Mentor
Fenerbahçe istim üstünde ya, üstelik de yenmiş, biraz spor programı seyredeyim dedim; özellikle de parasını ödediğimiz yayıncıyı tercih ettim çünkü golleri tekrar tekrar seyretmek çok keyifli olacaktı.
Önce biraz övgü derken iş döndü dolaştı Alanya’nın yetersizliğine geldi. Zaten o insanların oraya ne için seçildiğini anlamak zor, güya her takımdan bir temsilci almışlar ama İlker Yağcıoğlu hiçbir dönem Fenerbahçe’yi temsil etmedi. Sıradan bir Fenerbahçeliyi çevirip sorsanız İlker Yağcıoğlu’nun Fenerbahçe’ye karşı iyi niyetli olmadığını söyler, nasıl söylemesin adam Fenerbahçe’ye küfredilen tüm kanallarda çalıştı. Aspor, Trtspor vs.
İlker Yağcıoğlu seçimi bile yayıncıda sistemli olarak Fenerbahçe aleyhine bir program yapma çabasını gösterir çünkü diğer seçimler fanatik takım taraftarı, bir tek İlker naif. Mesela neden Ersun Yanal değil, hadi illa eski futbolcu olacaksa neden Aykut Kocaman ya da İsmail Kartal değil?
Bir tek Tolga Zengin’i ayırıyorum, kendisini sevmem, kişisel problemim yok, olgun ve iyi bir insana benziyor ama üstünde Fetö kumpasına sahip çıkma utancı var. O grubun içinde yorumlarını dinlerken farklı şeyler öğrenebileceğiniz ve sahada oynanan oyunun o günkü veriler üzerinden değerlendiren bir tek o var. Ötekiler, Güntekin dahil eminim futbol yazısı falan okumuyorlardır.
Azıcık futbolu takip eden birisi komedi programı mı yoksa ilkokul çocuklarına futbol dersleri mi sorusunun cevabını bulamaz.
Yazayım; efendim taç atılırken 10 Fenerbahçeli oyuncu oradaymış ve Alanyalı oyuncular Fenerbahçeli oyuncuyu perdeleyip topu öteki tarafa atsalar pozisyon olurmuş; art niyet açık Fenerbahçe iyi değildi, Alanya kötüydü. Oysa anlattıkları hikayede 10 Fenerbahçeli oyuncu 5 Alanyalı oyuncu var, artık kim kimi perdeleyecekse bariz art niyet, araya bir de Klopp ittiriyor ki inandırıcı olsun.
Efendim kornerde ceza sahası içinde neden Alanyalı oyuncusu sayısı 6 imiş? Çünkü ağır baskıdan çıkmanın kolay yolu duran toptan seken topu alıp kontra yapmaktır, ayrıca gol Alanya’nın yetersizliğinden değil Fenerbahçe’nin duran top organizasyonundaki başarısından oldu ama yok ısrarla “Alanya kötü Fenerbahçe o yüzden kazandı.”
Bir de Batsuayi var “Batsuayi müthiş döndü” değil “Batsuayi yüzde 100’lük golü kaçırdı.”
Ayıptır yahu, bu kadar kör gözüm parmağına, yayıncı ekranında taraf tutulmaz sonra “Türk futbolu neden çürüyor?” Bundan çürüyor işte, Fenerbahçe’nin oyun sistemine ilişkin toplam 3 doğru cümle kuramayan adamlar sırf taraf oldukları için yayıncı ekranını işgal ediyor.
Artık Fenerbahçe’nin oyun sistemini bizim ilkokulda okuyan komşunun çocuğu bile biliyor.
JJ hücum futbolu oynar, defans önceliği değildir, top oyuna girer girmez rakibe en uçtaki adam basmaya başlar. Baskıda herkesin bir rolü vardır, kimse kaytaramaz. Kapılan top orta değil, mümkünse asistle değerlendirilir yani her fırsatta orta yapılmaz. Rakip presi iki şekilde kırabilir: Ya uzun top ya çok hızlı ayağa pas. Şu an ligde Fenerbahçe’nin presini ayağa pasla aşacak takım ve organizasyon yok, kaldı ki Rennes bile aşamadı; uzun topa yöneldiler, iki de gol attılar. Öyle olunca da bir tek uzun top kalıyor ve onun savunması da hazır:
1-Ofsayt taktiği.
2- Hava hakimiyeti, yüksek stoperler.
3- Hızlı, zamanlaması iyi bekler.
Alanya bunları iyi çalışmış, geride paslaşıp Fenerbahçe’yi üstüne çekip açık alan yaratmaya ve o alanda hızlı hücumla sonuç almaya çalıştı ama Fenerbahçe o kadar organize ve güçlü idi ki izin vermedi.
Ama yayıncı kuruluş yorumcuları bunları bilmiyor, onların “her maçtan sonra Fenerbahçe’nin rakibi kötüydü o yüzden galip geldi” tezini işlemek dışında mesleki endişeleri yok.
İnsan tarafsız olması gereken bir pozisyonda, hele Güntekin Onay gibi mesleği bu olan bir insanın bu kadar taraflı olması utanç verici. Belli ki birilerine borçlu hissediyor ama kendini tüketiyor, mesleğini tüketiyor.
Bir de Trio diye program varmış hiç seyretmedim. Katılımcılardan biri Bülent Yıldırım, inanılmaz “tarafsızdır”, şampiyonluk maçında 3 net penaltısını çalmamıştır Fenerbahçe’nin!
Yayıncının bu Fenerbahçe düşmanlığı nereden geliyor açık ama Fenerbahçe yıkılmaz.