Fuad Safarov, Moskova
Moskova’nın merkezinde ünlü Bolşaya Nikitskaya Sokağı’ndaki bulunan Türkiye’nin Moskova Büyükelçiliği konutu, başkentteki diğer tarihi binalar gibi ilgi çekici ve zengin bir geçmişe sahip.
Ünlü yazar Lev Tolstoy’un dedesi, zengin iş adamları Savva Morozov ve Valentin Balin gibi dönemin ünlü isimleri tarihin değişik dönemlerinde burada yaşamış. Burası aynı zamanda felsefeci düşünür İvan İlyin, Norveçli ünlü gezgin, bilim adamı ve diplomat Fridtjof Nansen, Rus tiyatro yönetmeni Yevgeniy Vahtangov gibi ünlülerin de sık konuk olduğu bir mekan.
Kentin merkezinden geçen Bolşaya Nikitskaya Sokağı’nın tarihi de çok ilgi çekici. Moskova tarihi alanında araştırmalar yapan akademisyen İrina Levina, Medya Günlüğü’ne sokağın tarihini şöyle anlatıyor:
“Eski adı Novgorodskaya olan sokak, Kremlin’den Velikiy Novgorod’a giden güzergahın üzerinde bulunuyordu. 15-16. yüzyılda Yunan ve İskandinav ülkelerinden gelen tüccarlar bu güzergahı kullanıyordu. Bolşaya Nikitskaya, Kremlin’den kuzeybatıdaki Velikiy Novgorod’a uzanan güzergahı birleştiren sokaktı. Burasının adı 16. yüzyılda değiştirildi, sokakta Nikitski kadın manastırı vardı, dolayısıyla adı Nikitskaya oldu.”
Sokağın en büyük özelliklerinden biri burada çok sayıda tarihi kilise, eğitim kurumu, tiyatro ve 18.-19. yüzyılda inşa edilen binaların bulunması. Bu güzel eserlerden biri de Moskova’da görev yapan Türk büyükelçilerin rezidansı, yani konutu olarak kullanılıyor.
Tarihi kaynaklara göre, elçilik rezidansının bulunduğu arsa, 18. yüzyılın sonlarında ünlü Rus yazar Lev Tolstoy’un dedesi General N.S. Volkonskiy’e aitti. Bu arsada generalin ahşap evi bulunuyordu. (Volkonskiy, Tolstoy’un ünlü ‘Savaş ve Barış’ romanında Prens Nikolay Bolkonskiy’e ilham kaynağı olmuştu) Bina, Fransa İmparatoru Napolyon Bonapart’ın 1812 yılında Moskova’yı işgali sırasında çıkan yangın sonucunda kül oldu. General Volkonskiy’nin kızı ve Lev Tolstoy’un annesi Prenses Maria Nikolayevna arsayı Yarbay Azançevski’nin ailesine sattı.
1887 yılında ise binayı dönemin ünlü zengin iş adamı Savva Morozov satın alıyor. Evin alınma nedeni de ilginç: Savva Morozov aşık olduğu Zinaida adlı kıza binayı hediye ediyor. 1888 yılında Savva ve Zinaida evleniyorlar. Aile tam 10 yıl, Bolşaya Nikitskaya 43/A adresindeki evde mutlu bir hayat sürüyor. Bu arada onların komşusu, dönemin tanınmış doktorlarından Prof.Dr. Aleksey Ostraumov ile Morozovlar arasında dostluk ilişkileri daha da artıyor. Morozov ailesinin evi almasında doktor Ostraumov etkili oluyor.
Rus tarihçilerine göre, bina Morozov ailesine uğur getiriyor. Burayı almasından sonra Savva Morozov iş hayatında ve kariyerinde başarılar kazanıyor. İşlerin büyümesi üzerine aile, komşu Spiridonovka sokağında daha büyük arsa almaya karar veriyor. Morozovlar, evlerine mimar Frants Şehtel, ressam Mihail Vrubel ve mobilyacı Şmit’i davet ederek Spiridonovka Sokağı’ndaki gelecek ev projesini masaya yatırıyor. Nihayet karar alınıyor ve Morozovlar söz konusu arsayı satın alarak dev inşaat çalışmalarını başlatıyor. Tarihçilere göre, Bolşaya Nikitskaya’daki ev, komşu sokaktaki geleceğin dev malikanesi için lham kaynağı oluyor. Tarihçi İrina Levina, Morozov ailesinin bu evde 3 çocuğunun doğduğunu anlatıyor ve şöyle devam ediyor:
“Zinaida bu evi çok seviyordu, satmak istemiyordu. Taşınmalarına rağmen, evi satıp satmamak konusunda bir türlü karar veremiyordu. Sonunda, yaklaşık 2 yılın ardından Morozovlar, Moskova’nın tanınmış işadamlarından, Şuyski tekstil işletmesi sahibi Valentin Balin’e evi satıyor. Balin, Bolşaya Nikitskaya’daki taş temeline dayalı ahşap binayı yıktırarak yeniden inşa ettiriyor. Bina, 1900-1901 yılları arasında mimar N.G.Zelenin’in çizdiği projeye göre inşa ediliyor. Balin’in eşi Yelena dönemin sosyetesinde tanınan çok güzel kadındı. Eşi Valentin Balin, ünlü ressam V. Serov’a eşinin yağlı boya portresini yaptırıyor. Bu resim Bolşaya Nikitskaya’daki şu anki Türk Elçiliği rezidansının en gözde yerinde asılı bulunuyor. Bayan Yelena da o dönem Moskova’da tiyatro ve bale sanatıyla da faal şekilde uğraşıyordu. Evde zaman zaman sosyete partiler de düzenleniyordu.”
Tarihi kaynaklara göre, Yelena ünlü sanatçı dost ve arkadaşlarını eve sık sık konuk ediyordu.”
1917 Bolşevik Devrimi’nden sonra Balin ailesi evlerine kapanıyordu. Zinaida cuma günleri evde “Felsefe Günü” düzenleyerek dost ve arkadaşlarını davet ediyordu. Bunlardan biri de ünlü Rus felsefeci İvan İlyin’di. Ancak İlyin Sovyet yönetimine sert eleştiriler yöneltiyordu. Birkaç ay sonra bina devletin kontrolüne geçince Balin ailesi başka eve taşınmak zorunda kaldı. İlyin de SSCB kurucusu Vladimir Lenin’in tarafından yurtdışına gönderilen Rus aydınları arasında yer aldı. Valentin Balin, 1930 yılında hayatını kaybetti, eşi Yelena ise 1931 yılında tutuklanarak sürgüne gönderildi, 1946 yılında öldü. 1989 yılında Sovyet yönetiminin aldığı kararla itibarı iade edildi..
Bina 1919 yılında Sovyet İçişleri Komiserliği (bakanlık) tarafından kullanıldı. Bir yıl sonra bina Norveç’li ünlü gezgin Nansen yönetimindeki Milletler Cemiyeti’nin Rusya’daki misyonuna devredildi. Misyon, Sovyet Rusya’sındaki fakirlere yardım kampanyası düzenliyordu.
Türkiye tarafından 1924-1973 yıllarında kiralık olarak kullanılan bina, 12 Mart 1973 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı tarafından satın alındı ve bu tarihten sonra da büyükelçilik konutu olarak kullanılmaya başlandı.
Bu arada Morozovların yaşadığı Spiridonovka Sokağı’ndaki dev malikane de devrimin ardından Sovyet Dışişleri Komiserliği’ne devredildi, 1938 yılında ise rezidansı oldu. Bugün de Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un rezidansı olarak faaliyet gösteriyor, konuk dışişleri bakanları ağırlanıyor ve ortak basın toplantıları burada düzenleniyor.