Askeri hareketliliğe ve taraflardan gelen açıklamalara bakıldığında Rusya ile Ukrayna arasında her an bir savaş patlayacakmış havası var.
Çatışma beklentisini doruğa çıkaran Beyaz Saray Basın Sözcüsü Jen Psaki’nin, “Rusya’nın her an Ukrayna’ya saldırı başlatabileceği bir aşamadayız” açıklaması oldu. ABD Başkanı Joe Biden da son açıklamasında, Rusya lideri Vladimir Putin’in Ukrayna’yı işgal etmeye hazırlandığını söyledi. Değişik kaynaklara göre 100 bin civarında askerini sınıra yığan Rusya ise Ukrayna’ya saldırmaya niyeti olmadığını ileri sürüyor. Rusya ayrıca, Ukrayna’nın komşusu Belarus’la yapacağı ortak tatbikatları gerekçe göstererek bu ülkeye de asker göndermeye başladı. Buna karşılık İngiltere de, Rusya’ya karşı savunmasını güçlendirmesi için Ukrayna’ya kısa menzilli tanksavar füze gönderme kararı aldı.
Tehlikeli gerginlik Rusya ile Ukrayna arasında yaşanıyor görünüyor ancak gerçekte ABD’den İngiltere’ye, Türkiye’den Almanya’ya soruna öyle ya da böyle taraf olan çok sayıda ülke bulunuyor.
Savaşa dönüşebilecek anlaşmazlığın özünde Batılı ülkelerin Ukrayna üzerinden Rusya’ya meydan okumaya başlaması yatıyor. 2014 yılında Ukrayna’daki Moskova yanlısı Viktor Yanukoviç’in halk ayaklanmasıyla devrilmesi uluslararası alanda sonuçlar yaratan pek çok önemli olayı tetikledi. Kiev’de Batı yanlısı güçlerin iktidarı ele almasının hemen ardından Rusya hem tarihsel olarak kendisine ait gördüğü hem de büyük stratejik önem taşıyan Kırım’ı Ukrayna’dan ilhak etti. Moskova ayrıca, Ukrayna’nın doğusunda silahlı isyan başlatan Rusya yanlısı ayrılıkçıları el altından desteklemeye başladı. Savaş 2015’te sona erdi ancak 2020 yılı yaz aylarındaki son ateşkese kadar çatışmalar aralıklarla devam etti. Çatışmalar ve ateşkes ihlalleri boyunca dört bini sivil yaklaşık 15 bin kişinin hayatını kaybettiği düşünülüyor.
Ukrayna’nın NATO’ya üye olmasından, dolayısıyla Batı tarafından çembere alınmaktan endişe eden Rusya 2021 yılı ortalarında sınır bölgesine güç yığmaya başladı. Bu gelişmenin ardından hem Ukraynalı yetkililer hem de Batılı ülkeler Rusya’nın yeni yılın başlarında 175 bin kişilik bir güçle ülkeyi işgal edeceğini ileri süren açıklamalar yaptı. Moskova’nın NATO’ya yeni üye kabul edilmeyeceği yolunda yazılı güvence talep etmesine Batı olumsuz yanıt verince tansiyon iyice arttı. Rusya sınıra yığdığı askerleri ve silahlarıyla Ukrayna’ya gözdağı vermeye çalışıyor, Batı dünyası ise saldırıya geçmesi halinde Moskova’ya ağır ekonomik yaptırımlar uygulamakla tehdit ediyor. Ancak, Ukrayna’yı NATO’ya üye yapmama konusunda söz vermeye yanaşmayan Batı’nın bir saldırıya karşı uygulayacağı yaptırımların Moskova’yı caydırabileceği çok kuşkulu. Üstelik, yıllardır Batı’nın ambargosu altında yaşamasını öğrenen Rusya’nın Avrupa Birliği’nin doğal gaz ihtiyacının yaklaşık yüzde 40’ını sağlaması nedeniyle eli hiç de zayıf değil.
Rusya-Ukrayna gerginliği, iki ülke ile de yakın ilişkileri bulunan Türkiye açısından da kaygı yaratan bir durum. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan son olarak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski’ye Türkiye’de buluşmalarını önerdi. Diğer yandan Türkiye’nin Ukrayna’ya Bayraktar SİHA’ları satması ve Kırım’ın ilhakını sık sık ve sert dille eleştirmesi Moskova’yı rahatsız ediyor. Erdoğan salı günü yaptığı açıklamada, “Rusya Kırım’a çöktü” demişti.
NATO’nun sınırına dayanması olasılığına “ölüm kalım meselesi” gözüyle bakan Rusya’nın 100 bin askerle Ukrayna’yı geri adım attırmaya yönelik bir blöf mü yaptığı yoksa rest çekmeye mi hazırlandığı şu anda Batılı başkentlerde yanıtı kestirilmeye çalışılan en önemli soru. Moskova’nın yanıtını bulmaya çalıştığı soru ise, Ukrayna’ya saldırması durumunda karşısında NATO’yu bulup bulmayacağı.