Ukrayna’nın, Rusya’nın ele geçirdiği topraklarına uzun süredir hazırlıklarını sürdürdüğü büyük karşı saldırının çok yakın bir gelecekte başlaması bekleniyor. ABD’li ünlü siyaset bilimci ve yazar Ian Bremmer’in kurucusu olduğu Gzero Media’da çıkan konuyla ilgili makalesinin özet çevirisi…
Ukrayna’nın karşı saldırısının başarılı olacağı konusunda aşırıya kaçmayan bir iyimserlik içinde bulunduğumu söyleyebilirim. Bunun iki nedeni var: Birincisi ABD ve NATO’nun Kiev’in başarılı olması için savaş uçakları dışında her şeyi vermesi. İkincisi ise, Ukrayna’nın sabırlı bir şekilde yeni birlikler oluşturması, Batı’dan gelen silah ve mühimmatı envanterine dahil etmesi ve Rusya’nın kış saldırısını boşa çıkarmayı başarması.
Ukrayna’nın, özellikle cephenin doğu kesiminde önemli ölçüde toprak ele geçireceğini ama Rusya ile Kırım arasındaki köprüye ulaşamayacağını düşünüyorum. Ağır silahlarla özellikle Zaporijya’da güçlü savunma hatları oluşturan Rusya’nın 350 bin askerinin çok kayıp vereceğini ancak genel durumu kontrol altında tutacağını tahmin ediyorum. Ukrayna saldırısına karşı aylardır hazırlık yapan Rusya, Kırım Köprüsü yönünde bir ilerlemeye izin vermeyecektir. Moskova’nın savaşı tırmandıracağını, mesela taktik nükleer silah kullanacağını da sanmıyorum.
Batılı ortakları, Ukrayna’nın sınırlı toprak kazanımı ve savaşın mümkün olduğunca az şiddetlenmesi durumunda hemen “zafer” ilan edecektir. Böylece, ABD’deki Cumhuriyetçiler’in direnişine ve Avrupa’nın savaş yorgunluğuna rağmen Ukrayna’ya siyasi ve askeri destek 2024 yılında da sürebilecek.
Sınırlı başarı Kiev’in zaten fazla olmayan uzlaşma arzusunu iyice rafa kaldıracağı ve Moskova’nın kayıpları barış masasına oturmak zorunda kalacak kadar yüksek olmayacağı için ateşkes sağlanması çabaları sonuçsuz kalır. Bu söylediğim, savaşın başlamasından sonra ilk kez Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ile geçen hafta görüşen ve ateşkes karşılığı Ukrayna’nın yeniden inşası için ekonomik destek sözü veren Çin lideri Şi Cinping’in barış planı için de geçerli.
Özetle temel senaryom, Ukrayna’nın karşı saldırısı ancak Batı’nın askeri-siyasi desteğini sürdürmesini sağlamaya yetecek sınırlı bir başarı getireceği yönünde.
Ama tabii tek senaryom bu değil, olaylar başka yönde de gelişebilir.
Örneğin, ikinci en olası senaryoma göre Ukrayna ordusunun taarruzu çok çok sınırlı bir başarı elde edecek ve cephede durum neredeyse hiç değişmeyecek. Bu senaryo Ukrayna operasyonu eşgüdümlü bir şekilde sürdüremez, NATO’dan aldığı yeni silah sistemlerini başarıyla kullanamaz ya da Rus hatlarını yaramadan cephanesi tükenirse gerçekleşir.
Böyle bir durumda Batı’nın, özellikle de ABD’nin Kiev’e verdiği destek sallanmaya başlayabilir. ABD başkanlık seçimleri kapıdayken Kongre Ukrayna savaşına müdahil olmayı sorgulayabilir, askeri yardım azalır, Cumhuriyetçiler’in ve çoğu Avrupalının uzlaşma sesleri daha yüksek çıkmaya başlayabilir.
Tam bu noktada Şi’nin barış planı Ukraynalılara değilse de Batı koalisyonuna daha çekici gelebilir. Bu senaryoda müttefiklerinin baskısıyla Ukrayna görüşmeyi kabul edebilir. Ama Moskova ile Kiev arasındaki görüş ayrılıkları çok derin olduğu için barış sağlanamaz.
Gerçekleşmesi olasılığı daha zayıf ama yine de üzerinde düşünmeye değer üçüncü senaryoma göre ise, Ukrayna karşı saldırısı başarıya ulaşır, önemli kazanımlar elde edilir ve Kırım’daki Rus kontrolü tehdit altına alınır. Bu uzun vadeli bir senaryo ama tümüyle akıl almaz olduğu da söylenemez. Eğer Ukrayna ordusu Batı’nın verdiği piyade araçları, toplar ve roket sistemleriyle Tokmak civarındaki Rus savunmasını yarabilirse Melitopol’e doğru nispeten kolay ilerleyebilir.
Kırım Köprüsü
Bu durumda stratejik kayıplara uğrayan Moskova NATO ülkelerindeki kritik altyapıya karşı siber ve fiziksel sabotaj eylemleri düzenleyebilir. Pek çok uzman Kırım’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin için “kırmızı çizgi” olduğunu, böyle bir durumda misilleme olarak Ukrayna’da taktik nükleer silah kullanabileceğini düşünüyor. Ama ben Putin’in iktidarını tehlikeye düşürebilecek ve Kırım’da da büyük hasara yol açabilecek böyle bir adım atma olasılığını son derece düşük görüyorum.
Buna karşılık bu senaryo gerçekleşirse Rusya Çin’den doğrudan askeri yardım talep edebilir. Çin şu ana kadar Rusya’ya dostluğunu kelimeler dışında somut olarak ifade etmeye pek yanaşmadı. Şi Putin’in yardım talebini sadece Rusya’nın savaşı kaybetmesine ramak kalması durumunda ülkenin çökmesini ve ardından gelecek istikrarsızlığı engellemek adına kabul edebilir. Ama o durumda bile Şi ABD yatırımlarına hedef olmamak ve ikinci büyük ticaret ortağı Avrupa’yı kaybetmemek için yardımı sınırlı tutacaktır.
Çim müdahil olsa da olmasa da bu senaryoda barış görüşmelerine yer yok. Rusya zayıf elle masaya oturmak istemeyecek, Ukrayna ise barış görüşmelerinin başlamasından önce mümkün olduğunca fazla toprak ele geçirmek isteyecektir.
Ateşkes için en büyük umut (tabii böyle diyebilirsek) dördüncü senaryoda.
Bu olasılıkta Ukrayna’nın taarruzu başarısız olmakla kalmaz, üstüne Rusya cephede yeni kazanımlar elde eder.
Rusya Ukrayna saldırısını püskürtebilir ve mesela Donbas’ta ya da başka yerlerde yeni topraklar ele geçirirse, daha fazla kayıp vermekten korkacak Zelenski diplomasiye yönelmek zorunda kalabilir. Ama bu senaryoda iki taraf arasındaki uzlaşmazlıkların büyüklüğü nedeniyle görüşmelerin adil ve kalıcı bir barış sağlaması olasılığı çok düşük görünüyor.
Yine de, bütün senaryolarda, her ne kadar başarısızlığa mahkum görünse de eğer barış görüşmeleri başlayacaksa bile bunu Amerikalılar ya da Avrupalıların değil Çinlilerin arabuluculuğu sağlayacaktır.
Uzun vadeli kalıcı bir çözüme varılması yıllar sürecektir ama Putin üzerindeki gücü nedeniyle arabuluculuk konusunda en şanslı lider Şi görünüyor.