1990’lı yıllardaki piyasa ekonomisine geçiş sürecinde Rusya hükümetine danışmanlık yapan İsveçli ekonomist Anders Aslund’un Moscow Times gazetesinde yayınlanan makalesinin geniş özeti:
2013 yılından bu yana Rusya Merkez Bankasının başkanlığını yapan Elvira Nabiullina, Devlet Başkanı Vladimir Putin döneminde yurt dışında en çok tanınan Rus yetkililerin başında geliyor. Forbes dergisi 2013 yılında onu dünyadaki en etkili kadınlar listesinde 53. sırada gösterdi.
Nabuillina, eşi Yaroslov Kuzminov’un 30 yıl boyunca rektörlüğünü yaptığı liberal eğilimli Yüksek Ekonomi Okulundan geliyor.
Putin’in ilk yıllarında Ekonomik Gelişme ve Ticaret bakanı birinci yardımcılığı yapan Nabuillina yetkin bir bürokrat olarak görünüyordu. 2007-2012 arasında bakanlık görevini üstlendikten sonra Putin’in en yakın ekonomik danışmanı oldu.
2013 yılında Merkez Bankasının saygı duyulan başkanı Sergey İgnatyev’in istifasından sonra yaşanan polemiklerin ardından liberal kesim yerine onu önerdi. 2013 yazında ataması yapılan Nabuillina’nın zayıf yönü makroekonomik politika konusunda yetersiz olmasıydı.
Kaygı yaratan bir başka unsur da tavırlarıydı: Kısa boylu, sempatik ve sessizdi, bir kere bile sesini yükselttiğini duymadım. Liberaller fazla yumuşak kalmasından korkuyordu.
Uluslararası bankacılık toplumu ise onu coşkuyla karşıladı. İngiliz The Baker dergisi 2108 yılında “Avrupa’da Yılın Merkez Bankası Başkanı” seçti, IMF prestijli bir toplantıda konuşma yapması için davet etti.
Üç konudaki başarısı nedeniyle övgü topladı: Zor durumdaki 500 bankayı kapatması, izlediği sıkı para politikasıyla enflasyonu düşürmesi ve dalgalı döviz kuru ile Rusya’yı enflasyon hedeflemesine geçirmesi.
Bunlar büyük başarılar görünmesine rağmen gerçekte performansı olumsuz.
2013-2017 arasında kötü yönetilen çok sayıda özel bankayı kapatmasına rağmen bazılarının çok kuşkulu bankaların eline geçmesine izin verdi. Bunlardan bazıları VTB gibi devlet bankalarıydı ama konsalidatörler esas olarak her biri 12 civarında banka alan Otkritie, Binbank-Promsivyazbank gibi özel olanlardı.
2017’de Nabuillina’nın yönetiminde olan üç banka da (ki bunlar Rusya’nın en büyük beş özel bankasından üçüydü) yanlış uygulamalar ve yasadışı faaliyetler sonucu battı. Merkez Bankası bankacılık sistemini temizlemeyi başaramamıştı.
2017 sonlarında doğru yaşanan devletleştirmeler sonucu devletin bankacılık sistemindeki payı yüzde 70’e çıktı. Onun döneminde hiçbir devlet bankası başarılı şekilde özelleştirilemedi.
2017’deki banka çöküşleriyle ilgili olarak Merkez Bankasının bazı üst düzey yöneticileri yolsuzlukla suçlandı ama hiçbiri yargılanmadı.
2018 yılında ABD tarafından Rus casusu olduğu açıklanan Aleksandr Torşin büyük olasılıkla Rus güvenlik kuruluşlarının talebiyle Nabuillina’nın yardımcılığına getirildi.
Nabuillina’nın makroekonomik istikrar alanındaki performansı da tartışmalı. 2014’te ve 2016’da gereksiz ruble krizlerine yol açtı. Putin’in yakın arkadaşlarından İgor Seçin’in petrol devi Rosneft’in büyük miktardaki dış borcunu ödemesi gerekiyordu Bağımsız bir merkez bankası başkanı bu talebi reddederdi ama Nabuillina bağımsız değildi. Her iki olayda da rublenin istikrarsızlığa sürüklenmesine rağmen büyük miktarlardaki borcu yeniden finanse etti.
Düşük giden enflasyon onun belirlediği yüksek faiz oranlarının sonucu değildi ve aşırı kemer sıkma politikaları nedeniyle Rus halkı acı çekti. Batılı ekonomistler, örneğin Almanya’nın nispeten ılımlı ekonomik önlemlerini eleştirirken, Rusya’daki çok sert uygulamayı ise övdü.
Halk önlemlerden büyük zarar görürken, Putin’in talimatıyla Rusya’nın uluslararası döviz rezervlerini 640 milyar dolara kadar çıkardı. Bunun mantıklı bir ekonomi politikadan çok savaş hazırlığı olduğu bugün daha iyi anlaşılıyor.
Putin’in Ukrayna’daki savaşı Nabuillina’nın takkesinin nihayet düşmesini sağladı. Büyük miktarda döviz rezervi biriktirerek Putin’in savaşı başlatmasına resmen olanak sağlamış oldu. İran ve Libya’ya yapıldığı gibi Rusya’nın rezervlerinin Batı tarafından dondurulabileceğini düşünemedi.
28 Şubat’ta Batı yaptırımları başlayınca sinirleri bozuldu ve faiz oranını yüzde 20’e yükseltti, böylece finansal paniği artırdı. Bir ay süreyle bütün piyasaları kapattı. Kısmen açıldıklarında ise sıkı düzenlemeler getirdi, rublenin konvertibilitesine son verdi.
Makroekonomik istikrarı sağlamak yerine Putin’in Rus ekonomisini Sovyet zamanlarına döndürmesine katkı verdi ve Merkez Bankasını yok etti. İstifa etmek istediği ama Putin’in kabul etmediği yolunda çok dedikodu var. Kabul etseydi daha iyi olurdu…