Home Günlük İtaatsizlerin günü

İtaatsizlerin günü

0

Birçok ülkede 1 Mayıs kutlamaları benzer törensellikler içerir. Ancak hepsinin toplumsal mücadeleler tarihindeki dönüm noktaları farklıdır (Peterson ve ark., 2012).

1 Mayıs eylemcileri ikiye ayrılır: 1. Kendi ülkelerindeki 1 Mayıs’a özellikle odaklanan protestocular; 2. Kendilerini o gün protesto eden büyük insanlığın parçası olarak görenler (Walgrave ve ark., 2012).

Sarı 1 Mayıs

Küresel Batılı ülkelerde 1 Mayıs’a daha az işçi ve daha çok eğitimli orta sınıf katılıyor. Fakat diğer gösterilere göre, daha çok işçi 1 Mayıs’a katılıyor. 1 Mayıs gösterileri ikiye ayrılıyor: Sendikaların ve sosyal demokrat partilerin düzenlediği gösteriler ve radikal solun düzenlediği gösteriler. İkincilerde, güvencesiz emeğin katılımı daha fazla. Bu açıdan bir değil iki 1 Mayıs var. 1 Mayıs, geniş kesimlerin katılımı nedeniyle, yalnızca bir işçi bayramı olmaktan çıkmış durumda. Daha geniş emek kesimlerinin kapsanması söz konusu. Gösterilere katılımlarda sınıf başat olduğu kadar, ideoloji/politik duruş da etkili (Wennerhag, 2016). Türkiye açısından bakarsak, ‘sarı sendika’ sözünde olduğu gibi, yandaş sendikaların ve kuruluşların ayrıca kutladığı ‘sarı 1 Mayıs’ kavramını ortaya atabiliriz.

1 Mayıs ve 31 Mart

Var olan adaletsiz düzeni meşru görenler sokaklara çıkmıyor; adaletsizliği görüp de kabullenemeyenler sokaklara çıkıyor (Jost ve ark., 2012). Her gösteri, ilerici olmak zorunda değil. Türkiye bağlamında düşünürsek, akla belki de ilk olarak 31 Mart ve Kubilay’ın katli gelir. Gerçekte gösteriler ikiye ayrılıyor: Var olan düzeni koruma amaçlı gösteriler ve var olan düzeni değiştirme amaçlı gösteriler. Protestoların genel olarak 3 öncülü var: Algılanan adaletsizliğe karşı duyulan öfke; sosyal özdeşleşme; ve protestocu grubun etkili olacağı yönündeki inanç (Jost ve ark., 2017).

Klavye aktivizmi

Çevrimiçi eylemcilik ya da klavye aktivizmi, kimilerinin gerçek hayatta eylemci olmalarını engelliyor, kimilerini engellemiyor. Kesin sonuçlar bulunmamış. Kimileri için, çevrimiçi ve gerçek yaşamda eylemcilik çok farklı çünkü bu iki alanda farklı dünyalarda yaşıyorlar. İnternet gerçek yaşamda eylemlerin gerçekleşmesine yardımcı olurken, bir yandan da bunların bastırılması için bir araç işlevi görüyor (Greijdanus ve ark., 2020). Öte yandan, sosyal medyanın eylemlerdeki rolü üzerine bir araştırmada, sosyal medyanın eylemlerin koordineli olmasında, sağlık ve hukuk desteği sağlanmasında, öfke, özdeşleşme, grup etkililiği, adalet, yoksunluk vb. konularda karşıt ve yandaş görüşlerin paylaşılmasında; ve gösterilerin başarılı ya da başarısız olmasında etkili olduğu bulunuyor (Jost ve ark., 2018).

Farklı tür eylemcilikler

Eylemcilikler zaman ve çabaya göre birkaç kategoriye ayrılıyor: Kimileri bir kez gerçekleşiyor ve risk içermiyor. Örneğin, para yardımı, kampanyaya imzacı olmak, barışçıl bir gösteriye katılmak. Kimileri ise, daha kısa süreli oluyor ama daha çok risk ve çaba içeriyor. Örneğin, bir işgal eylemi ya da grev. Başka örneklerde sürekliliği olan eylemlilikler var, sendikanın aidatını düzenli olarak ödemek gibi. Daha fazla emek ve zaman isteyen eylemcilikler ise, bir örgütte (komitelerde, komisyonlarda vb.) yer almak biçiminde görülüyor. Bu eylemcilik biçimlerinin sosyal psikolojik dinamikleri doğal olarak farklı farklı oluyor (Klandermans, 2004).

Meşruluğun yitimi

50 yıl önceden gelen not: Protestoları yoğunlaştıran, siyasal ve toplumsal otoritelerin meşruluklarını yitirmeleridir. Toplumsal kurumlara inanç kalmadığında, insanlar sokaklara çıkarlar (Kelman, 1970). Kişilik ile protestolar arasındaki ilişki ise şöyle: Dışa dönük insanlar ve yeniliklere açık olanlar, protestolara daha yatkın oluyorlar (Ribeiro, & Borba, 2016).

Duygu ve sorun temelli süreç

Protestolar, bir araştırmaya göre, iki sürecin bir ürünü: duygu temelli süreç, adaletsizliğe karşı öfkeye dayanırken, sorun temelli süreç, hareketin başarıya ulaşma umuduna karşılık geliyor (Van Zomeren ve ark., 2012). Protestolara katılımlarda kolektif kimlik, adaletsizlik duygusu, protesto etmenin bedeli, algılanan risk, kolektif etkililik gibi etmenler rol oynuyor (Scafuto, & La Barbera, 2016). Gösterilere katılmak, toplumsal hiyerarşilerin reddi ve bir hareketle özdeşleşmeyle yakından ilişkili (Cameron, & Nickerson, 2009).

Eylemcilerin ikilemi

İlgili araştırmalarda eylemcilerin ikilemi diye bir kavram geçiyor. Buna göre, yol kapatmak ve vandallık gibi sert eylemler toplumsal değişim yönünde daha çok etki ediyor ama aynı zamanda kamuoyunun eylemcilerden soğumasına yol açıyor. Eylemcilerin bir yandan etkili olmak bir yandan kamuoyunun nabzını tutmak için ince bir çizgide yol kat etmesi gerekiyor (Feinberg ve ark., 2020).

Antidepresan olarak protestolar

Toplumsal kimlik, ortaklaşmış acılar ve protestocu grubun etkili olacağı yönünde duyulan inanç. Bunlar kolektif eylemin öncülleri olarak değerlendiriliyor (Osborne ve ark., 2018). Protestolara katılmak anti-depresan etkisi gösteriyor ve kolektif kimlik oluşumuna katkıda bulunuyor (Diaz ve ark., 2022). Protestolar, tümüyle akıllı mantıklı eylemler değil. Duygular devreye giriyor. Protestoların başarısı gurur, başarısızlığı öfke doğurarak sonraki protestoları körüklüyor (Tausch, & Becker, 2013).

Homo Activistus-Homo Pasifistus

İnsan, şiddete maruz kalacağını bile bile ya da bunu beklemesine karşın, neden bir eyleme katılır? Homo activistus, kar-zarar terazisi taşıyan bir varlık değil. Birçok örnekte, kolluk şiddeti, ters tepiyor; gösterileri alevlendiriyor (Aytaç ve ark., 2018). Myanmar gibi protestoların vahşice, en kanlı biçimde bastırıldığı ülkelerde bile, insanlar yine de protesto ediyorlar çünkü değişimin başka bir yolunun olmadığına inanıyorlar; eylemcilikten kendilerine bir kimlik biçiyorlar; ülkeleri için büyük bir sorumluluk duyuyorlar ve değişime dair umutları var (Stapnes ve ark., 2022). Herhalde bunların içinden en önemlisi, umut. En vahşi yönetimlerde bile, kolluk şiddeti, toplumsal öfkeye neden olabiliyor. Böylece, eylemciler kendilerine yönelik riskleri azımsamaya başlıyorlar. Kolluk şiddeti, kimlik tutkalı oluşturarak, eylemcilerin hareketle özdeşleşmesini sağlıyor. Ayrıca grubun etkili olduğuna ilişkin algıyı da geliştiriyor (Ayanian, & Tausch, 2016).

Emekçilerin ve itaatsizlerin günü

Son olarak, değişim isteyen protestoculara yönelik olumsuz bakış, sağ kanat otoriteryenlikle ilişkili (Sevi ve ark., 2021). Bu kavram, otoriteye itaati huy edinen, itaat etmeyenlerinse cezalandırılması gerektiğini düşünen bir kişilik özelliği. Oysa yalnızca emekçilerin değil, itaatsizlerin de günüdür 1 Mayıs!..

Not: Bu yazı Medya Günlüğü’nde daha önce yayınlanmıştır.

Kaynakça

Ayanian, A. H., & Tausch, N. (2016). How risk perception shapes collective action intentions in repressive contexts: A study of Egyptian activists during the 2013 post‐coup uprising. British journal of social psychology, 55(4), 700-721.

Aytaç, S. E., Schiumerini, L., & Stokes, S. (2018). Why do people join backlash protests? Lessons from Turkey. Journal of Conflict Resolution, 62(6), 1205-1228.

Cameron, J. E., & Nickerson, S. L. (2009). Predictors of protest among anti‐globalization demonstrators. Journal of Applied Social Psychology, 39(3), 734-761.

Diaz, S., Pullen, C., & Iannone, N. (2022). Black lives matter, Black stories matter, Black voices matter: Black Lives Matter protests, COVID-19, and streaming services. Psychology of Popular Media, 11(3), 285.

Feinberg, M., Willer, R., & Kovacheff, C. (2020). The activist’s dilemma: Extreme protest actions reduce popular support for social movements. Journal of personality and social psychology, 119(5), 1086.

Greijdanus, H., de Matos Fernandes, C. A., Turner-Zwinkels, F., Honari, A., Roos, C. A., Rosenbusch, H., & Postmes, T. (2020). The psychology of online activism and social movements: Relations between online and offline collective action. Current opinion in psychology, 35, 49-54.

Jost, J. T., Barberá, P., Bonneau, R., Langer, M., Metzger, M., Nagler, J., … & Tucker, J. A. (2018). How social media facilitates political protest: Information, motivation, and social networks. Political psychology, 39, 85-118.

Jost, J. T., Becker, J., Osborne, D., & Badaan, V. (2017). Missing in (collective) action: Ideology, system justification, and the motivational antecedents of two types of protest behavior. Current Directions in Psychological Science, 26(2), 99-108.

Jost, J. T., Chaikalis-Petritsis, V., Abrams, D., Sidanius, J., Van Der Toorn, J., & Bratt, C. (2012). Why men (and women) do and don’t rebel: Effects of system justification on willingness to protest. Personality and social psychology Bulletin, 38(2), 197-208.

Kelman, H. C. (1970). A social-psychological model of political legitimacy and its relevance to black and white student protest movements. Psychiatry, 33(2), 224-246.

Klandermans, B. (2004). The demand and supply of participation: Social-psychological correlates of participation in social movements. The Blackwell companion to social movements, 360-379.

Osborne, D., Jost, J. T., Becker, J. C., Badaan, V., & Sibley, C. G. (2019). Protesting to challenge or defend the system? A system justification perspective on collective action. European Journal of Social Psychology, 49(2), 244-269.

Peterson, A., Wahlström, M., Wennerhag, M., Christancho, C., & Sabucedo, J. M. (2012). May day demonstrations in five European countries. Mobilization: An International Quarterly, 17(3), 281-300.

Ribeiro, E. A., & Borba, J. (2016). Personality, political attitudes and participation in protests: The direct and mediated effects of psychological factors on political activism. Brazilian political science review, 10.

Scafuto, F., & La Barbera, F. (2016). Protest against waste contamination in the ‘land of fires’: Psychological antecedents for activists and non‐activists. Journal of Community & Applied Social Psychology, 26(6), 481-495.

Sevi, B., Altman, N., Ford, C. G., & Shook, N. J. (2021). To kneel or not to kneel: Right-wing authoritarianism predicts attitudes toward NFL kneeling protests. Current Psychology, 40, 2948-2955.

Stapnes, T., Carlquist, E., & Horst, C. (2022). Responsibility to protest: An interpretative phenomenological analysis of motives for protest participation in Myanmar. Peace and Conflict: Journal of Peace Psychology, 28(1), 101.

Tausch, N., & Becker, J. C. (2013). Emotional reactions to success and failure of collective action as predictors of future action intentions: A longitudinal investigation in the context of student protests in Germany. British Journal of Social Psychology, 52(3), 525-542.

Van Zomeren, M., Leach, C. W., & Spears, R. (2012). Protesters as “passionate economists” a dynamic dual pathway model of approach coping with collective disadvantage. Personality and Social Psychology Review, 16(2), 180-199.

Walgrave, S., Wouters, R., Van Laer, J., Verhulst, J., & Ketelaars, P. (2012). Transnational collective identification: May Day and climate change protesters’ identification with similar protest events in other countries. Mobilization: An International Quarterly, 17(3), 301-317.

Wennerhag, M. (2016). Who takes part in May Day marches?. In The Ritual of May Day in Western Europe (pp. 207-236). Routledge.

Ulaş Başar Gezgin

1978 İstanbul doğumlu. Türkiye, Vietnam, Tayland ve Malezya’da 23 yıl ders verme deneyimine ve Yeni Zelanda (doktora), Avustralya (ortak proje) ve Latin Amerika’da (gazetecilik) araştırma deneyimine sahip bir akademisyen-yazar. Eğitimini Darüşşafaka (1989-1996), Boğaziçi Üniversitesi (Eğitim Bilimleri (Psikolojik Danışmanlık), lisans, 2000; Sosyal Psikoloji, yüksek lisans 2002), ODTÜ (Bilişsel Bilimler, doktora, 2006) ve yurt dışında (2009, üniversite düzeyinde ders verme yetkisi, Avustralya; Darmstadt Teknik Üniversitesi, Şehir Plancılığı, yüksek lisans, 2011) tamamlayan Gezgin’in toplam 116 kitabı bulunmaktadır. 2014’te Türkiye’de doçent, 2017’de yurt dışında profesör olmuştur. Akademik çalışmalar dışında, çeşitli dergi ve gazetelere köşe yazıları yazmakta; şiir, şarkı sözü, şarkı, deneme, yazınsal inceleme, öykü, film öyküsü, film çözümlemesi, tiyatro oyunu, masal ve roman türlerinde yapıtlar vermekte ve çeşitli ülkelerden şairleri ve şarkıcıları Türkçeye kazandırmaktadır. Çeşitli çalışmaları 13 dile (Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca, İtalyanca, Portekizce, Rusça, Japonca, Vietnamca, Tayca, Gürcüce ve Azerbaycan Türkçesi) çevrilmiştir.

Previous article‘Gazetecilerin can güvenliği sağlansın’
Next articleNisan ayında çok okunanlar
1978 İstanbul doğumlu. Türkiye, Vietnam, Tayland ve Malezya’da 23 yıl ders verme deneyimine ve Yeni Zelanda (doktora), Avustralya (ortak proje) ve Latin Amerika’da (gazetecilik) araştırma deneyimine sahip bir akademisyen-yazar. Eğitimini Darüşşafaka (1989-1996), Boğaziçi Üniversitesi (Eğitim Bilimleri (Psikolojik Danışmanlık), lisans, 2000; Sosyal Psikoloji, yüksek lisans 2002), ODTÜ (Bilişsel Bilimler, doktora, 2006) ve yurt dışında (2009, üniversite düzeyinde ders verme yetkisi, Avustralya; Darmstadt Teknik Üniversitesi, Şehir Plancılığı, yüksek lisans, 2011) tamamlayan Gezgin’in toplam 116 kitabı bulunmaktadır. 2014’te Türkiye’de doçent, 2017’de yurt dışında profesör olmuştur. Akademik çalışmalar dışında, çeşitli dergi ve gazetelere köşe yazıları yazmakta; şiir, şarkı sözü, şarkı, deneme, yazınsal inceleme, öykü, film öyküsü, film çözümlemesi, tiyatro oyunu, masal ve roman türlerinde yapıtlar vermekte ve çeşitli ülkelerden şairleri ve şarkıcıları Türkçeye kazandırmaktadır. Çeşitli çalışmaları 13 dile (Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca, İtalyanca, Portekizce, Rusça, Japonca, Vietnamca, Tayca, Gürcüce ve Azerbaycan Türkçesi) çevrilmiştir.

Exit mobile version