Dr. Cengiz Topel Mermer (tasam.org.tr)
Rusya Federasyonu’nun (RF) Ukrayna’yı işgal girişiminin küresel gündemi belirlediği bir dönemde, 18 Mart 2020’de kaleme aldığım makalede, Ukrayna’da yaşanan gelişmelerin küresel güç mücadelesinin asıl hesaplaşma alanı olan Asya-Pasifik gelişmelerinin gözden kaçırılmasına neden olduğunu yazmıştım. (*)
Şimdi de bu kısa dönemde yaşanan gelişmeleri öngörülerimiz çerçevesinde irdeleyelim: Batı’nın RF’yi yaptırımlarla caydırma ve savaşı sonlandırmaya zorlama stratejisi öncelikle Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) duvarına çarptı. ÇHC, ABD Başkanı Biden’ın ÇHC Devlet Başkanı Jinping’i 18 Mart 2022’de telefonla aramasının yarım saat öncesinde, Tayvan Boğazı’na bir uçak gemisi göndererek ABD baskısına karşı takınacağı tavrın ilk emarelerini verdi. Müteakiben iki ülke devlet başkanlarının görüşmesinde ÇHC Devlet Başkanı Jinping, ABD’nin üstü kapalı tehditlerini ciddiye almadığını gösterdi. Jinping daha sonra 01 Nisan’da AB ülkeleri yöneticileriyle yaptığı video konferansta benzer bir yaklaşım sergileyerek; yaptırımlara karşı olduklarını vurguladı ve AB’yi, ABD’den bağımsız politikalar üretmeye davet etti. Bu arada Hindistan da Batı’nın büyük gayretlerine rağmen yaptırımlara katılmadı ve RF’nin ÇHC’ye muhtaç bir hâle gelmesinin önüne geçti.
Hindistan bu arada ABD ile iş birliğine de devam etti. Hindistan’ın RF ile olan sıkı bağı ABD’yi ilk başlarda son derece pragmatik bir politikaya itti. Hindistan’ın bağlantısızlık hassasiyetini ve antiemperyalist damarını iyi bilen ABD, Hindistan’ı Rus karşıtı yaptırımlara zorlamadığı gibi Hindistan’a bu yaptırımları nasıl deleceğinin yolunu da gösterdi. Beyaz saray sözcüsü Jen Psaki tarafından 16 Mart 2022’de yapılan açıklamada; Hindistan’ın ucuz Rus petrolünü dolar üzerinden almasının ABD yaptırımlarını delme anlamına gelmeyeceği ifade edildi. Hindistan da bu fırsatı kullanarak RF’den petrol almaya devam etti.
Bu gelişmeler sonrasında RF Dışişleri Bakanı Lavrov’un Hindistan’ı ziyaretinde basına yansıyan olumlu görüntüler Batı’yı rahatsız etti. RF Dışişleri Bakanı Lavrov, Hint savunma ve dış işleri yetkilileri ile görüşmeleri sonrasında Hindistan Başbakanı Modi ile samimi bir görüşme gerçekleştirdi. Bu görüntüler sonrasında Hindistan’ın RF politikası ABD kamuoyunda ciddi eleştirilere neden oldu. ABD bundan sonra resmî söylemlerinde değişiklik yaparak, Hindistan’ı yaptırımlara destek olmaya davet etti, ancak Hindistan’ın tutumunu değiştirmeyi başaramadı. Bu çerçevede ABD, Birleşik Krallık, Japonya ve Batı ülkelerinin temsilcilerinin art arda ziyaretleri ve diplomatik girişimleri Hindistan’ın RF’ye yönelik yaptırımlara katılmasını sağlayamadı.
Isınacağını öngördüğüm ve bu konudaki emarelerden bahsettiğim Pakistan ise kısa sürede ciddi bir kriz yaşadı. Pakistan’da yaşanan yönetim krizi, ülke tarihinde bir ilkin yaşanmasıyla ve Başbakan Imran Han’ın güvensizlik oylaması neticesinde düşürülmesiyle sonuçlandı. Devrik Başbakan İmran Han’ın iddiasına göre; ABD Dışişleri Bakanlığı Güney Asya Bölümü Sorumlusu Donald Lu, bu süreçte rol alarak, Pakistan hükümetini 07 Mart 2022’de yazdığı mektup ile tehdit etti. İmran Han ve partisi dış komplolara yönelik iddialarında; İmran Han’ın ÇHC ile ittifak ilişkisini sıkılaştırması ve RF ile işbirliği yapmasının, ABD’yi kendilerinin iktidardan düşürülmesi için harekete geçirdiğini savundular.
ÇHC, son yıllarda ilmek ilmek dokuyarak kontrol altına aldığı bu coğrafyada yaşadığı zemin kaybını durdurmaya çalışıyor. ÇHC mevcut durumda, Afganistan da dâhil olmak üzere, Güney ve Güneydoğu Asya’daki kazanımlarını korumak için savunma pozisyonunda. ÇHC, Afganistan gelişmelerinin Orta Asya, Güney Asya ve kendi en geniş idari bölgesi Şincan Eyaleti’nde olumsuz yansımalarını engellemek için çaba harcıyor. ÇHC bu kapsamda Afganistan’ın komşularını Mart 2022’de kendi ülkesinde toplayarak bir çalıştay düzenlediği gibi Afganistan ve komşuları arasında mekik diplomasisi yürütüyor.
ABD ve müttefiklerinin 2019’dan itibaren saldırgan bir tavırla yaptığı “hücum pres“, ÇHC’yi kendi ceza alanında savunma yapmaya zorluyor. ÇHC için 2022 yılı, Asya-Pasifik coğrafyasındaki kazanımlarını koruma kapsamında zor bir yıl olacak. ÇHC bu yıl Afganistan, Sri Lanka, Pakistan, Myanmar ve Bangladeş’deki kazanımlarını korumak için çok zorlanacak. Maldivler ve Nepal’de ibre Hindistan’a dönmüş durumdayken, Sri Lanka’da Hindistan’ın zemin kazanma ihtimali oldukça yüksek. Pakistan’da muhtemel bir askerî yönetim Batı ile ilişkileri düzeltme adımları atsa da ÇHC’yi dışlayamaz. Bangladeş ise şimdilik sakin ama Batı burayı da zorlamaya başladı. Bu istikamette ÇHC, önceliğini Bengal Körfezi’ne çıkış sağladığı Bangladeş ve Myanmar’a verecektir.
Myanmar’da yaşanan iç savaş gelişmeleri ÇHC’nin olduğu kadar Hindistan’ın kazanımlarını da tehlikeye atıyor. ABD’nin, ÇHC’nin Myanmar’daki kazanımlarının zarar görmesinden kazançlı çıkacağını görmek zor değil. Bu kapsamda Hindistan’ın Myanmar’da ÇHC’ye nazaran daha sınırlı olan kazanımlarının zarar görmesi ABD’yi rahatsız etmez. Hindistan bunu bildiği için ABD’nin Myanmar politikasına olumlu bakmıyor. Myanmar askerlerinin 2012-2017 yılları arasında katlettiği Rohingyaların yaşadığı kıyıma o dönemde soykırım demekten özellikle kaçınan ve alt seviyedeki generallere yaptırım uygulayan ABD’nin Myanmar’daki yeni adımlarını bu çerçevede görmek daha doğru olacaktır. Neticede ÇHC’nin Güney ve Güneydoğu Asya’daki savunma kurgusunun gücü 2022 yılında ciddi bir sınavdan geçecek ve takım savunmasının geleceğine yönelik emareler sunacaktır.
(*) https://medyagunlugu.com/haber/rusya-ukrayna-savasinda-gozden-kacan-51299
Makalenin tamamını okumak için tıklayın