Home Köşe Yazıları CHP’nin sağ siyasete katkısı

CHP’nin sağ siyasete katkısı

0

Oy vermeye başladığım 1977 seçimlerinden bu yana geçen 46 yılda, Atatürk’ün CHP’siyle zerre ilgisi olamayan partinin ve benzeri isimli ikiz partilerin, sağcı ve dinci partilerin gelişiminde ve iktidara gelişlerinde doğrudan katkısının yanı sıra, memleketin içinde bulunduğu onlarca sıkıntıya rağmen aşınmış AKP iktidarını yerinden kıpırdatamayan CHP’nin harcadığı umutlarımızı tamamen yok etmemesi için sade bir vatandaş olarak bu yazıyı yazıyorum!

AKP’li yıllara geçmeden önce Atatürk’ün, daha Cumhuriyet’in ilk yıllarında, hem de iki kez çok partili rejime ve tam demokrasiye geçmek için birincisi kısmen, ikincisi bizzat kendi elleriyle partiler kurdurttuğu ve muhalif partideki (!) arkadaşlarının daha kurulur kurulmaz hemen sağa ve doğruca din istismarına yöneldikleri unutulmamalıdır.

İsmet İnönü, bu iki deneyime rağmen üçüncü bir girişimle kesin olarak çok partili rejime geçmiş ve ülkeyi 1950’de DP’ye ve sağa teslim ederek, ilk ikisinde Atatürk’ün engellediği ve fakat izleri 73 yıldır bugünlere damga vuran, ”din istismarı yoluyla siyasete” yol vermiştir! (Bu konu elbette çok daha derin ve kapsamlı bir tarihi gelişim içinde çeşitli açılardan tartışılan bir yaklaşımdır)

Bu tarihi gelişim sonucunda olsa gerek, en son AKP olmak üzere CHP ve ikizleri, bu ülkenin dinci iktidarlara tesliminde bir numaralı sorumludur (veya sorumlulardan biridir.) somut bir örnek olarak, şu anda CHP listelerinden 37+2 sağcı siyasi, başlarına talih kuşu konmuşçasına, rüyalarında bile göremeyecekleri şekilde sayemizde Meclis’e girmiş bulunmakta. Saadet ve Gelecek Partisi’nden 10’ar, Deva Partisi’nden 14, DP’den üç kişi CHP listesinden Meclis’e seçilmiş durumda. CHP ana liste dışından bir İyi Partili ile Mustafa Sarıgül’ü saymıyoruz şimdilik!

Bu 37 kişinin hiçbirinden seçim kampanyası boyunca “1 oy Kemal’e 1 oy CHP’ye” lafını duyan oldu mu acaba?

AKP’li sabık Başbakan Ahmet Davutoğlu ve sabık Başbakan Yardımcısı Ali Babacan başta olmak üzere, Atatürk’ün Çankaya’sında yer verdikleri sabık Adalet Bakanı Sadullah Ergin’den ve diğer tüm AKP’li takım arkadaşlarından eğer bir itirafname veya garanti mektubu almadıysa, CHP gaflet ve delalet içindedir! Toplasanız %1 oy bile alamayacak Deva-Gelişim adlı bu 2 AKP kökenli parti dışında DP ve Saadet partileri de CHP sayesinde seçmenden anlamsız bir destek aldıkları gibi, ileride ne gibi faşist zararlar vereceklerini öngörecek kapasitenin CHP’de olmadığını artık biliyoruz. Aynı şeyler, MHP artığı İyi Parti için de söylenebilir… Zaten bu parti de CHP’nin sağa açılımındaki ilk “piyango” örneği olarak Meclis’teki yerini geçen seçimde bulmuş ve başına konan talih kuşuna rağmen, masayı dağıtmaktan da çekinmeyerek, belki de bugünkü seçimde milliyetçi oyları MHP’ye yeniden kanalize eden ihanetin yolunu da açmıştı!

CHP, “sağdan oy alamazsak iktidar olamayız” diye diye, Atatürk’ün tüm devrimci mücadelesini bir kenara atarak her türlü gaflet ve delalet içinde sorumsuz ve beceriksiz bir siyaset izleyerek bugünlere gelmiştir. Bizlerden sadece ve sadece Atatürkçü ve laik görünümü (!) olduğu için oy alabilen CHP, gerçekte bu konularda da yetersiz, sağa ve din istismarına şirinlik yapan bir tutumu sürekli sergilemiştir!

CHP şemsiyesine alınan AKP artığı siyasiler, seçimlere giderken ne AKP ne başkanıyla ilgili, bizlere en ufak bir yolsuzluk bilgisi vermedikleri gibi, eski partileri aleyhine de dişe dokunur tek bir laf etmeden gelip TBMM’de koltuklarına kurulurken, bizlere en ufak bir hesap vermezlerse veya CHP’ye buzdağının görünmeyen yüzüyle ilgili dosyaları anlatmazlarsa, vah vah!

Hemen bu hafta başta sabık Başbakan Ahmet Davutoğlu ve sabık Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Meclis’e giren tüm vekilleri ile karşımıza çıkıp AKP’nin yolsuzluklarını ve hukuksuzluklarını bir bir anlatmalıdır!

28 Mayıs’a kadar en başta Davutoğlu ve Babacan olmak üzere Meclise giren bu 37+2 siyasiden ve de İyi Parti’den, Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı seçtirmek üzere somut, net kampanyalar ve konuşmalar yapmalarını beklemek ve onlara bunu yaptırmak CHP’nin, seçmenlerine karşı namus borcudur!

28 Mayıs seçiminde görev seçmene değil, Meclis’e kapağı atmış 5’li masanın her partisine, vekiline ve üyesine düşmektedir!

Bugünden itibaren CHP sayesinde Meclis’e girmiş veya girmemiş Deva-Gelecek-Saadet-DP ve İyi Partili her siyasi meydanlarda ve TV’lerde “Bir oy Kemal’e” diyemiyorsa, bilin ki Bay Kemal-CHP ve ona oy verecek tüm seçmenler aldatılmıştır!

Aslında acı bir gerçek ama şu anda Bay Kemal başta olmak üzere masanın tüm parti başkanlarının seçimi kazanmaktan başka şansları yok! Kazanamazlarsa hepsi işsiz!

Kızgın seçmen Refet

Refet Kayakıran

Deneyimli bir turizmcinin kaleminden dünyaya farklı bakış.

Exit mobile version