Cuma, 4 Tem 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe YazılarıMG Özel

37 yıl gecikmiş bir yazı…

Cenk Başlamış
Son güncelleme: 24 Temmuz 2024 00:10
Cenk Başlamış
Paylaş
Paylaş

Önceki gün (Pazartesi) Türk basınının önemli kalemlerinden, Milliyet gazetesinin unutulmaz yazarı Örsan Öymen’in ölümünün 37. yıl dönümüydü.

Her zaman olduğu gibi ailesi, yakınları ve dostları Zincirlikuyu Mezarlığı’nda bulunan kabri başında onu andı; yine bir pazartesi aramızdan ayrılmıştı…

Bodrum’da 49 yaşında kalp krizi geçirmesi sonucu hayatını kaybettiği gün onunla konuşan son insanlardan biri olduğum için her yıl dönümünde yüreğime bir acı saplanır. Her yıl dönümünde bu yazıyı yazmak için bilgisayar başına otururum, sonra yüreğim kabarır, vazgeçerim.

Ama bu yıl mutlaka yazmaya karar verdim çünkü anlatacaklarımı kimse bilmiyor (ya da sadece birkaç kişi biliyor)…

Örsan ağabeyle hiç yüz yüze gelmedim, sadece telefonda konuştum ama 1986 yılında çalışmaya başladığım Milliyet’te adını çok duydum. Önce ne kadar iyi hatta efsane bir gazeteci olduğu anlatılırdı, sonra da ne kadar esprili bir insan olduğu. Günümüzde çoğunu kimsenin tanımadığı, adını bile duymadığı Milliyet yazarlarının neredeyse tümü o zamanlar Öymen gibi birer markaydı; saygın, onurlu, bilgili, düzeyli…

Esprili kişiliğine örnek olarak kahkahalarla anlatılan olay şuydu:

Zamanında Öymen ve Milliyet’in efsane karikatüristi Bedri Koraman birlikte sanıyorum Karadeniz’e gitmişler. Nasıl olduysa bir yerde karşılarına ayı çıkmış. Öymen ayıyla Koraman’ın fotoğrafını çekmiş ve birkaç gün sonra gazetede yayınlamış. Fotoğrafın altına şu muzip notu düşmüş:

“Bedri Koraman (solda) ve ayı!”

Milliyet sektördeki teknolojik gelişmeleri yakından izleyen bir gazeteydi. O zamanlar sadece kablolu yayın yapan CNN’e Türkiye’de galiba ilk Milliyet abone olmuştu. Şimdilerde internette fotoğrafı bile bulunamayan Milliyet binası Cağaloğlu’ndaydı (manşet fotoğrafı), diğer gazetelerin çoğu gibi.

O yıllarda haberleşme teleksle ya da telefonla yapılırdı, cep telefonu icat edilmemişti, gazeteler henüz faks kullanımına geçmemişti ya da en azından Milliyet’te yoktu. Bu koşullarda haberlerimizi de doğal olarak daktiloyla yazardık…

Bir gün, bizim Dış Haberler Servisi’ne ilk kez gördüğüm bir cihaz getirdiler, yıllar yıllar sonra çıkacak yatay kapaklı ve tuşlu Nokia’ya benzer, küçük bir tuğla boyutundaydı.

Yurt dışında piyasaya yeni çıkmış cihazın -markası Sony ya da Sanyo olabilir- minik bir ekranı ve minik bir klavyesi vardı. Milliyet, “kalburüstü” yazarlarını telekse bağımlı olmaktan kurtarmak için şu an adını hatırlayamadığım bu cihazlardan almıştı. Minik tuşlarıyla yazı yazmak çok zordu ama telefon olan her yerde haberleşme özgürlüğü sağladığı için müthiş bir buluştu.

Milliyet’in merkezinde yani İstanbul’da bu cihazdan sadece bir tane vardı ve sanıyorum servisin en genci olduğum için teknolojiye yatkınlığıma güvenilerek benim sorumluluğuma verilmişti.

Aslında kullanması son derece kolaydı.

Makalesini yazan yazar telefonla beni arar, cihazın altındaki bir yeri ahizeye dayar ve “gönder” tuşuna basardı. Ben de İstanbul’da kendi cihazımla aynısını yapar, sonra cihazı özel yazıcısına bağlar ve yazının çıktısını alırdım. Yazı telefonla bir cihazdan diğerine aktarılırken sonraları aşina olacağımız çevirmeli internet sesine benzer bir ses duyulurdu.

O gün, yani 22 Haziran 1987 Pazartesi, Örsan ağabey yazısını geçmek için evinden beni aradı, galiba öğle saatleriydi. (Aslında üniversitede öğrenci olduğum için hafta içi sadece geceleri çalışıyordum ama okul yaz tatilindeydi.) Daha önceki konuşmalarımızdan Bodrum’da olduğunu biliyordum. Kendisinden yaşça çok küçük olmama rağmen hep dostça, samimi davranırdı, zaten alçak gönüllü bir insandı.

Her zamanki gibi cihazı ahizeye tuttu ve “gönder” tuşuna bastı fakat zaman zaman yaşadığımız bir sorunla karşılaştık: Yazı şifreli yani bozuk geldi. Bir daha denedi yine olmadı, tekrar tekrar denedi ama ne yapsa olmuyordu. Telefon hattı kötü olduğu için yazı şifreli geliyor, harfler yerine garip işaretler çıkıyordu.

Örsan ağabeyin “Politika Kazanı” köşesinde ertesi gün çıkacak yazısının en geç 16.00 sularında gazeteye ulaşması gerekiyordu ki ilk baskıya yetişebilsin.

Defalarca denedik, olmadı; zaman da geçiyordu. Sonunda sıkıntılı bir ses tonuyla, “Ben PTT’ye gidiyorum…” dedi, yazısını mecburen teleksle geçecekti. Yanlış hatırlamıyorsam aşırı sıcaktan yakındı.

Çok kısa bir süre sonra vefat haberini aldık.

Yıkılmıştım…

 

Not: Fotoğraflar: Milliyet’in 60. yıl albümünden alınmıştır.

İlgili yazılar:

Milliyet’in efsane dış büroları

Milliyet nereden nereye…

EtiketlendiMedya
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanCenk Başlamış
Takip et:
41 yıllık meslek yaşamının 21 yılını Milliyet gazetesi, CNN Türk ve 32. Gün'ün muhabiri olarak Moskova'da geçirmiş bir gazeteciden medya eleştirileri ve Rusya ağırlıklı dış politika, kimi zaman da gezi ve amatör müzik yazıları. "Sovyetleri Yıkan Darbe: Kuğu Gölü Operasyonu", "Rusya'da Bir Çılgın: Son Çar Jirinovski" ve "Gorbaçov'dan Putin'e...Rusya'nın Sırları" ve "Vladimir Vladimiroviç Putin: Rusya'yı Ayağa Kaldıran Lider" (Okay Deprem'le) kitaplarının yazarı. Sürekli basın kartı sahibi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi. https://www.instagram.com/djenkbaslamis/
Önceki Makale ‘Abartalım arkadaşlar!..’
Sonraki Makale Arda için ‘gemi yakanlar’

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

*Köşe Yazıları

Avrupa’nın hırsları ve Türkiye

Okay Deprem
4 Temmuz 2025
MG Özel

Rus TV’sinde KKTC övgüsü

Fuad Safarov
2 Temmuz 2025
EditörMG Özel

Sovyet casusun “Türkiye” raporu

Fuad Safarov
1 Temmuz 2025
MG Özel

Haziran ayında çok okunanlar

Medya Günlüğü
1 Temmuz 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?