly accused of contributing to President Lincoln’s death: an experimental study of the President’s fatal wound. J Am Coll Surg 1996;182:431-48
· Yan SC, Smith TR, Bi WL, Brewster R, Gormley WB, Dunn IF, Laws ER Jr.: The Assassination of Abraham Lincoln and the Evolution of Neuro-Trauma Care: Would the 16th President Have Survived in the Modern Era? World Neurosurg. 2015 Jun 17. pii: S1878-8750(15)00759-7. doi: 10.1016/j.wneu.2015.06.011. [Epub ahead of print]
Not: Bu yazı Medya Günlüğü’nde daha önce yayınlanmıştır.